Reklam
Reklam

Bakan Işık yerel medya temsilcileriyle buluştu

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık (3): "Bunlar her fırsatta, her vesileyle Türkiye'ye demokrasi dersi veren ülkeler değil mi? Efendim ifade özgürlüğü deyip, kıyameti koparıyorlar. Peki orada yaşayan 3 milyon insanımız referandumda oy kullanacak mı? Kullanacak. Propaganda hakkı, bilgi edinme hakkı demokratik bir hak değil mi? Bunu hangi gerekçeyle son dakikada iptal ediyorsun. Bugün bir haber var, doğruysa sayın bakanlara verilmeyen izin Sayın Baykal'a veriliyor. Bunu anlamak mümkün değil" -"Bu faşist bir uygulamadır. Siz Türkiye Cumhuriyetinin bakanına ya da siyasi parti yetkilisine tanımadığını propaganda hakkını terör örgütü PKK'ya tanıyacaksınız? Ondan sonra da 'Türkiye bizim dostumuzdur.' diyeceksiniz, Türk halkından anlayış bekleyeceksiniz. Bu mümkün mü?"

Bakan Işık yerel medya temsilcileriyle buluştu
Editör: Turkinfo.nl
04 Mart 2017 - 08:16
Reklam

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin Almanya'daki programlarının iptal edilmesine ilişkin, "Bunlar her fırsatta, her vesileyle Türkiye'ye demokrasi dersi veren ülkeler değil mi? Efendim ifade özgürlüğü deyip, kıyameti koparıyorlar. Peki orada yaşayan 3 milyon insanımız referandumda oy kullanacak mı? Kullanacak. Propaganda hakkı, bilgi edinme hakkı demokratik bir hak değil mi? Bunu hangi gerekçeyle son dakikada iptal ediyorsun. Bugün bir haber var, doğruysa sayın bakanlara verilmeyen izin Sayın Baykal'a veriliyor. Bunu anlamak mümkün değil." dedi.



Bakan Işık, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) tarafından İzmit ilçesindeki bir otelde düzenlenen "Yerel Medya Bakanlarıyla Buluşuyor" etkinliğinde, Altay tankının Türkiye'nin karadaki gücü acısından son derece önemli bir proje olduğunu söyledi.



Altay tankının, savunma sanayisinin geleceğini de domine edecek büyüklükte bir proje olduğunu vurgulayan Işık, 28 Şubat itibarıyla bütün test ve deneme atışlarının bittiğini, şu anda teknik veri paketi hazırlık sürecinini devam ettiğini dile getirdi.



Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin Almanya'daki programlarının iptal edilmesinin hatırlatılması üzerine Bakan Işık, Almanya ve Hollanda'nın tavrını anlamanın mümkün olmadığını aktardı.



"Bunlar her fırsatta, her vesileyle Türkiye'ye demokrasi dersi veren ülkeler değil mi? Efendim ifade özgürlüğü deyip, kıyameti koparıyorlar." diyen Bakan Işık, şöyle devam etti:



"Peki orada yaşayan 3 milyon insanımız referandumda oy kullanacak mı? Kullanacak. Propaganda hakkı, bilgi edinme hakkı demokratik bir hak değil mi? Bunu hangi gerekçeyle son dakikada iptal ediyorsun. Bugün bir haber var, doğruysa sayın bakanlara verilmeyen izin Sayın Baykal'a veriliyor. Bunu anlamak mümkün değil. Bu biraz zannediyorum Almanya ve Hollanda'nın iç politikasıyla ilgili. Biliyorsunuz, her iki ülkede de yakında seçim var. Maalesef bu noktada kendi iç kamuoyuna yönelik bir hareket içerisindeler. Bu biraz Almanya ve Hollanda'daki seçimlere yönelik seçmene mesaj diye okuyorum. Ama bunun Avrupa'nın bugüne kadar savunduğu demokratik değerlerle ne kadar taban tabana zıt olduğunun da aslında bir göstergesi. Türkiye'de her konuda bize Avrupa'yı örnek gösterenler eminim ki bundan iyi bir ders çıkarıyorlar."



- "Bunun adı rezalettir"



Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın açıklamalarına sonuna kadar katıldığına işaret eden Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:



"Bu faşist bir uygulamadır. Siz Türkiye Cumhuriyetinin bakanına ya da siyasi parti yetkilisine tanımadığınız propaganda hakkını terör örgütü PKK'ya tanıyacaksınız? Ondan sonra da 'Türkiye bizim dostumuzdur.' diyeceksiniz, Türk halkından anlayış bekleyeceksiniz. Bu mümkün mü? Şu anda maalesef Avrupa'nın hemen hemen bütün ülkelerinde PKK, birkaç ülkeyi hariç tutuyorum, PKK elini kolunu sallayarak her türlü propaganda faaliyetini, hatta daha ilerisi, oradaki Türklere, Kürtlere yönelik haraç alma faaliyetini sürdürecek, buna karşılık siz hiçbir şey yapmayacaksınız. Ama 3 milyondan, Avrupa genelinde 5 milyondan fazla insanın yaşadığı ve yaklaşık sadece Almanya için söylüyorum 1,5 milyondan fazla seçmenin bulunduğu bir ülkede referandumla ilgili bir siyasi çalışma yapılmasını engelleyeceksiniz. Bunun adı rezalettir. Ümit ederiz, Almanya'nın toplumsal sağduyusu, seçimlere yönelik olduğunu düşündüğüm bu yanlış harekete bir tepki verir de daha fazla gerilim konusu olmaz."



Referandum kampanya sürecinin başladığını dile getiren Işık, "Başlangıçta oluşan kararsız kitle yavaş yavaş kararını vermeye başlıyor. Önümüzde daha yaklaşık 40 günlük bir süreç var. Ben kampanya ilerledikçe 'evet' oylarının farkı açacağını düşünüyorum. Dün Balıkesir'deydim. Balıkesir'de gördüğüm hava, bu kanaatimi pekiştirdi. Elbette bu coğrafyada hiçbir şey garanti değildir. Ama benim gördüğüm halkın nabzı, 'evet' oylarının her geçen gün biraz daha artacağı yönünde, yani bu AK Parti'nin veya MHP'nin başarıyla yürüteceği 'evet' kampanyası kadar, 'hayır' blokunun da aslında içinde bulunduğu durumla ilgili. Yani daha fazla detay vermeyeyim ama ben farkın açılacağı kanaatindeyim. Şu anda Kocaeli'yle ilgili bir anket gördüm, durum iyi. Ama Türkiye ile ilgili bir ankete bakmadım henüz. Kocaeli'nde Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde bir 'evet' çıkacaktır." diye konuştu.



-"Ben Milliyetçi Hareket Partisi'nin tavrında bir değişliklik beklemiyorum"



Devlet Bahçeli'nin son günlerdeki açıklamaları ve MHP'nin oyunun değişip değişmediği şeklindeki soru üzerine Bakan Işık, MHP'nin anayasa değişikliği teklifini desteklemesinin, AK Parti'nin bütün politikalarını benimsediği anlamına gelmediğini vurguladı.



"Parlamenter sistemin köküne tuz ruhunu döken Cumhuriyet Halk Partisi oldu." diyen Bakan Işık, 2007 yılındaki 367 garabetini ülkenin başına saranın ve o dönem parlamenter sistemi rafa kaldıranın CHP olduğuna dikkati çekti.



Işık, Cumhurbaşkanını halkın seçtiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:



"Halkın destek verdiği ve doğrudan halkın oyuyla seçilen bir cumhurbaşkanına, 'Hiçbir şeye karışma, etliye sütlüye karışma, suya sabuna dokunma sen sadece önüne gelen kararnameyi imzala.' demeye kimsenin hakkı yok. Cumhurbaşkanı bu sistemde güçlüdür, halk seçiyor çünkü, yetkilendiriyor ama halk seçtiğine hesap da sorar. Bir gövdede iki baş oluştu. Bu iki başlılığının sürdürülmesinin mümkün olmadığını sayın Bahçeli de gördü. Daha önce birbirimizi karşılıklı sert şekilde eleştirdiğimiz oldu, doğru ama Sayın Bahçeli'nin ülkenin geleceği konusundaki hassasiyetini kimse inkar edemez. 'Gelin bunu bir çözüme kavuşturalım.' dedi ve bir ortak çerçeve çıktı. Bu makul bir çerçeve içerisinde Sayın Bahçeli de görüşünü açıkladı. Elbette süreç içerisinde yol kazaları olur, yanlış anlamalar olur. Bunlar da oturulup, konuşuluyor. İnsanların en önemli özelliği oluşan yanlış anlamaları, yol kazalarını ya da görüş ayrılıklarını oturarak konuşmalarıdır. Bu konuyu da ben bir yol kazası olarak değerlendiriyorum, bir yanlış anlama olduğunu düşünüyorum. Bu yanlış anlamayı zannediyorum Sayın Başbakanımızla, Sayın Bahçeli konuşup giderirler. Ben Milliyetçi Hareket Partisinin tavrında bir değişliklik beklemiyorum."



-"CHP yönetiminin kendini kurtarma savaşıdır



Bakan Işık, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, referandum sürecini "Kurtuluş Savaşı" olarak değerlenmesine ilişkin soruyu ise şu şekilde yanıtladı:



"Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu işi bir 'Kurtuluş Savaşı' olarak lanse etmesini Cumhuriyet Halk Partisi açısından anlamak mümkün, neden mümkün? Bu sistem hayata geçtiğinde hükümet olma için halkın yüzde 50'sinin oyunu almanız gerekiyor. Yani Türkiye'de yönetimde yer almak için halktan en az yüzde 50 destek almalısınız. Bu yüzde 50 desteği, şöyle Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarihine bakın, Kemal Kılıçdaroğlu'yla CHP yüzde 25'in altına sabitlendi. Şimdi böyle bir sistem kabul edilirse, Türkiye'de bugünkü CHP'nin bir daha iktidar olma şansı yok. Onun için bunun kabul edilip, edilmemesi parti açısından bir 'Kurtuluş Savaşı' olabilir ama Türkiye açısından değil. Bunu söylemem lazım. Ama şunu da ifade ediyorum, aslında bu referandum da 'evet' sonucunun çıkması inanın CHP için de hayırlı olacak. Çünkü bu referandum kabul edilirse, inanın CHP'de de bir değişim olacak. Sadece seçim dönemleri bir üslubu ayarlama, milletin ayağına gitme, milletin değerleriyle buluşma, işte ayakkabısız eve girme, yani cenaze namazında kenarda beklememe, hani biliyorsunuz her seçim döneminde seçmenle iletişim kılavuzu vardır ya bunu artık içselleştirme durumunda olacak. Başka türlü yüzde 25 bandını aşması mümkün değil. Onun için de CHP'de de aslında bir değişim başlayacak."



Bakan Işık, Kocaeli ve Sakarya'daki projeler hakkında da basın mensuplarına bilgi verdi.



(Bitti)


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum