AB Hristiyan Kulübü

AB Hristiyan Kulübü

AB Hristiyan Kulübü
Editör: Turkinfo.nl
01 Nisan 2011 - 20:28
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Davos’ta yaptığı “AB Hristiyan kulübü” benzetmesini yanıtladı. Füle, Türkiye’yi kastederek, “Komisyon, Müslüman olmayan bütün dini cemaatler ve Alevi cemaatinin yersiz kısıtlamalar olmaksızın çalışma yapamadıklarını değerlendirmektedir. Bu konuda uygulamada inanç özgürlüğüne tam saygıyı elverişli kılan bir çevrenin oluşmasına öncülük eden tüm önlemleri destekliyor ve çabalarını buna odaklıyoruz” dedi.

Avrupa Parlamentosu Üyesi Lorenzo Fontana, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Davos’ta yaptığı AB’nin, Türkiye’nin katılım sürecini olumsuz etkileyen şekilde bir “Hristiyan kulübü” olduğu yönündeki benzetmesini soru önergesiyle AP gündemine taşıdı. Bu konudaki haberlere değinen Fontana, “Bazı haberlere göre Sayın Babacan Hristiyan dininin ‘tehlikeli’ üstünlüğüne de göndermede bulundu” dedi. Fontana dinlerarası diyalogu etkileyen kimi zorlukların zaten yaşandığını, Türkiye ve birçok diğer ülkede milyonlarca Hristiyan’ın zor koşullar altında bulunduğunu, zorlukların özgür ibadetin engellenmesi ve eziyet şeklinde ortaya çıktığını, bunların AB Temel Haklar Sözleşmesi Madde 10’a aykırılık oluşturduğunu öne sürdü. Komisyon’un Hristiyanların karşılaştığı sorunlarla ilgili görüşünü soran Fontana, Komisyon’un Ali Babacan’ın açıklamalarını “dinler arası diyaloga” ve “katılım müzakerelere ek engel” olarak değerlendirip değerlendirmediğini öğrenmek istedi. İtalyan Üye Fontana, Babacan’ın açıklamalarının Avrupa Birliği’nin İnsan Hakları Sözleşmesinin 10’uncu maddesindeki hükümlerle aykırılık oluşturup oluşturmadığını da öğrenmek istedi.

-"HER BAKANIN HER AÇIKLAMASINI YORUMLAYAMAYIZ"-

AB Komisyonu’nun Genişleme ve Komşuluk Politikalarından Sorumlu Üyesi Stefan Füle ise önergeye yanıtında, Komisyon’un her Türk bakanın her açıklamasını yorumlamayacağını ancak, bir aday ülke olarak Türkiye’nin tam saygı göstermesi beklenen inanç özgürlüğü standart ve ilkelerini hatırlatacağını belirtti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi teminatı altında bulunan ve Üye Devletlerin ortak anayasal geleneklerinden çıkardıkları bir sonuç olarak Avrupa Birliği Sözleşmesi’ndeki temel hakların, Birlik hukukunun genel ilkelerini oluşturduğunu belirten Füle, “Dini özgürlük hakkı, Komisyon’un Türk yetkililerle görüşmelerinde sürekli altını çizdiği bu ilkelerden biridir” dedi.

Türkiye ile katılım müzakerelerinin 2005 Ekimi’nde kabul edilen Müzakere Çerçevesi temelinde yürütüldüğünü belirten Stefan Füle, Çerçeve’nin “Türkiye’nin reform sürecini sürdürmesini ve ilgili Avrupa içtihadı dahil insan hakları ve temel özgürlüklere saygı konularında ek iyileştirmelere doğru yönelmesi” umudunu dile getirdiğini bildirdi.

Bu alanlardaki ilerlemelerin tersine çevrilmemesi için Komisyon’un Türkiye’yi yakından izlemeyi sürdürdüğünü belirten Füle, sonuçları çeşitli raporlarda ele aldıklarını hatırlattı. Stefan Füle, “Komisyon gelişmeleri yakından izliyor. Din özgürlüğü konusunda özellikle Komisyon genel olarak ve olumlu adımlar atılmasına karşın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi doğrultusunda yasal çerçeve daha oluşturulmadığını, yani tüm Müslüman olmayan dini cemaatler ve Alevi cemaatinin yersiz kısıtlamalar olmaksızın çalışma yapamadıklarını değerlendirmektedir. Bu konuda Komisyon uygulamada inanç özgürlüğüne tam saygıyı elverişli kılan bir çevrenin oluşmasına öncülük eden tüm önlemleri destekliyor ve çabalarını buna odaklıyor” dedi.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum