Avrupa'da İstiklâl marşı yarışması ve Ersoy'un esir kampı çalışması

Müslüman esirlere moral vermesi için gittiği Almanya’daki çalışmalarını izlediğim Mehmet Akif Ersoy’un ‘İstiklal Marşı’, şimdilerde Avrupa gündeminde. Hollandacasını yayınladığım İstiklal Marşı’ndaki sözler, okuyanlar tarafından ‘muhteşem’ olarak nitelendi. Dünyadaki tüm dillere çevrilmesi gereken İstiklal Marşı’mız için, 12 Mart İstiklâl Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü dolayısıyla gazete tasarım yarışması düzenleniyor.

Avrupa'da İstiklâl marşı yarışması ve Ersoy'un esir kampı çalışması
Editör: Turkinfo.nl
20 Şubat 2022 - 12:38

İlhan KARAÇAY yazdı
Geçen hafta Hollandaca tercümesini yayınladığım İstiklal Marşı’mızı, Türk dostları kanalıyla okuyan Hollandalılar, ‘muhteşem’ olarak değerlendirdiler. (En altta tercümeyi yeniden sunacağım)

Dünyadaki tüm dillere çevrilmesi gerektiğine inanılan İstiklal Marşı’mız için, Millî Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü (ABDİGM), 12 Mart İstiklâl Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü dolayısıyla gazete tasarım yarışması düzenledi.

Avrupa’daki Türk öğrencilerin milli tarih bilincine katkı sağlamak amacını taşıyan,
7-11 ve 12-17 yaş aralıklarındaki çocuk ve gençlerin katılacağı yarışmanın başvuruları 6 Mart 2022 tarihine kadar kabul edilecek. Millî Eğitim Bakanlığı yarışma duyurusunda hedefin, “yurt dışında yaşayan çocuklarımıza İstiklal Marşı’nın hangi şartlarda yazıldığını ve yaşanan zorlukları fark ettirmek, Cumhuriyetimizin kurulduğu yıllara olan ilgi ve merakı artırmak, İstiklal Marşı’nın kabulü sırasında yaşanan coşkuyu ve millet olmanın gururunu hissettirmek, milli tarih bilinci oluşumuna katkı sağlamak, vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u tanımak, Türkçe ve Türk Kültürünü tanıtmak ve yaymak” olduğu açıklandı.
Değerlendirme sonuçlarına göre dereceye giren ve paylaşılması uygun görülen gazete tasarımları ABDİGM web sitesi ve sosyal medya hesaplarında yayımlanacak. Yarışmaya katılmak isteyen öğrenciler ve velileri https://abdigm.meb.gov.tr/yarismalar/ adresinden bilgi edinebilirler.

İSTİKLAL MARŞIMIZIN HOLLANDACASI…

İlhan KARAÇAY Yazdı:

Milli mücadele şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un, ‘O şiir bir daha yazılmaz.. Onu kimse yazamaz.. Onu ben de yazamam.. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur… Allah bir daha bu millete bir İstiklâl Marşı yazdırmasın!..’  dediği istiklal marşımızı biz çok iyi anlıyoruz. Ne var ki, içinde yaşadığımız dış ülkelerdeki yerli halklar, sık sık duydukları bu marşta ne söylediğimizi anlayamıyorlar.
Ben, istiklal marşımızı Hollandalı dostlarımızın da anlamaları için, ilk iki kıtasını Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği 
Maslahatgüzarı Erik Weststrate’nin tercüme ettiği marşımızın diğer kıtalarının da Hollandacasını sunuyorum. Hollandalı dostlarımıza dağıtmak ve duyurmak size kaldı. Diğer ülkelerdeki yurtseverlerimizden de aynı davranışı bekliyorum.

Marşımız ve tercümesinin sonunda, marşın Büyük Millet Meclisi’nde kabulünün hikâyesi var.

metin, kişi, adam, dik içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturulduİstiklal Marşı’mızın ilk iki kıtasını, Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Erik Weststrate yaptı. Fotoğrafta, Erik Weststrate’yi, büyükelçilikte görevli Eray Ergeç ve eşim ile birlikte, Mersin’deki bir etkinlikte görüyorsunuz.

TÜRKİYE İSTİKLAL MARŞI (VRIJHEID MARSCH TÜRKİYE)

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
(Vrees niet, o rode banier; Die wappert op deze horizonten)

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
(Zolang de laatste haard die boven dit land rookt niet is gedoofd

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
(Is hij de ster van mijn volk die zal stralen.)

O benimdir, o benim milletimindir ancak.
(Hij is alleen van mij, en van mijn volk)

 

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Frons je gezicht niet zo, jij terughoudende halve maan!)

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
(Lach toch eens naar mijn heldhaftige ras! Wat is dit voor een geweld en woede?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
(Anders komt ons vergoten bloed jou niet toe…)

Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!
(Vrijheid is het recht van mijn godvrezende volk!)

 

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
(Ik was vrij vanaf het begin en zal het altijd zijn.)

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
(Welke gek zal me vastketenen? Het idee verbaast mij!)

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
(Ik ben als een brullende vloed; krachtig en onafhankelijk.)

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
(Ik zal bergen verscheuren, ik zal de oneindigheid overtreffen, en dan nog zal ik uitstromen!)

 

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
(Al omringt een stalen pantsermuur de westelijke horizon,)

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
(Ik heb een bastion in mijn hart vol van geloof!)

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
(Je bent machtig, vrees niet! Hoe kan het tandeloze monster,)

‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar?
(Wat je “beschaving” noemt, is een monster met nog één tand over ?)

 

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
(Mijn vriend! Laat mijn geboorteland niet in de handen van gemene mensen!)

Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
(Geef uw borst als pantser! Houd deze beschamende stormloop tegen!)

Doğacaktır sana va’dettigi günler hakk’ın…
(Want snel zal de dag van de goddelijke belofte komen.)

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
(Wie weet het? Misschien morgen? Misschien nog wel eerder dan morgen!)

 

Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:
(Zie niet de grond waar u op loopt als zuivere aarde,)

Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
(Maar denk over de duizenden onder u die er liggen, zonder een lijkwade.)

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
(Jij bent de edele zoon van een martelaar, behoud de traditie, kwets niet uw voorvader!)

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
(Zelfs wanneer u werelden wordt beloofd, geef dit paradijs van een geboorteland niet op.)
*

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
(Welke man zou niet willen sterven voor dit hemelse stuk land?)

Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
(De martelaren zouden uitstorten als u de grond zou uitdrukken! Martelaren!)

Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
(God mag al mijn geliefden en al mijn bezit nemen als hij wil.)

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
(Maar laat hem mij niet van mijn enige echte geboorteland op deze wereld beroven.)

 

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
(De enige smeekbede van mijn ziel aan U, Ο God, is dit)

Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
(Laat geen vreemde hand de borst van mijn heiligdom bezoedelen.)

Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
(Laten deze gebedsoproepen, waarvan de belijdenissen de kern van het geloof zijn,)

Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
(Euwig over mijn vaderland weerklinken


O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
(Dan zal mijn grafsteen, als er een is, duizenden keren met zijn voorhoofd de aarde raken (zoals in salaat) in geestvervoering.)

Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
(O God, tranen van bloed stromen uit mij, uit iedere wond,)

Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na’şım;
(Mijn lijk zal van de aarde stromen als een geest,)

O zaman yükselerek arsa değer belki başım.
(En dan zal ik wellicht opstijgen en de hemel bereiken.)

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
(Wapper als de dagende hemel, o roemrijke halve maan,)

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
(Zodat eindelijk al mijn vergoten bloed waardig kan zijn!)

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
(Nooit zul jij, noch mijn natie vernietigd worden!)

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
(Vrijheid is het recht van mijn altijd vrij geleefde vlag)

Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!
(Onafhankelijkheid is het recht van mijn God vererende volk!


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum