Son yıllarda Avrupa’daki ilaç kıtlığı rekor seviyelere ulaştı. Ancak Avrupa Sayıştayı’nın çarşamba günü yayımladığı eleştirel rapora göre, Avrupa Birliği hâlâ ciddi ilaç eksikliklerine müdahale edecek “iyi işleyen bir sistemden” yoksun. Dahası, üye ülkeler arasında etkili bir iş birliği sağlanamadığı için ülkeler birbirinin önünü tıkıyor.
Pek çok AB ülkesi, antibiyotik gibi kritik ilaçların tükenmesini önlemek amacıyla kendi stoklarını oluşturmaya başladı. Ancak bu süreçte ülkeler arasında yeterli koordinasyon sağlanmadığı için, bazı ülkelerdeki stok artışı, diğerlerinde daha büyük kıtlıklara yol açıyor.
Avrupa'da yaygın kullanılan ilaçların büyük bir kısmı, daha düşük maliyet nedeniyle Asya ülkelerinde üretiliyor. Bu durum, AB ülkelerinin tedarik zinciri üzerindeki kontrolünü önemli ölçüde kaybetmesine neden oldu.
Ayrıca, AB içindeki ilaç pazarı da dağınık bir yapıya sahip. Bu durum, ilaçların serbest dolaşımını ve erişilebilirliğini zorlaştırıyor. Tüm AB için onaylanmış ilaçlar, her ülkede satışa sunulmuyor ve ambalajları ülkeden ülkeye değişiyor. Bu da ilaçların Avrupa içinde yeniden dağıtımını oldukça güçleştiriyor.
Çözüm Arayışları Başlangıç Aşamasında Kaldı
AB, ilaç kıtlığının temel nedenlerine yönelik bazı adımlar atsa da, Sayıştay bu girişimlerin “henüz başlangıç aşamasında takılı kaldığını” belirtiyor. Örneğin, kritik ilaçları içeren bir AB listesinin hazırlanması önemli bir adım olarak görülse de, bu listedeki ilaçların erişilebilirliğinde henüz anlamlı bir gelişme sağlanamadı.
Sayıştay, Avrupalıların “ilaçsız kalma riskiyle karşı karşıya” olduğunu vurguluyor. Bu risk, özellikle sık kullanılan antibiyotikler ve diğer hayati ilaçlar için geçerli. 2024’ün başında yapılan bir habere göre, sadece Hollanda’da 4,5 milyondan fazla insan ilaç kıtlığından etkileniyor.
Yapılan istatistiklere göre, Hollanda’daki ilaç sıkıntısı 2024 yılında tarihi zirveye ulaştı. Ortalama bir ilaç kıtlığı 104 gün sürüyor. Ancak 31 ilaç, bir yıldan uzun süredir piyasada bulunamıyor.
EMA’nın Yetkileri Sınırlı Kalıyor
Avrupa İlaç Ajansı (EMA), son yıllarda daha fazla yetki kazansa ve kıtlıkların etkilerini azaltmak için koordinasyon görevini yerine getirse de, mevcut sıkıntılar karşısında etkisi sınırlı kalıyor. EMA, yalnızca resmi bir sağlık krizi durumunda -örneğin COVID-19 pandemisi sırasında olduğu gibi- üye ülkelere destek olabiliyor.
Sayıştay, EMA’nın ilaç kıtlıklarıyla mücadele edebilmesi için yeterli bilgiye sahip olmadığını da belirtiyor. Mevzuata göre, ilaç üreticilerinin olası kıtlıkları bildirmesi gerekiyor. Ancak bu bildirimler çoğu zaman geç veya eksik yapılıyor.
Öte yandan, Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı ve ilaç sistemini iyileştirmeyi amaçlayan yasa tasarısı umut vadediyor. Tasarı, kıtlıkların hızlı bir şekilde raporlanmasını zorunlu kılıyor. Ancak Sayıştay’a göre bu girişim de mevcut tüm sorunları çözmekte yetersiz kalabilir.
©TURKİNFO.NL
Yorumlar
Kalan Karakter: