Reklam
Reklam

Avrupa Türkleri ne zaman ciddiye alındı ki ?

Avrupalı Türkler, Avrupa'ya göç edişlerinin ardından ya şapkalarıyla veya ellerindeki portatif radyolarla alaya alınmışlardı. Türkiye'ye gittikleri zaman 'Alamancı' diye horlanmışlardı.

Avrupa Türkleri ne zaman ciddiye alındı ki ?
Editör: Turkinfo.nl
04 Kasım 2015 - 12:32
Reklam

Öyle ya, ben de kendimi Avrupalı Türkler'den biri olarak sayıyorum.



Doğrudur, pozisyonum nedeniyle ben çok sıkıntı yaşamadım, horlanmadım, itilmedim, kalkılmadım.

Ama Avrupalı Türkler'den biri olduğum için, Ankara'da alınan veya alınmayan kararlardan ben de zarar gördüm.

Benim ayrıcalığım sadece şuydu: Başkaları haksızlıklar karşısında bağıramıyordu, çağıramıyordu. Ama ben yorum ve haberlerim ile hem bağırıyordum, hem de çağırıyordum.



Avrupalı Türkler'e önüne gelen bir yafta yapıştırıyordu. En sonunda 'Gurbetçi' yaftasını yedik.



Hoş, ne yazık ki ben de 'gurbetçi' yaftasını çok kullandım. Tıpkı Avrupa halklarının 'Gastarbeider' (Misafir işçi) dediği gibi, Ankara'dakiler de 'gurbetçi' demeyi yeğlediler.



Bir zamanlar birileri ortaya çıktı ve 'Avrupa Türkleri yemesini bilmezler, giyinmesini bilmezler, haliye adabımuaşereti bilmezler' gibisinden uzun uzun yazdılar. Bu gibi soytarılar anında gerekli tepkiyi gördüler ve susturuldular ama, bu gibi densizler her zaman varoldular.



Bir zamanlar Brüksel'de gazetecilik yaptıktan sonra, büyük bir gazetemizde köşe yazarlığı yapmaya başlayan eski bir dostumuz da feci bir pot kırmıştı. O zaman adını açık bir şeklide yazdığım bu dostu sert bir biçimde eleştirmiştim. Şimdi arşivime bakayım ve o sırada o densiz arkadaşın ne yazdığını ve ne cevap aldığını sizlere hatırlatayım.



Malum yazar, 'Alamancı' ve 'gurbetçi' olarak anılan Türkler'in bu konudaki şikayetlerine 'Vız gelir tırıs gider. Bu imajı kendileri yarattılar ' diye yazdıktan sonra, şunları eklemişti:



“Dolayısıyla, Avrupa oto mezarlıklarındaki bilumum hurda minibüsleri toplayıp içine balık istifi doluşmalarını; ‘köylüme hediye’ diye de, üçüncü sınıf ‘Kaufhof’ donu denklerini tavana yüklemelerini, sonra, güzergáhtaki cenaze levazımatçılarını zengin ede ede ‘gurbet, sıla, gurbet’ yoluna dökülmelerini anladık diyelim.”



Yazar,  yukarıdaki ifadesiyle gurbetçilerin karayolu seyahatlerini ve ucuz eşya almalarını güya tenkit ediyor.

Nasıl mı?

Sadece İstanbul’dan Edirne’ye yaptığı bir yolcuktan sonra gördükleri ile...

Sigara alabilmek için Kapıkule’ye de uzanmış olan yazar, hemen oracıkta uzmanlaşmış ve kara yolculuğunun ne kadar ahmakça bir tercih olduğunu vurgulamaya çalışmış.



Ne yazık ki bunu yaparken de   ç u v a l l a m ı ş  bu yazar...

Yazar kusura bakmasın ama, bu aşağılayıcı sözleri karşısında ona ‘çüş’  diyenler oldu.

Avrupalı Türk'ü eleştirirken, sırf sigara almak için İstanbul'dan Kapıkule'ye kadar gitme zahmetine katılan bu yazar, nasıl oluyor da yurttaşlarını ucuz ve yırtık don almakla suçluyor.



'AVRUPA TÜRKLERİ CİDDİYE ALINMIYOR' iddiamızın kanıtları pek çok.

Taaaa 1970'li yılların başlarından itibaren Avrupa'ya gelen devlet büyüklerimiz ve siyasetçiler, Avrupalı Türkler'i hep 'öğrenmesi gereken cahiller' olarak gördüler. Güya dertlerini dinledikleri Avrupalı Türkler'in isteklerini sigara paketlerinin üzerine yazdılar ve sonra attılar.

Ankara, Avrupalı Türkler'in isteklerinin hemen hemen tamamını duymazlıktan geldi ve hiç bir şey yapmadı.  Bu sorun ve istekleri şimde yeniden sıralamanın bir yararı olmayacak.

50 yıldır ülkemizi dövize boğan Avrupalı Türkler'in değeri hiç bilinmedi.



Şimdi, 50 yıldır Türkiye'deki yöneticilerimizi seçme fırsatı verilmeyen Avrupalı Türkler, bu seçme fırsatından yararlanabiliyorlar. Geçtiğimiz 7 haziranda yapılan genel seçimler için yaşadıkları yerlerde oy kullanma hakkını elde eden Avrupalı Türkler, 1 Kasım 2015'te yapılacak genel seçimlerde de oy kullanabilecekler.



Ama ne yazık ki bu durum da tıpkı eskisi gibi bir göz boyamaktan ibaret. Zira Avrupalı Türkler'in oyları istenildiği gibi değerlendirilmiyor. Avrupalı Türkler'e bir seçim bölgesi verilmediği gibi, seçilme şansı da verilmiyor.



İşte, Avrupalı Türkler şimdi kendilerine bu şansı tanıyacak olan partileri seçebilmeli ve ilk uyarılarını yapmalılar. Tabii ki bu da zor bir durum. Zira bu konuda hiçbir partinin programında yer almadı. Avrupalı Türk, oyunu kullanmadan önce siyasi partilere uyarı mesajlarını göndermeliler.



FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum