İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, "33'üncü faslın müzakereye açılmasını, Türkiye ve AB'nin tam üyelik hedefine olan bağlılığının bir göstergesi olarak değerlendiriyoruz" dedi.
İKV Başkanı Zeytinoğlu, Mali ve Bütçesel Hükümler başlıklı 33'üncü faslın bugün Brüksel’de gerçekleşen Hükümetlerarası Katılım Konferansı'nda müzakereye açılmasına ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
İki yıllık aradan sonra geçtiğimiz aralık ayında müzakereye açılan Ekonomik ve Parasal Politika faslından sonra bu yıl da Mali ve Bütçesel Hükümler faslının müzakereye açılmasını müzakere sürecinin ilerlemesi açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Zeytinoğlu, açılan fasıllara eklenen yeni bir halka olarak müzakere sürecinin ivme kaybetmeden devam etmesi açısından önem taşıdığının altını çizdi.
1 Temmuz'da sona erecek olan Hollanda Dönem Başkanlığı'nda açılan 33'üncü fasıl ile birlikte AB sürecinde açılan fasıl sayısının 16'ya çıktığını kaydeden Zeytinoğlu, 33'üncü fasıla ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Mali ve Bütçesel Hükümler faslı müzakere sürecinde uzun bir süre Fransa’nın blokajına tabi oldu ve eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin görevi döneminde bu ülke tarafından 'üyelikle doğrudan ilişkili olduğu' gerekçesiyle bloke edilen fasıllar arasında yer aldı. Cumhurbaşkanı François Hollande'ın göreve gelmesinden sonra ülkenin söz konusu fasıllara karşı blokajını kaldırmaya sıcak bakmasıyla birlikte 18 Mart 2016 tarihli Türkiye-AB Zirvesi’nde AB tarafından faslın Hollanda’nın AB Dönem Başkanlığı’nda müzakerelere açılması yönünde karar alınmıştır. Mali ve Bütçesel Hükümler faslı temel olarak AB bütçesinin finansmanı için üye ülkelerin AB bütçesine yapacakları katkı için gerekli mali kaynaklara (öz kaynaklar) ilişkin kuralları kapsamaktadır. AB’nin bütçe kaynakları, AB dışı ithalatta elde edilen gümrük vergileri, tarımsal vergiler ve şeker üretiminden alınan vergilerinden elde edilen geleneksel öz kaynaklardan oluşan üye devlet katkıları, üye devletlerin KDV gelirlerine dayanan katkılar ve üye devletlerin GSMH büyüklüğüne bağlı olarak değişen katkılardan oluşmaktadır. AB bütçesine ilişkin yeterli koordinasyonun sağlanması, öz kaynaklara ilişkin katkıların doğru hesaplanması, tahsilatı, ödenmesi ve denetiminin temini ve öz kaynaklara ilişkin kurallara uyum amacıyla üye devletlerin bu alanda gerekli idari kapasiteyi oluşturmaları gerekmektedir. Genel olarak, Türkiye Mali ve Bütçesel Hükümler faslı kapsamındaki hazırlıkları henüz erken aşamadadır. AB’ye üyeliği gerçekleştiğinde bu fasıla ilişkin olarak güçlü koordinasyon yapılarını, idari kapasiteyi ve uygulama kurallarını oluşturmasına ihtiyaç duyulacaktır. Tam üyelikle doğrudan bağlantılı olan bu faslın müzakerelere açılması gerek Türkiye’nin gerekse AB’nin müzakere sürecinde tam üyelik hedefine olan bağlılığının bir göstergesi olması açısından önem taşımaktadır."
Zeytinoğlu, AB'nin geçmişte aday ülkelerle yürüttüğü müzakerelerde Mali ve Bütçesel Hükümler faslının genelde en son sonuçlandırılan müzakere faslı olduğunu belirterek, "Müzakere sürecinde ilerleme sağlayabilmek amacıyla halen bloke olan diğer fasılların da açılması önem taşımaktadır. AB Konseyi kararı ile bloke edilen 8 fasıl ve GKRY’nin tek taraflı olarak bloke ettiği 6 fasıl müzakere sürecinde engel teşkil etmektedir. Söz konusu fasılların açılabilmesi için gerekli koşulların oluşturulması sürecin hedefine ulaşması açısından önemlidir. Bu ise hem Kıbrıs sorununda çözümün sağlanması, hem de Avrupa Komisyonu ve üye devletlerin müzakere sürecinin canlandırılması yönünde verdikleri sözleri yerine getirmelerine bağlıdır. 23 Haziran'da Britanya’daki referandum sonucunda ülkenin AB üyeliğinden çıkmasının söz konusu olması, AB sürecinin geleceği açısından endişe verici olmuştur. Bu açıdan Türkiye ile ilişkilerin canlandırılması, AB’nin güçlü bir duruş sergilemesi ve entegrasyon sürecinin geleceği açısından da destekleyici olacaktır." ifadelerini kullandı.