HAŞEME YASAĞININ SU ÜSTÜNE ÇIKAN GERÇEKLERİ


Avrupa’nın neredeyse hiç bir yüzme yerinde Müslüman bayanlara Haşeme ile yüzme hakkı tanınmıyor. Bir Müslüman bayan kapalı şekilde herkese açık yerde yüzmek istediğinde bu arzusu yerel yönetimlerin ve yüzme yeri işletmecilerin yasağıyla karşılanıyor. Tamamen erkeklere kapalı yüzme imkanları ise neredeyse hiç bir yerde yok.

Haşeme yasağının mazereti “Hijyenik” ve “Güvenlik” nedenleri olarak öne sürülüyor. Fakat bu mazeretlerin bir açıklaması verilmiyor, hijyen ve güvenlik kelimeleri dışında hiç bir ayrıntı belirtilmiyor.

Belçika’da Eşit Haklar Kurumu bu yasakları bir Müslüman bayanın Anvers Belediyesine karşı şikayette bulunması sonucunda Belçika Eşit Haklar Kurumu müdürü Patrick Charlier bir açıklama yaptı: “Yaptığımız araştırmalar sonucunda hiç bir hijyenik veya güvenlik engeli bulamadık. Başörtülü, uzun kollu ve bacaklı yüzme kıyafetleri mayo tekstiliyle üretilmişlerdir, bikini, mayo ve şort’tan farkları yoktur.” diye beyan etti.

Bu açıklamaları basın Anvers Belediyesi Çeşitlilik ve Eşit Haklar’dan görevli Encümeni Fons Duchateau’ya (Flaman İttifakı Partisi) sorduğunda Haşeme yasağının gerçekleri su üstüne çıktı. Duchateau Eşit Haklar Kurumu araştırmalar sonucu yaptığı açıklamaya verdiği tepki: “Hijyenik veya değil, havuzlarımızda Haşeme istemiyorum, bukadar. Kadınların Haşeme içinde aşağılık yaratıklar edilmelerine müsamaha vermeyeceğim. Haşeme yasağını kaldırma taleplerini Değerlerimize açık bir saldırı olarak değerlendiriyorum.”

Anlaşıldı, Haşeme yasağında “Hijyenik” ve “Güvenlik” nedenlerinide böylece de “Dürüstlüğe” açık bir saldırı olarak kabul ediyorum, bu nedenlerin “Yalan” olduğunu ispatlanmış buluyor, Müslümanların hakları konusunda “Edebe” davet ediyorum.

Duchateau gibi Avrupa’daki İslamafobik nedenlerin arkasına “Takiye” yapanları “Edebe” davet etmeyle kalmıyorum, bir de demokrasi dersim var: Toplumda “değerlerimiz” diye bazı konuları tanımlarken, toplumun tüm kesimlerine bir danışın, hele yaptığınız tanımlamalar sonucu mağdur olabilecek kesimlerle mutlaka iletişime geçin ve iştişare yapın. “Değerler” dediğin zaman ve yere göre değişir, ve zaman "Eşit Hak ve Çeşitlilik" zamanı. Avrupa yeniden kalkınacak, medeniyetin beşiği olacak ise toplumun gerçek oluşumunu bir gözden geçirecek, yeni “değerler” edinecektir. Avrupa’da su üstüne çıkmasını görmek istediğim ilk önce “Adalet”tir.

Yücel Kahraman