Owen, evsizliğin Avrupa genelinde giderek derinleştiğini ve özellikle büyük şehirlerde ciddi bir kriz hâline geldiğini belirtiyor. Son veriler, bu sorunun sadece sokaktaki görünür evsizlikle sınırlı olmadığını da ortaya koyuyor.
FEANTSA artık yalnızca sokakta uyuyan ya da barınakta kalan kişileri değil, ailesi veya arkadaşlarının yanında geçici olarak kalan kişileri de evsiz kategorisine dahil ediyor. Bu da AB nüfusunun %5’ine yakın bir kesimin evsizlik deneyimi yaşadığını gösteriyor.
Brüksel’de 2008 yılında yaklaşık 1.700 olan evsiz sayısı bugün 10.000’e yaklaşmış durumda. Artışın başlıca nedenleri arasında artan konut fiyatları ve değişen göç politikaları yer alıyor. Özellikle Belçika’nın sığınmacılara barınma imkânı sunmaması, onları doğrudan sokakta yaşamaya itiyor.
Almanya, yaklaşık 530.000 kişi ile Avrupa’daki en yüksek evsiz nüfusa sahip ülke. Kıbrıs ise resmi olarak evsizlik olmadığını iddia ediyor. Ancak AB anketlerine göre Kıbrıslıların %11’i hayatlarının bir döneminde evsizlik yaşamış.
Owen’a göre çözüm, konut piyasasının düzenlenmesi, sosyal konutların artırılması ve dar gelirli hanelere destek sağlanmasında yatıyor. Finlandiya’nın uyguladığı “Önce Konut” (Housing First) modeli örnek olarak gösteriliyor. Bu sistem sayesinde 1980’lerde 20.000 civarında olan evsiz sayısı günümüzde yaklaşık 3.000’e düşmüş. Ancak sosyal yardımlardaki kesintiler, bu başarıyı tehdit ediyor.
©TURKİNFO.NL
Yorumlar
Kalan Karakter: