Türkiye'den yansıtılmayan turizm gerçeği


Dünyada klasik müziğin adını yaşatan,ona saygınlık kazandıran,ve (MOZART) gibi bir dahinin hala ölmediğine yaşadığına inananların ülkesi Avusturya´da (Viyana) ´´Kammeri musikki´´ kültür ve sanat festivaline katılmak için gittiğimde,Avusturya´da yapılan ve yapılacak olan sanatsal etkinliklerin dışında,kültür ve Turizm etkinliklerinide izleme fırsatı buldum.Özellikle 12-14 Şubat 2010 tarihleri arasında yapılacak olan.´´Kültür veTurizm Günleri´´konulu bir toplantıya,15 farklı ülkenin katılacağı ve bu önemli Turizm etkinliğinde Türkiye nasıl bir proğram yapıyor merak ettim,ama ne yazıkki bu merakımı giderecek bir bilgiye ulaşamadım.3000 m2,kapalı alanda yapılacak olan Fuar için,Avusturya (SPO-ÖVP) milletvekilleri şimdiden çok yönlü bir çalışma içindeler.Dünyanın en kapsamlı Kültür ve Turizm günlerinin gerçekleştirildiği fuarda,her dilden tercüman görev alacak,konserler halk oyunları tiyatro gösterileri ile dünya kültürü Turizmi, burada yaklaşık 15 ülke insanıyla buluşacak.Aklıma gelen ve yanıt arayan soruda Türkiye burada nerede duracak?
TUİK-açıkladığı verilere göre,2009 yılında Türkiye´de Turizm gelirlerinin 9.6 oranında düştüğünü verdi.Bakan Ertuğrul Günay hala gelecek yılda Türkiye´ye 40 milyon turist geleceğini söylüyor.Son iki yılda Türk Turizmi belkide bu güne kadar tarihinde en kötü dönemini yaşadı,özellikle tüm dünyada yaşanan küresel krizin etkileri çok farklı yansıdı Turizme,daha önce kış Turizmine açık olan bir çok tesis,kapılarını bu iki yılda tamamiyle kapattı.
İnanç etkileşiminin çok daha farklı biçimde kendini gösterdiği Türkiye´de,yabancının Türkiye´ye bakışını farklı ülkelere talebin artmasıyla gösterdi,ama bu gerçekler kimsenin umurunda değildi.özellikle Antalya-Alanya bölgesine gelen yabancıların daha çok sosyal kesimi teşkil etmesinden dolayı yaptıkları harcamalar etkili olamadı.Turizmi sadece otellerle sınırlı tutmamak gerek,asıl beklenti içinde olanlarsa esnaflardı,hava alanından alınıp otele yerleştirilenler dönünceye kadar otel dışına çıkmadığı gibi,kişisel harcamalarda bulunarak turizme para bırakmıyorlardı.Devlet her şeye rağmen tüm olumsuzluklara aldırmadan Turizm gelirlerinden payını almakta acımasız.Hala inandırıcılığı olmayan bu talihsiz açıklamalara inanmak saflık diyorum,neydi bunun adı,´´Bu yıl Türkiye´ye 40 milyon turist gelecek´´bunu söylüyordu Bakan.Türkiye siyasal tıkanmanın kaynayan bir yaranın sıkıntıların çarkların ortasından kurtulmaya çalışırken ,siz ülkeye 40 milyon turist gelecek diyorsunuz.Batı´dan uzaklaşan Ortadoğu´ya bakan bir siyaset anlayışı içinde olan bir Türkiye.Batı  senin Başbakanın ´´ AB  bir hıristiyanlar birliği kuruluşudur .Türkiye´nin bu birliğin içinde yeri yoktur´´diye açıklamalarda bulunuyor,´´Türkiye Batı´ya samimi değil ,ılımlı islam modelinin çok daha yaygınlaştığı bir Türkiye AB için hazır değil´´ diyor.
İtalya,İspanya,Yunanistan,Tunus,Rusya,fransa,Mısır,Danimarka,Almanya,Belçika,Avusturya,Rusya,Norveç,İsviçre,İngiltere,
bizden çok daha gelişmiş durumdalar.
(DTÖ) Dünya Turizm Örgütü bile 2009 yılında dünya turizmi yüzde 7 geriledi diye açıkladı.Tüm bu olumsuzluklara rağmen Mısır bu değerlerden etkilenmemiş görüntüsü verip, Mısırı çok cazip gösterip turisti çekmeye çalışıyor.Güney Kore 29 milyar Dolar yatırıp yine bu fırsatı çok iyi kullandı,peki Türkiye ne yaptı dersiniz?Hala siyasal çalkantılar içinden çıkamayan,30 milyondan fazla insanı açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan ülkede,siz 5 milyon dolar harcayarak bir kişi adına ceza evi yapıyorsunuz,her gün 3 binden fazla insanın doğduğu ülkede,ve son yıllarda tüm harcamalarında yüzde 58 küçülmek zorunda kalan vatandaşın tatil yapma hakkı bile yok bu ülkede,öte yandan verilere baktığınızda yurtdışından gelen turist sayısında yabancı turist sayısının çok altında kalmış Türkler,özellikle bayram ve yılbaşı tatillerinde Türkler genellikle Türkiye´yi tercih etselerde,çok daha cazip şartlardaki küçük otelleri tercih edip harcama yapmadan üç yada beş gün kalıyorlar,bu sayılarda çok farklı abartılıp gösteriliyor, yani turist sayımızda artış var diyoruz.
Bakıyorsunuz Dünyada en çok hangi ülkeler Turist çekiyor,Fransa ilk sırada yer alıyor son yıllardaki farklılığıyla 82 milyon,İspanya 60 milyon, bu gün İspanya´da her bir İspanyol Turizm elcisi gibi görevli sayıyor kendini.İtalya 44 milyon,Türkiye 28-2 milyon,Türkiye adına bu sayı küçümsenecek bir sayı değil elbette,ama bu gün Fransa´da gelirin tümü çok iyi dağılıyor ülkede,ama Türkiye´de nedense payın fazlasını Bakanlık alıyor,fakat asıl gerçekler topluma yansımıyor nedense.(WTO) bu açıklamaları verirken her zaman Fransa´nın üstünlüğü kendini gösteriyor,ama Türkiye hala yaz turizmini geçemiyor bir türlü.Özellikle kongre turizmi,kültürel fuarların yansımalarının getirdiği kazanımlar.2010 yılında Türkiye Japonlar ve İngilizler için çok cazip bir ülke konumunda,(ABTA) ingiliz Seyahat Acentaları Birliği şimdiden bu konuda etkin çalışmalar içinde.(TUI) Avrupa pazarını halen elinde tutuyor,2009 yılında Türkiye´ye 285 bin turist yolladı,özellikle Antalya´ya gelen turistler,çoğu kez konaklamalardan rahatsız oldukları konuları geldikleri ülkelerde basına yansıttılar,ama bu açıklamalar kimsenin umurunda olmadı,ve biz hala devasa tesisler kurmaya çalışıyoruz,ama turizmin nedense turiste yansımalarının içine giremiyoruz,yeterki çok turist gelsin sayı fazla olsun,ama bunun yansımaları nerede kalıyor?Acentalar sorunu elbette çok önemli.Hala çok iyi bilgilendirilmiş acentalarımız yok,iyi donatılmış acentaların faaliyetleri uluslararası etkileşimde çok önemli,İspanya bunu çok iyi yapıyor.Farklı ülkelere yolladığı turistleri ve kendi ülkesine gelenlerle bire bir ilgileniyor,tatile yolladıkları turiste sonradan ulaşarak kaldığı ülkede yaşadığı olumlu yada olumsuzluklar varsa bunu alıp değerlendiriyorlar,bizde bu yok ve ne zaman olacağıda meçhul,acentalarımız turizmin can damarları bana göre.Türkiye dünyada turizm etkinliğinde yabancılar tarafından şikayet edilen ülkeler arasında,peki bunca sorunlara rağmen hala gelecek için bir önlem alınıyormu dersiniz?bunuda merak ediyorum,özellikle devasa tesislerimizde çok yeteneksiz yöneticiler var olduğu sürece bu sorunlar devam eder,yani deneyimli insan kaynaklarının oluşturulması gibi,sadece genel müdür olmak yetmiyor,yönettiğiniz büyük bir tesisin tercih edilir olmasını siz sağlayacaksınız,sınıf ayırmadan vereceğiniz değişimlerle hizmetle konukseverlilikle,yarın  ülkesine gelen turist,  bir basın kuruluşunua ne gerekiyorsa anlatıyor,deneyim bilgi hizmet anlayışı turiste yaklaşım bu çok önemli.Tüm dünyada yaşanan küresel krizin Türkiye´de bize dokunmaz geçer diyen Başbakan,her şeye rağmen etkileşimi görmedi galiba,ve tüm alınan önlemlere rağmen yüzde 30 küçülme yaşandı.Ama bir gün Türkiye´de bu sektör tıkanma noktasına geldiğinde,turizmi bu noktaya getirenler utanacaklarmı bilmiyorum?.Biz hala turizmi siyasetin etki alanından kurtaramadık.Antalya´yı kaybeden AKP iktidarı Alanya´yı alarak adeta turizmi bile inat siyasetine dönüştürdü.Turizmin üzerinden siyasetin elini çekmediğimiz sürece bundan Türk turizmi zarar görecektir.İstanbul dünyada turist çeken önemli şehirlerden bir kaçı arasında kalmaya devam ediyor.İstanbulda Ayasofya,Topkapı,ve devasa camilerimiz hala tüm dünyada turistler tarafından ilgi görüyor,çok yıldızlı tesisler açmak yetmiyor,turisti tekrar gelmesi adına yapılan çalışmalar etkinlikler vs,bunlar önemli.Turizmin sadece denizle sınırlı kalmamasını yazmıştım.Tarihle içiçe olan bir ülke Türkiye,Mersin,Antakya,Mardin,Konya,Kütahya,Adana,Nevşehir gibi çok önemli şehirlerimizde, turistin özellikle merak edeceği tarihi ve tüm değerleri yaşaması görmesi adına, öne çıkarılması gereken turizm bölgelerimiz olmalı çalışmalar projeler üretilmeli.Bursa, ve Bolu, Kars,kış turizminin özellikle yerli turislerin yanında,yabancı turisti çekmek adına cazip hale getirilmeli.
Türkiye bu yıl (2010) da 36 ülkede 142 fuara katılacak,Özellikle Almanya´da yapılacak olan Magdeburg,Stuttgart,Dusseldorf,Dresten,Hamburg,ve Berlin Turizm fuarları çok önemli fuarlar,geçen yıllarda Türkiye bu fuarlara katıldı ama nedense etkin olamadı, bu yıl özellikle 10-14 ocak Hamburg ve 30 ocak 2 şubat Berlin Turizm fuarları çok önemli fuarlar,dilerim bu önemli fuarlarda Türkiye bu yıl daha farklı gösterir kendisini.Ama  Viyana´da bahsettiğim ´´Kültür ve Turizm Günlerinde´´yapılacak Türk günü etkinliklerinde hala belirgin bir çalışma yok,bu önemli festivale iki aydan az bir zaman kalmış olmasına rağmen.Türkiye´nin her şeyi çok bildiğini sanan editörleri Frankfurt Kitap fuarında bile bu başarıyı gösteremedi.Burada yapılan önemli bir uluslararası kitap fuarı,ama gelen bir çok ülkenin temsilcileri kendi kültürünün tanıtımında turizm değerlerininde yansımalarını çok iyi gösterdiler.Biz ne yaptık ,sadece açtığımız standı kapıda gelenlere gösterdik bekledik gelenleri buyur ettik,başka ne yaptık sadece gelenlere güldük hoş geldiniz dedik,akşama kadar bunu yaptık, bir an önce akşam olsunda otelimize dönelim çok yorulduk dinlenelim diye düşündük.Bakanlığa sorduğunuzda ´´Turizm harcamalarımız kısıtlı yetişmiyor´´diye yanıt alırsınız,ama yaptığı harcamaları sormak istediğinizde yanıt alamazsınız,açılımdan bahseden ve karışan bir ülkede,demokraside bu paylaşım yoksa siz buna nasıl demokrasi dersiniz acaba?,Şimdi gittikce tıkanan siyasal süreçte,Batı biz çok iyi gözlüyor ve her şeyi buna göre değerlendiriyor,bu gelişmeler kış ve yaz turizmine nasıl yansıyacak bunu bekleyip göreceğiz.
Kış turizmine hala verilen gösterilen bir çalışma yok,sağlık turizmi yine öyle,Türkiye kaplıcaları ve termalleriyle ünlü,ama dünyalı bizi sadece Antalya ve deniziyle tanıyor.Antalya´da yapılan altın portakal ve Adana´da yapılan altın koza film festivalleri bile çok iyi değerlendirilse, bunlar kısa sürelide olsa Türkiye´nin tanıtılmasında çok önemli oluşumlardır.Yılardır Uluslararası festivallere katılmaktayım,çalışmalarımın dışında Türkiye´nin tanıtılmasında özellikle Kültürel ve Turizm değerleri noktasında kendi çalışmalarımla topladığım bilgilerle tanıtıma faydalı olmaya çalışıyorum.Özellikle Antalya-Alanya,yine Adana ve Altın Koza festivallerinin tanıtım etkinliklerinde bulunmak için,2005 yılından beri elimde tanıtım dosyası çalmadığım kapı kalmadı,belediye başkanlarıyla nedense bir türlü görüşemedim ,ve yüzlerce kez fax çektim,mektup yazdım,ama ne hikmetse bana yanıt verme lütfunda bile bulunmadılar.Bana bir kez olsun merak edipte nasıl bir çalışma diye bakma nezaketini bile göstermediler.
Ülke tanıtımında bulunmak milli bir görevdir,bu güne kadar hep bu inançla çalışmalarımı sürdürdüm,2010-2014 yılları arasında 28 ülkede uluslararası kültür ve sanat festivallerinde etkinliklerde Türkiye´yi temsil edeceğim.Turizm bakanlığı hala bana bu konuda destek olmak adına bir yaklaşım göstermedi.Gittiğim ülkelerde sanat çalışmalarımın dışında, Türkiye´nin özellikle Turizm güzelliklerini anlatmak için çok çaba gösteriyorum. Türkiye´de sadece deniz olmadığını
anlatmaya çalışıyorum.Bana ´´sizin otelleriniz çok güzel ama hizmette yemeklerde bir çok şeyde samimi değilsiniz´´diyorlar,
görüntü olarak verilenler uygulamada yansıtılmıyor.Biz hala yatak sayımızı artırmak adına durmadan otel yapıyoruz,ama turiste bunu yansıtmak adına inandırıcı olamıyoruz,aslında Türkiye Bakanın verdiği ´´40 milyon turist bekliyoruz ´´derken,birazda buraya bakmalı,yetişmiş bilgili turizm temsilcileri ile sürekli çalışmalar izlenmeli,ama hala rasyonal bir çalışma yok,biz tüm kurumlar olarak her şeyi çok farklı gösteriyoruz,Turizm´de çağ atladık,bu yıl rekor düzeyde gelen turist sayısı var,yataklarımız dolu,sürekli çok yıldızlı tesislerimiz açılıyor,bu sektöre umut bağlamış yatırımcılarımız fazla,yabancı yatırımcılarda Türkiye´de otel açma yarışı içindeler,ama nedense bunca abartılan Turizm gelirlerinden toplumsal kalkınmaya yansımaları nerede?.İşte bunun yanıtını ne zaman kim verecek bilmiyorum.Türkiye siyasal tıkanmada olduğu gibi,en önemli gelir kaynağı olan Turizmde bir gün tıkanmanın tam ortasında kalacak,şayet rasyonal ciddi önlemler alınmassa.TUİK´in açıkladığı gibi bu gün 9,6 gerileyen Turizm gelirleri,yarın çok daha gerilerde seyrederse.Türkiye´de Turizm bitme noktasına gelir tıkanırsa bunun sorumlusu olarak kimse ortada kalmaz,bundan ülke çok ciddi anlamda zarar görecektir,çok geçmeden tüm turizm kurumları ,Bakanlık ciddi anlamda çalışmalar yapmalı.Bu vesileyle tüm güzel okurlarıma yeni bir yılda,sağlıklı,mutlu,huzurlu,sevgi dolu güzel bir yıl geçirmelerini diliyorum.
Prof.Dr.Levent Seçer
D e u t s c h l a n d