KORONAVİRÜS DÜNYAYI VE İNSANLIĞI NASIL DEĞİŞTİRECEK?


İlhan KARAÇAY’ın analizi:
Tehlike sadece virüs ve aç kalmakta değil, ABD’den sıçrayacak olan tedhiş de tehlikedir.
11 Eylül 2001 tarihinde New York’taki ikiz kulelere uçaklarla yapılan saldırıdan sonra konuşan ABD Başkanu George W Bush, ‘Bugünden itibaren dünya yeiden şekillenecek’ gibisinden bir laf etmişti.
Gerçekten de o günden sonra dünya yenden şekillendi ve bir yığın radikal grup, para ve silah desteği ile  Ortadoğu’da kelle koparmış ve ülkeleri parçalamaya çalıştı. Bu kargaşa hâlâ da sürüyor.
Şimdi yeni bir felaketin içine girdik. Bu felaket için de ‘Bir virüs saldırısı’ deniyor ama, biz yine de doğal bir salgın olarak kabul edlim ve bu virüsün yaratacağı yeni dünyadan söz edelim.
Korona adı verilen virüsün Çin’den tüm dünyaya yayılması sonucunda, hemen hemen her ülkede yaşayanlar, zor günler geçirmeye başladılar. Bazı ülke halkları adeta tecrit edildiler. Ülkelerin çoğunda ise insanlar kendi istekleri ile kendilerini evlerine hapsettiler.
Tabii ki, durumun daha vahim bir hal alacağını tahmin edenler, evlerine yiyecek ve araç gereç stoku yapmaya başladılar. İnsanlar, eşit haklara sahip olan diğer insanların uğrayacakları mağduriyete bakmadan alış veriş yerlerine daldılar ve ne buldularsa silip süpürdüler.
Hollanda Başbakanı Rutte, bunu yapanlar için ‘a sosyal’ (Basit-bayağı, sosyal olmayan) sözünü kullandı. Doğrudur, hemcinslerinin de aynı yiyeceğe, araç ve gerece sahip olma hakları olduğunu gözardı eden paralı yağmacılar, henüz başlangıç olduğu halde insanları zor durumda bıraktılar.
Ama bu paralı yağmacıların da kendilerini savunan bir görüşleri vardı: ‘Ne yapalım, biz yapmasak başkası yapacak ve bu defa biz aç kalacağız.’
Bu konu tabii ki çeşitli şekillerde tartışılır.

Esrar depolamak için uzun kuyruklar oluşturan bu insanlara her şehirde rastlanıldı.

Hadi, yemek ve araç gereç sıkıntısı yaşamamak için alış-veriş yerlerini boşaltan gözü açlara bir şey demeyelim, ya esrar stoklamak için kuyruğa girenlere demeli?
Yukarıdaki gelişmelere baktığımız zaman, aylarca süreceği tahmin edilen bu durumun, insanları ne hale getireceğini ve psikolojik durumun nerelere varacağını kestirmek zor olacak. Sosyal ve kültürel yaşamın ne hale geleceğini tahmin etmek de zor.
11 Eylül’den sonra ABD Başkanı’nın söylemiş olduğu ‘Bugünden itibaren dünya yeiden şekillenecek’ sözünü şimdi de söylemek mümkün.
Yukarıda yazdıklarım, insan egoistliğinin nerelere ulaşacağını ve insanlığın da hangi rüzgar ile yozlaşacağını anlamamıza yeterli olabilir.
Ama, son anda ABD’den gelen bir haber ile gerçekten irkildim.
Yukarıda yazdığım olumsuzluklarla mücadele edebiliriz ama, ABD’deki son gelişmelerden sonra, yaşamımızı sadece bir virüsün değil, ABD’den buralara sıçrayacak olan bir tedhiş ile mücadelede zorluk çekeceğimizi söyleyebilirim.
Nedir bu tedhiş biliyor musunuz?
Dün, Hollanda’nın ciddi gazetelerinden Volkskrant’ta şöyle bir başlık vardı:
‘Biz tuvalet kağıdı kuyruğuna girdik ama, onlar silah ve kurşun kuyruğuna’.
Gazetenin ‘Onlar’ dediği, ABD’liler idi. Meğerse Amerikalılar, doğacak olan açlıktan ötürü evlere saldıracak olan insanlardan korunmak için silah ve kurşun satın alma yarışına girmişler.
İşte bu, önü alınmaz bir tedhiş doğurur.

ABD’de silahlanmak için kuyruğa giren insanların amaçları nedir acaba?

Düşünebiliyor musunuz? Vahşi Amerika’dan sıçrayacak olan bir kıvılcım, dünyanın her tarafında insanları bu tedhişe ve savunmaya zorlayabilir.
Ne diyelim?
Bizi yönetenler nu tehlikeli oluşumu da göz önünde tutmalı ve önlemleri düşünmelidir.
Allah hepimizi korusun ve hepimize akıl fikir versin.