Bazı durumlarda birkaç duyguyu bir anda hissedersiniz ama bir duygu daha baskın olur. Dünkü Hollanda seçimlerinde sonuçlar açıklanmaya başlandığı andan itibaren üzüntü, hayal kırıklığı gibi duyguları hissettim ama en çok kızgınlıktı hissettiğim.
Evet kızgınım! Iki adım ötesinde ki seçim bürosuna gitmeye üşenenlere kızgınım. Oturduğu yerden işi sadece eleştirmek olanlara kızgınım. Geleceğimiz için kaygılanmayalara kızgınım. Yaşadığı ülkenin yönetim politikası ile ilgilenmeyenlere kızgınım.
Irkçılık her geçen gün artarken ülkede yaşayan sadece türk sayısı 400 bin iken üyelerinin çoğunluğunu Türk ve göçmenlerin oluşturduğu Denk Partisinin 1 sandalye, NIDA Partisinin ise meclise girememesine kızgınım. Hayvanlar partisi 3 sandalye kazanırken (bilmeyenler için açıklayım, böyle bir parti var) , bu kadar yoğun yabancı nüfusuna rağmen çıkan sonuca kızgınım !..
Sonuçlar daha iyi olmalıydı, olmak zorundaydı. Gerçek bir hayal kırıklığı yaşadım dün. Kimse şikayet etmesin ne yönetimden, ne de yapılan düşmanca konuşmalardan. Biz daha 5 dk. mızı ayırıp oy vermiyoruz, neyin şikayeti. Nerdeyse her 10 kişiden 6 sı oy kullanmamış, yazık...
Türkiye 'de ki seçimlerde ortalığı yakıp yıkarken, yüzlerce kilometre yol katederek oy kullanırken yaşadığımız ülkenin seçimlerine karşı nedir bu duyarsızlık? Geleceğimiz olan çocuklarımızı bir nebze olsun düşünüyorsak, nasıl yönetildiğimizide düşünmek zorundayız.
Gidişattan şikâyet etmek mi?. Bazı şeyleri gerçekten hakediyoruz biz kimse kusura bakmasın!
Kızgınım hemde çok kızgınım...