Avrupa Türklüğüne 2. Cephe açılmıştır

Avrupa’da yaşayan Türk insanının sorunları gittikçe ağırlaşmaktadır. Kültürünü yaşatma mücadelesi zaten var iken, zorlaşan ekonomik hayat onu daha da zora sokmaktadır. Malum bir yerde ekonomik düzen bozulursa orada ilk saldırıya uğrayan yabancı kökenliler olurlar. Çünkü o ortamlarda ırkçılık ve faşistlik gibi sapık düşünceler gittikçe çoğalır ve dikkat edilmezse eyleme dahi dönüşür.

Avrupa’da yaşayan insanlarımız Türklüğünü yaşatmak için elinden gelen mücadeleyi vermektedir, çoğu zaman bunun bilincinde dahi olmadan. Çünkü Türklük onun için yaşam kaynağıdır. Türklük denildiğinde zaten müslüman Türk kimliği bahsedildiği için onda Türk’e sadakatı ve Allah rızası gözetilmektedir.

Bugün Avrupa Türklüğü kimlik konusunda her türlü saldırılara uğramaktadır. Sırf onu eritebilmek için, yani Türklükten koparmak için, ne iftiralar ne oyunlar oynanmaktadır. Bunun en güzel örneği Hollanda’da Türk siyasilerin üzerine gidilme hadiseleridir, ya da Türk kuruluşlarına atılan iftiralardır. Burada saldırıya uğrayanların siyasi kimliğine falan bakılmaksızın sırf Türk oldukları için bunlar yaşanmaktadır. Fakat pes etmek yok; Avrupa Türklüğü kendi kimliğini yaşatarak yaşamış olduğu topluma katkısını sağlayacaktır. Bu mücadele Avrupa Türklüğünün 1. Cephede vermiş olduğu mücadeledir.

Fakat Avrupa Türklüğü, her Türk gibi, nerede Türklüğe bir savaş ilan edilmişse onunla mücadele edecektir. Bu onun milli bir görevidir ve heyecanını tarihinden almaktadır.

Üzülerek görmekte ve yaşamaktayız ki Türklüğe karşı şu an en büyük savaş Türkiye’de verilmektedir. Gerçi bunun ayak sesleri belli idi, fakat son zamanlarda artık açıktan yapılmaktadır. Avrupa Türklüğü bu işi kesinlikle bir siyasi gelişme olarak görmemektedir ve orada verilen Türklüğe karşı savaşta artık taraftır. Bu işin Türkiye siyaseti ile artık alakası kalmamıştır, ortada Türklüğe karşı açılmış bir savaş vardır ve bu savaşı yürütenler mevcut siyasi irade ve terör örgütü mensuplarıdır. Karşılarında ise diğerleri vardır. Unutmayalım ki Türklük kimsenin tekelinde değildir, Türküm diyen herkes onu bir milli görev olarak korumalıdır, tıpkı geçmişte olduğu gibi. Türklüğü ayaklar altına almak bu asil millete ihanetin en büyüğüdür, bu söylemler sadece Türkiye’de yaşayanları değil, Dünya Türklüğünü kapsamaktadır. Açıkçası Avrupa Türklüğüne böylece 2. Cephe açılmıştır.

Milletimizi uyandırmaya ve onun geleceğini zora sokmamak için herkesin maskesi artık düşürülmelidir. Ve burada kullanılan en büyük maskenin de maalesef din olduğu defalarca dile getirilmelidir.

Olacak gibi değil ama, Türk Devletinde Türklük kaldırılmak istenmektedir. Gerçi kaldıramazlar, onu Stalin gibi zalim dahi kaldıramadı.

Türkiye’de gün gelir Türküm demek dahi kanunen suç olarak sayılsa bile Avrupa Türklüğü onu her şeye rağmen haykıracaktır. Unutulmasın ki Türklük Anadolu’ya sıkışmış bir değer değildir, o gök yüzünü kendine otağ olarak kabul etmiştir ve her yerde sancağını dalgalandırmaya kararlıdır.

Var olan Avrupa Türklüğünün kimlik mücadelesine, 1. Cephe, bir cephe daha açılmıştır; o da Türkiye’de Türklüğe açılan savaşla mücadele etme cephesidir. Bu cephede birlik ve beraberlik içinde olup cehaletle mücadele edilecektir.

Cenab-ı Allah kuluna taşıyamayacağı yükü yüklemezmiş, bu sebepten cephelerin çok olması Türk’ü yıldıramaz. Allah korusun Türkiye’de Türklüğün silinmesi demek Dünya Türklüğünün daha da zora girmesi demektir. Haydi artık herkesi uyandırmak için gece gündüz mücadele edilmelidir.

Son verilen mücadelede sanal alemde isimlerin önüne T.C. konması birilerini ürküttü ve sağlık bakanlığında tekrar T.C. kullanılmaya başlandı.

Bursa Kuruluş mitinginde bir meşale yakıldı ve bütün ülkeyi ısıttı, sıra İzmir’de yapılacak dev Bayrak mitinginde.

Yolun açık olsun Türklük, bugün yaşadıklarını sen çok yaşadın ve hep galip geldin. Avrupa Türklüğü yanındadır, tüm Türkler gibi. 

Zafer her daim inananlarındır.

Murat Gedik, 13 Nisan 2013