Hollanda’da Azınlık Hükümeti Tartışması Sürüyor: “Bu Koalisyon Süreci Gerçekten Çok Zor”
Hollanda’da devam eden hükümet kurma süreci, siyasi yılın sonuna doğru temkinli bir iyimserlik ile kapanıyor. Ancak Noel döneminde küçük bir mucize yaşanmazsa, ülke azınlık hükümetine doğru ilerliyor. Bilgilendirici (informateur) Rianne Letschert, olası koalisyon ortaklarının gelecekte kendilerine nasıl bir rol biçtiklerini şimdiden yoklamaya başladı.
CDA lideri Henri Bontenbal, yılın son müzakere gününün ardından yaptığı açıklamada, “Bu koalisyon sürecinin tamamı gerçekten çok çetin,” ifadelerini kullandı. Bu sözler, müzakerelerin ne kadar karmaşık bir noktaya geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Her ne kadar Bontenbal, Dilan Yeşilgöz (VVD) ve Rob Jetten (D66) arasındaki görüşmeler olumlu bir atmosferde ilerlese de, azınlık hükümeti ihtimali büyük bir belirsizlik ve risk barındırıyor.
İstemeden Gelinen Bir Nokta
Azınlık hükümeti seçeneği artık parti liderleri tarafından açıkça reddedilmese de, kulislerde bu ihtimalin yarattığı rahatsızlık ve hayal kırıklığı hâlâ hissediliyor. Buna rağmen bazı noktalar netleşmiş durumda. Örneğin, 30 Ocak tarihine kadar sürecin önemli bir eşiğinin aşılması ve kapsamlı bir mali çerçevenin ortaya konması bekleniyor.
Müzakerelerden kamuoyuna fazla bilgi sızmaması ise partiler açısından olumlu bir işaret olarak görülüyor. Zira sızıntılar genellikle güvensizliğe işaret ediyor ve görüşmeleri olumsuz etkiliyor. Bu nedenle hem D66 hem CDA, süreci artık tek başlarına yürütmüyor olmaktan memnun. VVD cephesinde ise partinin müzakerelerde giderek daha belirleyici bir rol üstlenmesinden duyulan bir tatmin söz konusu.
Muhalefetin Rolü ve Blokaj Tartışması
Koalisyon görüşmelerinin etrafında yer alan ancak masada olmayan GroenLinks-PvdA ve JA21 cephesinde ise şimdilik sessizlik hâkim. Özellikle GroenLinks-PvdA’da ilk etapta yaşanan rahatsızlık zamanla yerini bekle-gör tutumuna bırakmış görünüyor. Bu durum, partinin sürece dâhil olma umudunu tamamen kaybetmediğine işaret ediyor.
D66 içinde, VVD’nin GroenLinks-PvdA’ya yönelik blokajı kaldırması yönünde hâlâ bir beklenti var. Ancak şu ana kadar VVD’nin bu tutumunu değiştirdiğine dair somut bir işaret bulunmuyor. Liberal parti, tamamen dışlama ile aynı kabinede yer almama arasında bilinçli bir ayrım yaptığını vurguluyor.
VVD’ye göre, Jesse Klaver’in partisi sonsuza dek “yedek kulübesine” gönderilmiş değil. Ancak bazı temel dosyalarda taviz vermek istemiyorlar. Eski VVD lideri Mark Rutte bu yaklaşımı ustalıkla uygulamış ve dört hükümet kurmayı başarmıştı. Buna karşın parti zamanla kimliğini kaybetmekle eleştirilmişti. Yeşilgöz ise bu hatanın tekrar edilmesini kesinlikle istemiyor.
Azınlık Hükümeti ve “Dışarıdan Destek” Çıkmazı
D66, VVD ve CDA’nın Meclis’te çoğunluk için 10 sandalyeye daha ihtiyacı var. Bu nedenle gözler, potansiyel muhalefet partilerine çevrilmiş durumda. Letschert’in tüm parti liderleriyle ayrı ayrı görüşmesi, hem tanışma hem de muhalefetin sorumluluk almaya ne kadar hazır olduğunu ölçme amacı taşıyor.
Ancak bu durum bazı muhalefet temsilcilerinde şaşkınlık yaratmış durumda. Onlara göre, VVD’nin GroenLinks-PvdA’ya yönelik blokajı sürerken muhalefetten “fedakârlık” beklenmesi adil değil.
Bir tolerans (gedoog) anlaşması fikri ise neredeyse hiç kimseye cazip gelmiyor. Klaver başta olmak üzere birçok isim, bağlayıcı anlaşmalarla dışarıdan destek vermenin mantıksız olduğunu savunuyor. Böyle bir durumda masaya oturup doğrudan yönetime katılmanın daha tutarlı olacağı düşünülüyor.
Siyasette Yeni Bir Dil Arayışı
D66 lideri Jetten ve CDA lideri Bontenbal, önceki koalisyondaki gergin ilişkilerin tekrar etmemesi gerektiği konusunda hemfikir. Siyasi ilişkilerin neredeyse donma noktasına geldiği geçmiş dönemin ardından, bu kez daha yapıcı ve insani bir iletişim hedefleniyor.
Yeni Meclis Başkanı Thom van Campen, son genel kuruldan sonra “iş birliği” çağrısı yaptı ve Meclis’te bir “kantin havası” yaratmak istediğini söyledi. Bu ifade tesadüfi değildi; Jetten, daha önce kantini “küçük ölçekte ideal toplum” olarak tanımlamıştı: Herkesin bir arada, doğal bir bağ kurabildiği bir alan.
Zaman zaman sert tartışmalar yaşansa da, Jetten’e göre birlikte Noel pazarına gitmek bile tansiyonu düşürebiliyor. Ne var ki, itirafına göre liderler birlikte yeterince glühwein içemiyor. Belki de bu, yeni yıl için iyi bir niyet temennisi olabilir. Ancak Lahey’deki Noel pazarı artık kapandığı için, bunun yeri değişmek zorunda kalacak.
©TURKİNFO.NL
Yorumlar
Kalan Karakter: