Bakü'de Türkiyeli Türk gözüyle

Bakü'de Türkiyeli Türk gözüyle

Bakü'de Türkiyeli Türk gözüyle
Editör: Turkinfo.nl
07 Mart 2010 - 13:54

Bakü (ysa) - “Türk doktorun büyük başarısı”, “İngiliz bakan köpeğini Türk veterinere emanet etti”, “Ohio Senatörü’nün eşini Türk modacı bilmem kim giydirdi” ya da “ABD Başkanı’nın makam otomobilinin koltuk kılıfları Denizli’de yapılıyor”. Hemen bütün günlük gazetelerin belli aralıklarla sayfalarına özenle yerleştirdikleri haberlerdir bunlar. Global ekonomi ve global toplumsallaşma süreci içerisinde aslında pek önemli haberler değildir hiçbiri ancak bir kısım okuru her zaman yakalar ve gururlanmasına, Türk olduğu için ne kadar sevinse az olacağına inanmasına sebep olur. Brezilya gazetelerinin Alex de Souza her gol attığında manşetlerini değiştirdiğini ya da Hollanda Gazetelerinin Galatasaray her maç kazandığında Frank Rijkaard’a övgüler düzen başlıklar attığını hiç sanmıyorum.


Bu türden haberler sizi gururlandırıyor ve içinizdeki milliyetçi duyguları gıdıklıyorsa hemen Azerbaycan’a gelin. Göğsünüzü gere gere ortalıkta dolaşabilir, gurur ve mutluluktan kendinizi kaybedebilirsiniz. Düşünün ki, Bakü’nün merkez çarşısında dolaşıyorsunuz. Kentin göbeğinde hediyelik eşyalar satan tezgâhlara bakıyorsunuz… O da ne? Karşınızda afili bir çerçevenin içerisinde bir Orhan Gencebay portresi ya da üzerinde Küçük Emrah’ın ağlayan yüzünün emprime edildiği bir kadın eşarbı. Biraz daha ileride üzerinde ay-yıldız işlenmiş Zippo çakmaklar. Bir üst sokakta şık bir “Kişi Salonu” (burada erkek berberlerine kişi salonu diyorlar), tabelasında şarkıcı Tarkan’ın jöleli saçlarıyla yakışıklı bir fotoğrafı. Bu arada, bir parantez açayım; Tarkan bu ülkede çok sevilen bir sanatçı. Ancak son gelişmeler Tarkan’ın Azeri hayranlarını bir hayli üzmüş görünüyor. Burada doya doya gururlanabilir, hemen ‘biz neymişiz meğerse’ havalarına girebilirsiniz. Bir başka örnek de Türk dizileri: Saat farkı nedeniyle Türk dizileri gece yarısından sonra bitse bile yine de çok büyük bir izleyici kitlesine hitap ediyor. “Aşk-i Memnu” ve “Kurtlar Vadisi” Azerbaycan’da izlenen en popüler diziler. Daha sonra “Kavak Yelleri” ve “Adanalı” geliyor.


Buradan haraketle Türk popüler kültürünün bu coğrafyada oldukça içselleştirildiğini ve “iki devlet – tek millet” düsturu ışığında Azerbaycan vatandaşlarının Türkiye Türklerine derin bir sevgi beslediğini söylemek mümkün. Ancak iki ülke arasındaki son diplomatik ve politik gelişmeler sonucunda insan zaman zaman bunun doğru olup olmadığı konusunda kuşkuya düşüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Ermenistan ile yakınlaşma çabalarının ilk somut adımları atılmaya başlandığı zamanlarda filizlenen kriz, Bakü’deki Türk Askerî Şehitliği’nde önce Türk bayraklarının indirilmesine sonra da bayrak direklerinin tümüyle sökülmesine kadar tırmandı. Bilindiği gibi, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan 2008 yılı sonlarında 2010 Dünya Kupası eleme maçları dolayısıyla Erivan´da oynanacak olan Ermenistan -Türkiye grup eleme maçına Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül´ü davet etmiş ve bu davet dünyada geniş yankı bulmuştu. Hâttâ bu yakınlaşmaya dünyada "Futbol Diplomasisi" adı verildi. Sonrasında ise Türkiye´nin Ermenistan sınırını açacağı, ekonomik ambargoyu kaldıracağı ve Ermenistan’la diplomatik ilişki kuracağı söylentilerini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan yalanlamış, Ermenistan tarafından Dağlık Karabağ´ın işgali sona ermedikçe Ermenistan politikasında değişiklik olmayacağı ifade edilmişti. Bunu izleyen dönemde Azerbaycan ilk defa resmî olarak tepki gösterdi. Hatırlanacağı üzere Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev İstanbul’da yapılan ‘Medeniyetler İttifakı’ zirvesini boykot edip katılmamış, hâttâ Azerbaycan hükûmeti zirveye bakan düzeyinde dahi katılmamıştı.


Bugün gelinen noktada sular durulmuş ve ortalık sakinleşmiş gibi görünüyor ancak Azeri dostlar, Türk bayraklarının indirilmesi süreci hatırlatıldığında her ne kadar “sizin bayraklarınız biraz kirlenmiş ve buruşmuştu, yıkadık, ütüledik ve yeniden yerine astık” şeklinde hoş bir espriyle yaklaşıyor olsalar da o burukluğu ve kırgınlığı içten içe hissettiklerini farketmemek mümkün değil. Ermenistan’ın Azerbaycan nezdinde dost bir ülke olmadığı gün gibi aşikâr. Bir örnek: Eğer pasaportunuzda Ermenistan vizesi/girişi bulunuyorsa Azeri topraklarına ayak basmanız mümkün değil. Bunun sonucu olarak da “dost ve kardeş” Türkiye’nin göz göre göre Azerbaycan’ın bu hassas noktasına dokunmasını içlerine bir türlü sindiremiyorlar. Aslına bakılırsa, Türkiye’nin bölgede barış, ekonomik işbirliği ve bölgesel büyüme amacı ve hedefiyle attığı bu Ermenistan adımının şu anki süreçte bir çözümsüzlük sarmalına girdiğini ve herkesin bu hikâyenin sonunu merakla beklediğini söylemek olası.


Yazan: Ahmet Arıkan

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum