’Avusturya’daki Türk toplumu demokratik mücadeleyi artırmalı

Bugün itibariyle Türk düşmanlığı körükleniyor, Müslümanlara karşı saldırılar ve yasaklarda endişe verici artış yaşanıyor.


’Avusturya’daki Türk toplumu demokratik mücadeleyi artırmalı

Türkiye ile Avusturya arasında 15 Mayıs 1964 tarihinde imzalanan işgücü antlaşmasının yıldönümünde değerlendirmede bulunan İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “Avusturya’da Türk toplumu, yarım asrı aşkın bir geçmişe bakıyor. Bugün itibariyle Türk düşmanlığı körükleniyor, Müslümanlara karşı saldırılar ve yasaklarda endişe verici artış yaşanıyor. Buna karşı çok boyutlu mücadele, her şeyden önce Avusturya’nın çoğulculuğunu ve demokrasisini güçlendirecektir.” dedi.

Yeneroğlu: ‘’Avusturya’daki Türk toplumu demokratik mücadeleyi artırmalı!’’

Türkiye ile Avusturya arasında 15 Mayıs 1964 tarihinde imzalanan işgücü antlaşmasının yıldönümünde değerlendirmede bulunan İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “Avusturya’da Türk toplumu, yarım asrı aşkın bir geçmişe bakıyor. Bugün itibariyle Türk düşmanlığı körükleniyor, Müslümanlara karşı saldırılar ve yasaklarda endişe verici artış yaşanıyor. Buna karşı çok boyutlu mücadele, her şeyden önce Avusturya’nın çoğulculuğunu ve demokrasisini güçlendirecektir.” dedi.



Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

“Türkiye ile Avusturya arasında imzalanan işgücü antlaşmasının 55. yıldönümünü yaşıyoruz. Bu antlaşma yarım asrı geçen zaman diliminde yüz binlerce insanımızın hayatını etkilemiştir. Bugün itibariyle Avusturya’da yarısından fazlası Avusturya vatandaşı olan yaklaşık 300 bin Türkiyeli göçmen yaşıyor. İnşaat, gastronomi ve perakende gibi sektörlerdeki Türk girişimciler 10 bine yakın kişiyi istihdam etmektedirler. Avusturya ilk ve ortaokullarında 20 bini aşkın öğrencimiz eğitim almakta, 9 bin gencimiz meslek eğitimi ve 4 bin 500 gencimiz de üniversitede öğrenim görmektedir.

Avusturya’da genelde Müslümanların özelde de Türklerin yaşam alanını daraltan gelişmeler yaşanıyor. Bu gidişatta en önemli katkıyı hiç şüphesiz ki koalisyon ortağı olan aşırı sağcı FPÖ sağlıyor. Hükümet programında İslam’ın sürekli olumsuz bağlamda ifade edilerek ötekileştirilmesi, yurtdışından imamların getirilmesinin yasaklanması, bazı camilerin kapatılması, ilkokullarda başörtüsü yasağı ve ‘bozkurt’ ile ‘rabia’ işaretlerinin terör örgütlerinin sembolleriyle eş tutularak yasaklanması Müslümanların toplum nezdinde potansiyel suçlu muamelesi görmesini beraberinde getiriyor.

Bunun doğal bir sonucu olarak da maalesef Müslümanlara karşı saldırılarda artış yaşanıyor. Nitekim Avusturya’daki Dokustelle isimli İslam düşmanlığı ile mücadele kurumunun raporuna göre, 2018 yılında 540 İslam düşmanı suç gerçekleştirilmiştir.  2017 yılına kıyasla %74’lük bir artışa tekabül eden ve kayıt altına alınamayan saldırılar dikkate alındığında çok daha fazla olan bu rakam Müslümanlara karşı artan ötekileştirmeye işaret ediyor. Müslümanlara karşı nefreti körükleyen söylemlerin yaygınlaştığı bir iklimde 14 yaşındaki başörtülü bir kız üç kızın saldırısına uğrayabiliyor, İslami kuruluşlara devamlı nefret e-mailleri gönderilebiliyor veya açık alanda duvarlara nefretin ifadesi olan ‘Müslümanlara Ölüm’ mesajı yazılabiliyor. Bu olaylar Müslümanların can ve mal güvenliğini tehdit ediyor.

Avusturya, sadece aşırı sağ kesimden ibaret değildir. Her ne kadar siyasal iklim aşırı sağın güçlenmesiyle zehirlense de eminim ülkedeki tüm demokratların mücadelesiyle özgürlükler alanı güç kazanacaktır. Bu noktada yarım asırdır Avusturya’da yaşayan Türk toplumunun tüm sağduyu sahibi demokratik aktörlerle birlikte temel hakları için verecekleri mücadele de önemlidir. Bu noktada ayrımcı uygulamalara ve yasaklara karşı hukuki sürecin başlatılması bireysel ve kurumsal bir sorumluluktur. Yine seçimlere katılım, siyasal partilerde aktif olma ve siyasilerle proaktif iletişim gibi araçlarla siyasi baskılara karşı aktif bir duruş sergilemek en doğal demokratik haktır. Böylelikle Avusturya’daki özgürlükler alanı daha da gelişecektir.

Türkiye–Avusturya İşgücü Anlaşması’nın 55. yıl dönümünde birinci nesli saygıyla anıyor, karşılaştıkları güçlüklere kararlılıkla göğüs geren insanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.”