Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da Belediye Meclisi, Çin’in Uygur bölgesi için kullandığı “Sincan” (Xinjiang) adını bırakarak bundan sonra resmi söylemde “Doğu Türkistan” ifadesini kullanma kararı aldı. Bu adım, insan hakları savunucuları ve Uygur diasporası tarafından tarihi bir gelişme olarak değerlendirildi.
Siyasi ve Sembolik Anlamda Güçlü Mesaj
Amsterdam Belediye Meclisi’nin 9 Temmuz 2025 tarihinde oy çokluğuyla aldığı karar, sadece bir isim değişikliği olarak değil, aynı zamanda Çin’in Uygurlara yönelik baskıcı politikalarına karşı güçlü bir duruş olarak yorumlandı. Kararı öneren DENK Partisi Meclis Üyesi Süleyman Koyuncu, önergesine “Zulmü tanıyan, Doğu Türkistan’ı da söyler” başlığını verdi.
Önergede, “Xinjiang” adının kolonyal ve baskıcı çağrışımlar taşıdığına dikkat çekilerek, Amsterdam Belediyesi’nin bundan sonra resmi belgelerde ve söylemde “Doğu Türkistan” ifadesini kullanması talep edildi. Karar 26 evet oyuyla kabul edildi.
H2: Veyis Güngör: “Özgürlük, Adlandırmayla Başlar”
Kararı kamuoyuna ilk duyuran isim, Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör oldu. Güngör, bu gelişmeyi Amsterdam’ın tarihi ve toplumsal hafızasına uygun bir adım olarak nitelendirdi ve şunları söyledi:
“Özgürlük ile özdeşleşen Amsterdam, Doğu Türkistan adını tanıyarak hem geçmişine hem de insan haklarına olan bağlılığını göstermiştir.”
Güngör, yıllardır Uygur meselesinde aktif rol alan bir sivil toplum lideri olarak bu kararı, Avrupa Türk diasporasının küresel etkisinin bir göstergesi olarak yorumladı.
Rabia Kadir ve Uygur Diasporası Duygulandı
Sürgündeki Uygur lideri Rabia Kadir, kendisine iletilen haber karşısında duygusal anlar yaşadı. Kadir, Veyis Güngör’e, Hollanda’daki Uygur toplumundan Abdurrahim Gani aracılığıyla teşekkür mesajı gönderdi.
Güngör, daha önce Rabia Kadir’in de katıldığı çeşitli Avrupa programlarını hatırlatarak, Uygur davasının Avrupa’da uzun süredir gündemde tutulduğunu vurguladı. Bu kapsamda 2015 yılında Amsterdam’da düzenlenen bir etkinlikte Rabia Kadir’e “Kaşgarlı Mahmut Parası” da takdim edilmişti.
Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti’nden Teşekkür
Karara ilk uluslararası destek, sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti’nden (ETGE) geldi. ETGE Başkanı Dr. Mamtimin Ala, Amsterdam Belediyesi’ne teşekkür ederek bu tanımayı Çin’in asimilasyon politikalarına karşı bir direniş olarak değerlendirdi. ETGE Kültür Bakanı Adil Abilimit ise kararı, “İnsan onuru, adınla başlar” sözleriyle yorumladı.
H2: Uluslararası Basında Geniş Yankı
Uluslararası haber platformu Uyghur Times, Amsterdam’ın kararını “Çin’in baskıcı rejimine karşı bir mermi” olarak tanımladı. Aktivist Abdurehim Gheni de Dam Meydanı’nda yıllardır yürüttüğü protestolarda bu kararı gözyaşlarıyla karşıladı. Karar ayrıca East Turkistan Government-in-Exile ve çeşitli Hollandaca medya platformlarında da geniş yer buldu.
Türkiye Medyasında Sessizlik Eleştirilere Yol Açtı
Amsterdam’daki bu gelişme Avrupa’da büyük yankı uyandırırken, Türkiye’deki ana akım medya organlarının sessiz kalması dikkat çekti. TRT, AA ve diğer önde gelen medya kuruluşlarının konuyu haberleştirmemesi sosyal medyada tepkilere neden oldu. Uzmanlar, bu durumun Türkiye’nin Çin ile ilişkilerinde izlediği dengeli dış politika anlayışının medya yansımalarına etki ettiğini savunuyor.
Kararın Diğer Şehirlere ve Ülkelere Yayılması Bekleniyor
Lahey, Rotterdam ve Utrecht gibi diğer büyük Hollanda şehirlerinde de benzer önergelerin sunulması bekleniyor. Avrupa genelinde ise Almanya gibi ülkelerde bu kararın örnek alınması gündemde. Alman tarihçi ve yazar Dr. Latif Çelik, Amsterdam modelinin Almanya’da da uygulanması için sosyal demokrat siyasetçilerin adım atması gerektiğini ifade etti.
Sembolik Değil, Tarihi Bir Duruş
Amsterdam Belediyesi’nin “Doğu Türkistan” kararını yalnızca sembolik bir adlandırma olarak değerlendirmek yetersiz kalır. Bu adım, tarihsel hafızaya, kültürel kimliğe ve insan haklarına yönelik güçlü bir vurgudur. Avrupa’nın göbeğinde bir belediye, Çin’in terminolojisini reddederek insan onurunu esas alan bir tercih yapmıştır.
Bu kararın uluslararası etkileri sürerken, hem Türk diasporasının hem de Türkiye kamuoyunun bu gelişmelere daha fazla duyarlılık göstermesi bekleniyor. Veyis Güngör’ün ifadesiyle:
“Avrupa Türk diasporası artık küresel bir aktördür. Bu bilinçle hareket etmek ve insan hakları mücadelelerine sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur.”
©TURKINFO.NL
Yorumlar
Kalan Karakter: