14 yıl önce başlatılan Türkçe için El Ele kampanyası

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın, 15 ülkede uygulamak istediği, 'Anadolu Hafta Sonu Okulları Proje Destek Programı', Batılılar tarafından sırf 'Erdoğan'ın projesi' diye baltalanıyor.

14 yıl önce başlatılan Türkçe için El Ele kampanyası
Editör: Turkinfo.nl
17 Ağustos 2018 - 06:18

Hollanda hükümeti okullardan Türkçe derslerinin kaldırılması yönünde karar almış.



Türkçemiz bizim için vazgeçilmezdir!

Hollanda'da yaşayan ve Hollanda'da Türkçe eğitimi verilmesini candan arzu eden kardeşlerimizi ortak hareket etmeye davet ediyoruz! Bu davet, inancı ve politik eğilimi ne olursa olsun, Türkçeye gönül vermiş olan bütün kardeşlerimiz içindir.



Amacımız nedir?

Amacımız, bilimsel ölçütler ve ilkeler çerçevesinde, Hollanda da yaşayan çocuklarımıza en uygun Türkçe eğitimini vermek için gerekli alt yapıyı oluşturmak, eğitim programını geliştirmek ve uygulamaktır.



İlkelerimiz nedir?



Kurumsallaşmak: Türkçe öğretiminin gelecek kuşaklara sağlam bir yapıda bırakılması için kurumsallaşmak gerekir. Bu amaçla Hollanda Türkçe Eğitim Vakfı kurulmuştur;



İlkelere göre hareket etmek: Kurumlarımızın ayakta kalabilmesi için eğitim malzemelerinin hazırlanması, öğretmen seçimi, yerel kurulların oluşumu, ulusal organizasyon, halkla ilişkiler gibi tüm konularda belirleyici ilkeler saptanmıştır ve bu çerçevenin dışına çıkılmasına izin verilmeyecektir;



Bağımsız olmak: Hiç bir siyasi, dini ve kültürel akımla ilgimiz yoktur.



Birleştirici olmak: Türkçe öğretimi çatısı altında hiç bir türlü ayrımcılık kabul edilemez. Türkçe öğrenmek isteyen her öğrencinin kurumlarımızda ders alması sağlanacaktır.



Bilimsel olmak: Anne-babaların dilek ve talepleri de göz önüne alınarak öğretim programlarının hazırlanmasında eğitim ve dilbilimsel ilkeler temel ölçütler olacaktır.



Şeffaflık: Tüm çalışmalarımızda şeffaflık temel ilkemizdir. Oluşturulacak olan kurullar, çalışmaların denetlenmesi ve düzenlenmesinde demokratik ilkeler doğrultusunda sorumlu olacaktır. Bu doğrultuda Türkçe İçin El Ele’ nin sitesinden tüm kararlar ilan edilecek, halkın denetimine sunulacaktır.



Hollanda da yaşayan velilerden ricamız:

Hollanda da yaşayan velilerden, çocuklarının bulundukları yörede organize ettiğimiz Türkçe derslerine göndermelerini rica ediyoruz. Eğer o yörede henüz Türkçe dersleri verilmiyorsa velilerden, Türkçe derslerini organize etmek için gerekli ön çalışmalara katılmalarını rica ediyoruz. Bunun için bize bir e-posta atmanız yeterlidir.



Türkçeye gönül verenler: 

Başarılı olmamız için birlik ve beraberlik şarttır. Türkçeye gönül veren herkesi kampanyamızı desteklemeye çağırıyoruz:




Sponsor olmak: Şirketler, bize sponsor olunuz ve çocuklarımızın Türkçesiz büyümesinin önüne geçiniz.
Maddi destek yapmak: Geliri ne olursa olsun bütün kardeılerimizi, maddi yardım yaparak, çocuklarımızın Türkçe öğrenmelerine destek olmaya çağırıyoruz.




Nijmegen şehrinde yapılan toplantıya, Hollanda'nın dört bir yanından binlerce Türk ailesi katılmıştı. 'Hollanda'da Tarihi Bir Gün' olarak kayıtlara geçen o toplantıda, Hollanda devletinin vermeyi esirgediği parayı, Türkler kendi aralarında toplama kararı alınmıştı.Fotoğrafta toplantıya ait haberi iki sayfa halinde veren DÜNYA gazetesinin kupürü görülüyor



 



Neden Maddi Destek Vermeliyiz?



Aşağıda, Prof. dr. Mehmet Akşit'in bu konuda yazdığı yazıyı bulacaksınız:



Türk göçmen çocukların Hollanda’da Türkçesiz büyümeye zorlanmasının etkileri ne olabilir? Aslında Türkçesizliğin bizi nereye götüreceğini tahmin etmek hiç de zor değil. Bu yazımda bizim çocuklarımızın başrolü oynayacağı Türkçesiz bir Hollanda’yı tanıtmaya çalışacağım. Haydi, şimdi koltuğunuza rahatça oturunuz ve en geç 15 yıl sonra ortaya çıkacak manzarayı seyre dalınız.



1. Suç oranının artması



Kimlik sorunu kişinin kendisi ile barışık olmamasından kaynaklanıyor. İki yıl önce izlediğim bir bilgilendirme toplantısında, birçok suçlu göçmen genç üzerinde inceleme yapmış bir uzman, suç işleyenlerin hemen hepsinde kimlik sorunu olduğunu belirtmişti [1].



Yurt dışında yaşayan Hollandalılara Hollandaca eğitimi veren 200 den fazla okul var. Bu okulların masrafları Hollanda hükümetinden destek alan SNOB vakfı tarafından karşılanıyor. Bakın bu vakıf yurt dışında oturan Hollandalılara ne diyor : “Ana diline egemen olmak insanın kendi kimliğini geliştirmesine yardımcı olur”. Her şey gayet açık: Çocuklarımız Türkçeyi öğrenmezlerse kimlik sorunları ile kıvranacaklar. İstisnalar olsa bile çocuklarımız arasında suç işleme oranı giderek artacak. Günümüzde kimlik sorununu Türklerden çok daha ciddi bir şekilde yaşayan bazı göçmen topluluklarında suç oranın çok yüksek olduğunu zaten gözlemlemiyor muyuz?



2. Okulda başarısızlık



Eğitimciler açık bir şekilde belirtiyorlar : “Bir çocuğun okulda başarılı olması ancak kendine güvenmesi ile olur”. Göçmen çocuklar üzerine araştırma yapan uzman bir psikologun yazdıklarını dikkatle okuyunuz: “Göçmen çocuklara yapılan baskılar ve aşağılamalar, onları olumsuz yönde etkilemekte ve çocuklarda ruhsal sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır”. Çocuklarımızın Türkçeyi düzgün konuşabilmesi onların öz güvenini ve saygınlığını artıracaktır. Böylece çocuklarımız olumsuz baskılardan daha az etkilenerek okulda başarılı olacaklardır.



3. Dil fakirliği



SNOB vakfı bakınız dil öğrenmek konusunda nasıl bir öneride bulunuyor : “Eğer bir çocuk ana diline egemen olursa, diğer dilleri öğrenmesi genellikle çok daha kolay olmaktadır”. Göçmen çocukların ana dilini yok etmek onların bebeklikten beri elde ettiği bilgileri yok ettiği için son derece zararlıdır. şu gerçeği unutmayınız: Eğer çocuğunuz okulda başarısızsa, bunun Türkçe bilmek ile uzaktan yakından hiçbir ilişkisi yoktur!



Kanadalı bilim adamlarının yıllar süren araştırmalar sonucunda elde ettiği gerçeklere bir bakınız : “İki dilli çocuklar tek dillilere göre çok daha zeki olmaktadırlar. Ayrıca iki dilli insanların yaşlılıkta bunama olasılığı çok daha azdır”.



4. Boşalan camiler ve kültür merkezleri



Türkçe bilmeyen bir kişinin de Müslüman olabileceğini ve Hollanda okullarında Müslüman din görevlerinin yetişmesi ile birlikte ileride Hollandaca konuşan Müslüman bir cemaatin oluşabileceğini öne sürebilirsiniz. Ancak yıllar ilerledikçe bunun tersini göreceğiz. İşte nedenleri:



Hollanda’da kiliselerin giderek kapılarına kilit vurduğunu biliyoruz. Sadece Hollanda kültüründen etkilenen çocuklarımızın Hollanda’da esen bu inançsızlık rüzgârından nasibini almaması mümkün değil. Ayrıca Hollanda medyasında Müslümanlık karşıtı yapılan yoğun propagandadan Türkçe bilmeyen çocuklarımızın etkilenmesi çok doğal.



İkinci neden, Hollandaca yayınlanan Müslümanlık ile ilgili kitap çeşidinin yeterli olmaması. Mevcut kitapların birçoğu da zaten Türkçe ve Arapçadan tercüme.



Üçüncüsü, Türkçeyi unutmaya zorlanan çocuklarımız aynı zamanda anne ve babalarının dininden de soğuyacaktır. Çünkü çocuklarımız için Türkçeyi unutma olayı, sözgelimi İspanyolcayı unutmak gibi bir olay değildir. Atalarından miras kalan değerleri reddetme olayıdır. Bu miras içinde hiç kuşkusuz inanç da bulunmaktadır.



Türkçesizlikten sadece camiler değil bütün kültür derneklerimiz etkilenecektir. Zamanla Hollanda’da Türk kültürü üzerine sürdürülecek çalışmalar turistlere verilen basit bilgilerden öteye geçmeyecektir.



5. Giderek artan ayrımcılık



Hükümetin ana dilini öğrenme hakkını göçmen çocuklardan esirgemesi, söz gelişi, araba vergisini artırmak gibi bir karar değildir. Eğer demokrat geçinen bir ülkede kamuoyu bu tür yaptırımları normal karşılıyorsa, o ülkenin geldiği aşama alarm zillerini çaldıracak kadar vahim demektir. Çünkü azınlık haklarının esirgenmesi sadece dille kalmayacak, aşağılama, ayırımcılık ve kişisel hakları kısma gibi çeşitli biçimlerde karşımıza çıkacaktır. Zaten son zamanlarda azınlık haklarını hiçe sayan davranışlarla sık sık karsılaşmıyor muyuz? Fikir özgürlüğü bahanesi ile azınlıklara her türlü hakaret yapılmıyor mu? Eğer azınlıklardan bir kişi suç işlerse, sanki o suç bütün azınlıklar tarafından işlenmiş gibi bir tavır takınılmıyor mu? Bu baskılar karşısında inancı ve siyasi görüşü ne olursa olsun bütün göçmenler ve dolaylı olarak tüm Hollanda halkı zararlı çıkacaktır. Bütün bu olumsuzluklara karşı yapılacak en etkin mücadele azınlıkların kendi haklarını elde etmek ve savunmak amacıyla birleşmeleriyle başlar. Bu birleşme olsa olsa ancak Türkçe bayrağı altında gerçekleşebilir. Her türlü siyasi görüsün üstünde olan Türkçe İçin El Ele altında birleşmek tek çözüm yoludur.



Türkçesiz olsak olmaz mı?



“Hollandalılar Türkçe bilmedikleri halde okulda başarılı olmuyorlar mı” diye bir soru aklınızdan geçebilir. “Her Türkçe bilmeyen suç mu işliyor” diye de sorabilirsiniz. Kendinize özgü bir din yorumunuz da olabilir. Elbette herkes doğru bildiğini kendinde uygulamakta serbesttir. Ancak insanın kendisi için istediği kişisel özgürlükler kadar azınlık hakları da kutsaldır. şu gerçeği de unutmayalım. Türkçe ve Hollandaca bilen bir göçmen topluluğun zorla sadece Hollandaca bilen bir topluluğa dönüştürülmesi çocuklarımızın kişiliğinde o denli bir tahribat yapacaktır ki çocuklarımız bu yazıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerden ötürü bilakis her alanda gerileyecek ve hiç bir zaman yerleşik toplumun başarı seviyesine ulaşamayacaktır. Öyleyse kesin bir şekilde “Türkçesiz olsak olmaz” diyebiliriz.



Şurası bir gerçektir ki Türkçe ile donanmış olan çocuklarımız başarılı oldukça, ailelerine, topluma ve insanlığa daha çok hizmet edeceklerdir.



Bazıları kapı kapı dolaşarak Türk velilere: “Nasıl olsa siz evde Türkçe konuşuyorsunuz okulda Türkçe derslerine ne gerek var” diyorlarmış. Eğer dedikleri doğru ise, her yerde sürekli Hollandaca konuşan ve Hollandaca medyayı takip eden çocuklara neden okullarda saatlerce Hollandaca dersleri veriliyor?



Türkçe İçin El Ele hareketi belki de “son barutumuzdur”!



Bir yıl kadar önce ben oldukça karamsardım. Ancak Türkçe İçin El Ele kampanyasının (http://turkce-icin-el-ele.nl) bir çığ gibi büyüyerek yürekleri fethetmesinden sonra artık hiç de karamsar değilim. Daha 10 ay önce bir kişinin başlattığı bu hareket şimdi binlerin soluduğu bir nefese dönüştü. Herkesi kucaklayan ve bilimsel ilkelere bağlı olarak çalışan Türkçe Eğitim Vakfı kuruldu. Bu vakıf Hollanda toplumuna uyumlu, okulda ve toplumda son derece başarılı gençler yetiştirmek için çalışmalarına başladı bile. Birbirinden değerli birçok uzmanımız gönüllü olarak vakfa katkıda bulunuyor. Birleşemez denilen insanlarımız kardeşlik duygusuyla birbirine kenetlendi. Amsterdam, Beverwijk, Den Haag, Drunen, Ede, Eindhoven, Gizle-Rijen, Hengelo, Nijmegen, Oss, Tilburg, Veghel ve Venlo kentlerinde Erzurum ve Sivas kongrelerini aratmayacak coşkunluklar yaşandı. Birçok kent de bu kervana katılmak için sabırsızlanıyor. Okullarla anlaşmalar yapılmaya başlandı. Genel müdür atandı. Yetenekli öğretmen arama çalışmalarına başlandı bile.



Ne kadar destek gerekli



Hollanda Türkçe Eğitim Vakfı’nın yönetim kurulu gönüllülük bazında çalışmalarını sürdürüyor. Ancak, eğitim kalitesinin sağlanması ve denetlenmesi için öğretmenlere belirli bir ücretin ödenmesi kaçınılmaz bir durum. Hollanda’da on binlerce ilkokul çağında çocuğumuz olduğuna göre haftada en az 4 saat Türkçe dersi vermek yüz binlerce Euro para tutuyor. Ancak bu toplanamayacak bir meblağ değil. Diyelim 5.000 kişi ayda 10 Euro verse, yılda 600.000 Euro eder. Gelirimiz ne olursa olsun bu konuda hepimiz bir şeyler yapabiliriz.



Bu da benden Türkçem



Şimdi söyleyin anneler ve babalar, Türk göçmen çocukların giderek daha serseri, hırsız, uyuşturucu bağımlısı, çete mensubu olmalarını mı istiyorsunuz? Giderek kendine güvenemeyen, aşağılık duygusu altında ezilen ve bunun neticesinde okulda başarılı olamayan gençlerden mi olmalarını istiyorsunuz? Ne Türkçeyi, ne Hollandacayı, ne de başka bir dili doğru dürüst konuşamayanlardan mı olmalarını istiyorsunuz? Çocuklarımızın zekâlarının gelişmesine engel mi olmak istiyorsunuz? Yanıtınız hayır ise, zaman Bu da Benden Türkçem deme zamanıdır.



Müslümanım diyenler, kültür faaliyetlerine katılanlar, camilerin ve Türk kültür derneklerinin giderek tek tek kapanmasını mı arzu ediyorsunuz? Hollanda’da doğanlar doğmayanlar, bir cemaate mensup olanlar olmayanlar, ideolojik veya siyasi görüşü farklı farklı olanlar, hanımlar, beyler, şimdi söyleyin bana, sizin ve çocuklarınızın giderek aşağılanmasını, ayrımcılığa uğramasını, haklarının ellerinden alınmasını mı istiyorsunuz? Yanıtınız hayır ise, zaman Bu da Benden Türkçem deme zamanıdır.



Dünyanın çeşitli yerlerinde kalbi Türkçe diye çarpanlar. Hollanda da çocuklarımızın giderek Türkçeden uzaklaşmalarına ve başarısızlığa itilmelerine göz yumacak mısınız? Yanıtınız hayır ise şimdi birleşme ve dayanışma zamanıdır.



FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum