Arap Uyanışı ve Türkiye'nin Rolü

European Policy Center (EPC) ve Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Brüksel Temsilciliği işbirliğinde Brüksel’de “Arap Uyanışı ve Türkiye’nin Rolü” başlıklı bir konferans düzenlendi. Konferans’a Zirve Üniversitesi’nden Gökhan Bacık, Oxford Üniversitesi’nden Philip Robins ve Avrupa Avrupa Dışilişkiler Servisi Stratejik Planma Bölümü Başkanı Alfredo Conte konuşmacı olarak katıldı. ABHaber’in de yakından izlediği konferansta konuşmacılar özetle şunları söylediler:

Gökhan Bacık:

“Arap Baharı bölgedeki değişik ülkeler ve gruplar tarafından farklı yorumlanmaktadır; kimilerine göre bölge insanının temel haklar konusundaki haklı mücadelesi, kimilerine göre ise İsrail’in güvenliğini sağlamak ve Arap dünyasını bölmek için Batı’nın bir oyunu olarak görülmektedir.
Arap Baharı Türkiye’nin İran konusunda daha gerçekçi olmasını sağladı. Bundan iki yıl önce AKP hükümeti İran’a daha idealist yaklaşıyordu. Türkiye Arap Baharı sürecinde bölgede İran ve Rusya’ya karşı dengeleyici bir rol üstleniyor. Uluslararası örgütlerde bölgede yaşanan olayları gündeme getirerek uluslararası kamuoyuna öncülük etmeye çalışıyor. Bölgede İslami odakları ve yerel güçleri dönüştürmeye çalışıyor. Başbakanın Mısır’daki laiklik vurgusu Türkiye’nin bölgedeki dönüştürücü rolünün bir göstergesidir. Ben Türkiye’nin bölge ülkelerine model olduğunu ya da bu şekilde sunulmasını kabul etmiyorum; Türkiye sadece bölge ülkeleri ve halkları için bir ilham kaynağı oluyor.”

Philip Robins:

“ Türkiye’nin Arap Baharı’ndaki temel yaklaşımı Arap halklarının kendileriyle ilgili konularda söz sahibi olabilmesi ilkesiydi. Türkiye Suriye’deki olaylarda Libya’dakine nazaran daha etkisiz kaldı. Mısır ve Türkiye arasında bölgeye liderlik etme adına bir rekabet hep olmuştur. Bu süreçte de Mısır’ın Türkiye’nin liderliğini kabul edeceğini ben pek tahmin etmiyorum.”

Alfredo Conte:

“ Hem Müslüman, hem demokratik, hem de ekonomik bakımdan güçlü bir ülke olarak Türkiye ister istemez bölgede imrenilen ve ilham alınan bir ülke konumunda. Türkiye’nin demokrasiyi benimsemiş bir ülke olarak bölge devletlerine model olması ve bölgede aktif rol oynaması AB-Türkiye ilişkilerine olumlu yansımaktır. Çünkü AB Türkiye’deki demokratikleşme reformlarının itici gücüdür.

Demokrasi başka ülkelerden ihraç edilemez. Her ülkenin kendi iç dinamikleriyle oluşur. Fakat dış partnerle iş birliği yapmak, onların tecrübelerinden yararlanmak önemlidir. Bu bakımdan Türkiye’nin Arap dünyasında oynadığı rol son derece önemlidir”

Kaynak: AB Haber