Ahilik Haftası coşkusu yaşanıyor

Ahilik Haftası coşkusu yaşanıyor

Ahilik Haftası coşkusu yaşanıyor
Editör: Turkinfo.nl
17 Ekim 2010 - 11:17

Selçuklu’dan günümüze kadar uzanan “Ahilik” geleneği ve Ahilik Teşkilatı’nın günümüzde de canlı tutulması için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan Ahilik Haftası kutlama yönetmeliğine göre;
her ekim ayının ikinci haftası Ahilik Haftası olarak Kırşehir başta olmak üzere, 81 ilde kutlanmaktadır.


AHILIK HAFTASININ ÖNEMİ
Ahilik Türk tarihin son bin yılının  kültürüdür. Bunun yanında,  toplumda yaşayan herkesi birbirine yaklaştıran, kaynaştıran, dost edindiren ve  dayanışma kurulmasını sağlayan bir olgudur.
Bundan yüzyıllar önce bu toprakları bize vatan yapan, burada Türklüğü, Müslümanlığı yoğuran, bizim kimliklerimizi oluşturan, yüzyıllar önce çok büyük Alperenler, büyük âlimler geldi. Genellikle bu çevrede oldular. Seyit Burhanettin Kayseri’de, Mevlana Konya’da, Hacı Bektaş-ı Veli Nevşehir’de, Ahi Evran burada Kırşehirde. Burasını Anadolu’nun bir çanağı gibi düşünürseniz, bu çevrede başladı ve bütün Anadolu’ya bu büyük kişiler, bu büyük önderler bizim değerlerimizi kimliğimizi oluşturan aydınlanma dönemini yaşattılar.


 


AHI EVRAN (1171-1261)
AHİ EVRAN KİMDİR?
        
Ahi Evran, bugün İran sınırlarında Azerbaycan toprağında yer alan, devrinin önemli kültür merkezlerinden Hoy kasabasında doğmuştur. Ahi Evran’ın doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak birçok kaynakta yer alan 93 yıl ömür sürdüğü bilgisinden hareketle, Hicrî 659’da (1261) öldüğü göz önünde bulundurulduğunda Ahi Evran’ın hicrî 566 (1171) yılında doğduğu anlaşılmaktadır.
Anadolu’da Ahilik teşkilâtının kurucusu ve 32 esnaf zümresinin pîri kabul edilen Ahi Evran’ın tam adı Şeyh Nasreddin Mahmut el-Hoyî´dir. Hoyî nispetinden de anlaşılacağı gibi, Ahî Evren aslen Azerî Türklerinden, Azerbaycan´ın Hoy kasabasındandır. Ahî Evren´in tahminî olarak Hicri 567 (Miladi 1175)´de Hoy´da doğduğu ve 93 yıl yaşadığı, büyük bir ihtimalle Türkmenlerin devrin Selçuklu sultanına karşı başlattıkları Kırşehir isyanında öldürüldüğü belirtilmektedir.
Kırşehir´de yaşamakta olan Ahî Evren ve diğer büyükler, bu atamaya karşı çıkarlar ve ayaklanırlar. Ankara, Aksaray, Çankırı, Kastamonu ve Uçlarda isyanlar başlar ve en büyük direniş Kırşehir´de olur. Kırşehir üzerine asker sevk edilmiş ve isyan edenler kılıçtan geçirilmiştir. Bu isyanda Ahî Evren ve Mevlâna´nın oğlu Alaaddin Çelebi de muhtemelen öldürülmüşlerdir. 1261 yılına rastlayan bu hadise ile Ahî Evren´in hayata gözlerini yummuş, fakat fikirleri uzun yıllar varlığını korumuştur. Ahîlik anlayışı Osmanlı´nın sosyal hayatı vasıtasıyla günümüze kadar gelmiştir.


Ahi Evran’ın çocukluğu ve ilk tahsil devresi, memleketi olan Azerbaycan’da geçmiş, gençliğinde Horasan ve Maveraünnehir’e giderek o yörede büyük üstatlardan ders aldı. Herat’ta zamanın en büyük âlimlerinden olan Fahruddîn-i Râzî’nin derslerine devam ederek ondan aklî (fen) ve naklî (din) ilimleri öğrendi.
Muhyiddîn İbni Arabî ve hocası Evhadüddîn Kirmânî’yle birlikte 602 (1205) yılında Anadolu’ya gelen Ahi Evran, Evhadüddîn’le birlikte çeşitli Anadolu şehirlerini dolaştı. Vaazlarında bir yandan esnafa dünya ve ahiret işlerini düzenli hâle getirmeleri için nasihatlerde bulunurken öte yandan yaklaşan Moğol tehlikesine karşı Anadolu halkının kuvvetlenip teşkilâtlanması için çalışmıştır.
Ahi Evran Anadolu’ya geldikten kısa bir müddet sonra Kayseri’ye yerleşerek burada bir debbağ (deri işleme) atölyesi kurdu. Debbağlık yaparak (deri tabaklayarak) geçimini temin eden Ahi Evran, bilhassa sanat sahibi kimseler arasında çok sevilmiştir. Bugünkü manada esnaf teşkilâtı diyebileceğimiz Ahilik müessesesini kurarak birçok şehir ve kasabada teşkilâtlanmasını sağlamıştır.  Ahi Evran-ı Velî, tarih boyunca debbağların pîri ve 32 çeşit esnaf ve sanatkâr zümresinin lideri olarak kabul edilmiştir.
Türkmenler ve Ahiler, IV. Kılıç Arslan’ın (saltanatı 1257-1266) yönetimi ele geçirmesinden sonra Moğolların baskısıyla yaptığı atamalar sebebiyle, sultana ve Moğollara karşı direnişe geçmişlerdi. En güçlü direnmenin vuku bulduğu Kırşehir’de, IV. Kılıçarslan ve Moğol ilhanı, Kırşehir Emiri Nureddîn Caca’yı bu isyanı bastırmakla görevlendirdi. İsyan, Nureddîn Caca yönetimindeki Moğol kuvvetlerince çok kanlı bir biçimde bastırıldı. Moğollar tarafından yapılan katliamda öldürülenlerin arasında Ahi Evran ve Mevlânâ’nın oğlu Alâaddîn Çelebi’nin de bulunduğu anlaşılmaktadır.
Ahi Evran-ı Velî, Kırşehir’de Ahi Evran Mahallesi’ndeki Ahi Evran Câmii bitişiğindeki bütün gün ziyarete açık olan türbesinde medfundur.
 

AHİ EVREN´İN ESERLERİ
Ahî Evren´e ait olduğu belirlenen eserlerine dikkat edildiğinde, onun dinî ilimlere vakıf olduğu ortaya çıkar. Ahî Evren´in eserleri şunlardır.
1. Metâliu´l-İman
2. Menahic-i Seyfî
3. Tabsiratu´l-Mübtedi ve Tezkiretü´l-Müntehi
4. Yezdân-Şinaht
5. Murşidu´l-Kifaye
6. Ağaz u Encam
7. Medh-i fakr u Zemm-i Dünya
8. Risale-i Arş
9. Mukâtebat Beyne Sadruddin Konevî
10. Cihat-Nâme
Bu eserlerden "Menahic-i Seyfî", bir ilmihal kitabıdır.
 


 


 


AHİLİĞİN TEMEL İLKELERİ
-  İyi huylu ve güzel ahlâklı olmak,
- İşinde ve hayatında, kin, çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak, - Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak,
- Gözü, gönlü ve kalbi tok olmak,
- Şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli ve dürüst olmak,
- Cömert ve kerem sahibi olmak,
- Küçüklere sevgili, büyüklere karşı edepli ve saygılı olmak,
- Alçakgönüllü olmak, büyüklük ve gururdan kaçınmak,
- Ayıp ve kusurlarını örtmek, gizlemek ve affetmek,
- Hataları yüze vurmamak,
- Dost ve arkadaşlara tatlı sözlü, samimi, güler yüzlü ve güvenilir olmak,
- Gelmeyene gitmek, dost ve akrabayı ziyaret etmek,
- Herkese iyilik yapmak, iyiliklerini istemek,
- Yapılan iyilik ve yardımı başa kakmamak,
- Hakka, hukuka uymak, hak ölçüsüne riayet etmek,
- İnsanların işlerini içten, gönülden ve güler yüzle yapmak,
- Daima iyi komşulukta bulunmak, komşunun eza ve cahilliğine sabretmek,
- Yaratandan dolayı yaratıkları hoş görmek,
- Hata ve kusurları daima kendi nefsinde aramak,
- İyilerle dost olup, kötülerden uzak durmak,
- Fakirlerle dostluktan, oturup kalkmaktan şeref duymak,
- Zenginlere, zenginliğinden dolayı itibardan kaçınmak,
- Allah için sevmek, Allah için nefret etmek,
- Hak için hakkı söylemek ve hakkı söylemekten korkmamak,
- Emri altındakileri ve hizmetindekileri korumak ve gözetmek,
- Açıkta ve gizlide Allah´ın emir ve yasaklarına uymak,
- Kötü söz ve hareketlerden sakınmak,
- İçi, dışı, özü, sözü bir olmak,
- Hakkı korumak, hakka riayetle haksızlığı önlemek,
- Kötülük ve kendini bilmezliğe iyilikle karşılık vermek,
- Belâ ve kötülüklere sabır ve tahammüllü olmak,
- Müslümanlara lütufkâr ve hoş sözlü olmak,
- Düşmana düşmanın silahıyla karşılık vermek,
- İnanç ve ibadetlerinde samimi olmak,
- Fani dünyaya ait şeylerle öğünmemek, böbürlenmemek,
- Yapılan iyilik ve hayırda hakkın hoşnutluğundan başka bir şey gözetmemek,
- Âlimlerle dost olup dostlara danışmak,
- Her zaman her yerde yalnız Allah´a güvenmek
- Örf, adet ve törelere uymak,
- Sır tutmak, sırları açığa vurmamak,
- Aza kanaat, çoğa şükrederek dağıtmak
 
AHİ İÇİN “AÇIK” ve “KAPALI” OLAN ŞEYLER
Açık olanlar:
1. Ahinin eli açık (cömert) olmalı
2. Kapısı açık olmalı (konuk sever) olmalı
3. Sofrası açık olmalı (ikramdan kaçınmamalı)
Kapalı olanlar:
1. Ahinin gözü kapalı olmalı (kimseye kötü gözle bakmamalı, kimsenin ayıbını araştırmamalı)
2. Beli kapalı olmalı (kimsenin ırzına, namusuna, haysiyet ve şerefine tasallut etmemeli)
3. Dili kapalı olmalı (kimseye kötü söz söylememelidir)
 
AHİLİĞE KABUL EDİLMEYEN ZÜMRELER
Fütüvvetnâmelerde kimlerin Ahiliğe kabul edilmeyecekleri açıklanmıştır. Ahiliğin kapısının iyi, ahlâklı olan herkese açık olduğu belirtilmiştir. Ahiliğe kasap gibi kan dökücüler, Tellal gibi bağırıp çağıranlar, Avcılar gibi hileye başvuranlar vs. alınmaz. Ahiliğe kabul edilmeyenler şu şekilde sıralanmıştır:
- Kafirler
- Münafıklar
- Müneccimler
- İçki içenler
- Tellallar (yalan söyleyen reklâmcılar)
- Pişekârlar (sözünde durmayanlar)
- (zalim) Kasaplar
- (gaddar) Cerrahlar
- Sayyadlar (avcılar)
- Muhtekirler (karaborsacılar)
- Kem gözlüler
- Ayıp arayanlar
- Cimriler
- Gıybet edenler
- Bühtan kılanlar (iftiracılar, yalancılar)
 
KİŞİYİ AHİLİKTEN DÜŞÜREN ŞEYLER
Ahlakî özelliklerden bazılarını kaybeden Ahilerin, Ahilik yolundan ayrılmış olacakları fütüvvetnâmelerde geniş bir şekilde yer almaktadır. Ahlâkî davranış bozuklukları Ahilik kurumunda afet olarak kabul edilir ve bunlarla mücadele edilir. Kişiyi Ahi´likten düşüren afetler şunlardır:
- İçki içmek
- Zina etmek
- Livata etmek
- Gammazlık
- Münafıklık
- Kibir
- Haset
- Kin
- Yalancılık
- Sözünde durmamak
- Hıyanet
- Namahreme bakmak
- Ayıp aramak
- Nekeslik
- Gıybette bulunmak
- Bühtan
- Hırsızlık
- Haram yemek
Görüldüğü gibi; Ahilik müessesesinde afet olarak sayılan ahlâk bozuklukları, aynı zamanda toplum düzenini sarsan, hatta toplumların yok olmalarına sebep olan hastalıklardır.


Ahiliğin Sözlük Anlamı:
Evran (evren), Türkçe bir kelime olup “yılan, ejderha” anlamlarına gelmektedir.
Ahi ise akı kelimesinin Anadolu’daki söyleniş tarzından kaynaklandığını kabul ederler. Öz Türkçe akı kelimesinin “eli açık, cömert, yiğit anlamlarına geldiğini bildiren Fransız Türkolog Denny ve Fuat Köprülü, akı kelimesinin zamanla değişerek “ahi” şekline geldiğini ileri sürerler.
Divanü Lûgati’t Türk’te Ahi kelimesinin yiğit, eli açık, cömert anlamına gelen akı kelimesinden türediği kaydedilmiştir.


Anadolu’da hâlen birçok yerleşim birimine verilmiş olan “ahi” adı halk arasında “ahı” olarak telâfuz edilmektedir. Ahı baba, Ahılar köyü gibi. Bizim kanaatimiz de ahiliğin “akılıktan” geldiği yolundadır. Fakat ahi kelimesini tetkik eden bir kısım bilim adamı ise ahiliğin “kardeşim anlamına gelen Arapça kökenli bir kelime olduğunu belirtirler. Kardeş kökünden türeyen kardeşlik, dostluk, yardımlaşma, birlik, beraberlik anlamıyla ahiliğe yaklaşılmakta, fakat Ahilik adına bir kuruma Arabistan’da rastlanmadığından, Ahilik, akılıktan gelen ve Anadolu’da kurulan bir Türk Kurumu olarak kabul edilir.

Terim Anlamında Ahilik:
XIII.Yüzyılda Anadolu’da, Balkanlar’da, Kırım’da Türkler tarafından kurulan esnaf, sanatkâr ve üretici (sanayi) birlikleri ile bu birliklerin uyguladıkları ahlâkî, siyasî, iktisadî, felsefî duygu ve prensipler anlamına gelir.

Teşkilat Anlamında Ahilik:
Anadolu’da birliği, refahı, toplum düzenini sağlayan ve halkın maddî, manevî tüm ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda teşkilâtlanan sivil toplum kuruluşudur. Ahiliğin teşkilât yönünü yoğun bir şekilde karşılaştıkları Ahi birliklerinin benzerlerini diğer İslâm ülkelerinde de rastladıklarını söylemektedirler. Fakat bu kurumlarla Ahi birlikleri arasında önemli farklılıklar tespit edilmiştir.

 


AHİLİK DUASI
Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım
Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla
İlahi ya Rab! Dinde sağlamlık, inançta dayanıklılık, doğru yolda olgunluk, günahlarımıza bağışlanma, dilde açıklık, sözde düzgünlük, tüm durumlarda ibadet, işte kuvvet, çalışmada dikkat, yararlı işlerde lezzet, ruhumuza mutluluk, malımıza bolluk, mal ve azıkta bolluk, iki dünyada ulu devlet, dostlarımıza sevgi, akrabalarımıza şefkat, düşmanlarımıza zorluk, geçmişlerimize af ve bağışlanma, vadesi yetişenlerimize olgun inanç ile mezarlarına kavuşma, Münker ve Nekir’e razı olmak ve cesaret göstermek, mezarda rahatlık, dirilme gününde ululuk, terazi sorusunda Sırat’tan kurtuluş , cennete göçme, derecede yücelik, Büyük cennete erişme, Resul-i Ekrem ve Nebiyi Muhterem’in –salat ve selam onun üzerine olsun- pak, aydın, temiz, yüce, arınmış, aziz, şerif ve latif ruhu için, onun evladı için,dostları için, dört seçkin arkadaşının –Allah onların hepsinden razı olsun- iyi ruhları için ve  bu yoldan ve erkandan gelmiş geçmiş Ahiler, şeyhler, kethüdalar ve yiğitbaşılar ve pir-i fani üstatlar ve /100/küçük büyük üstatlar ve halifelerin ruhları için, ebedi hayatta olan bütün üstatlarımızın kurtuluşu için, özellikle pirler piri, azizler azizi Ahi Evran, Sultanların başı dericilerin piri Ahi Evran’ın iyi ruhları için, bütün Muhammet ümmetinin kurtuluşu için, şevketli, ulu, saygın ve Müslümanların imamı olarak alemi koruyan devlet büyüklerimize sağlık, beden kuvveti, vücuduna sıhhat ve afiyet [ verilmesi ], fakir kullar üzerine adalet, insaf ve merhametini günden güne artırması için, İslam askerlerine kuvvet, Müslüman hacılarına, imanlı tüccarlara kara ve denizde eminlik için, cemaatin gönülleri muradı için, kötülükleri kovmak için, iyilikleri açmak için, gönüller dileği için işimiz ve gücümüzün bol kazancı için, üzerimize gelmiş geçmiş belaları ve kazaları kovmak için, hayırlı sonlar için, Allah’ın Rıza’sı ve Habibinin ruhu için, Allah rızası için el-fatiha .


 Derleyen: Mustafa Demir - Turkinfo.nl

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum