Reklam
Reklam

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3)

"(ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu tarafından Öksüz'ün aranması) Yapılan açıklamayı biz çok tatminkar bulmadık. Bunun herhalde detaylarını biraz daha ortaya koymaları gerekir diye düşünüyoruz" "FETÖ'nün ABD'deki faaliyetlerini hala bu kadar rahat bir şekilde yürütüyor olması, FETÖ elebaşına dönük herhangi bir adımın atılmamış olması kamuoyunda demek ki Amerika bu örgüte, bu örgütün mensuplarına bir şekilde kalkan oluyor, destek oluyor, göz yumuyor algısı oluşturdu ve güçlendirdi. Bu telefon aramasını da bu fotoğraf içerisinde değerlendirmek gerekiyor. Umarız bu konuda daha tatminkar açıklama yaparlar" "Türkiye karşıtlığı üzerinden bir popülizm yapmak kaygısının Hollanda siyasetinde de Avrupa siyasetinde de pek prim yapmadığını da görmüş olduk. Ama umarız şu anda hükümeti kuracak olan yetkililer bunlardan ders alarak, gerekli yapıcı adımları atarlar. Onlar adım attığı zaman Türkiye'de yapıcı adımlar atar"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (3)
Editör: Turkinfo.nl
31 Mart 2017 - 12:47
Reklam

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve İbrahim Kalın, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu tarafından, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin Akıncı Üssü'ndeki eylemlerle ilgili iddianamede 2 numaralı sanık olarak yer alan, firarı Adil Öksüz'ün vize iptali için telefonla aranması konusunda, "Yapılan açıklamayı biz çok tatminkar bulmadık. Bunun herhalde detaylarını biraz daha ortaya koymaları gerekir diye düşünüyoruz." dedi.



 



Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kalın, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın, "Esed'in gitmesine Suriye halkının karar vereceği" yönündeki ifadesinin hatırlatılarak, "Türkiye'nin buna nasıl baktığı" yönündeki bir soru üzerine, Tillerson'ın hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem Başbakan Binali Yıldırım tarafından kabul edildiğini anımsattı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Tillerson'ın daha uzun ve kapsamlı bir görüşme yaptığını belirten Kalın, görüşmede, Suriye-Irak ve DEAŞ ile mücadele ve FETÖ elebaşı ve mensuplarının Amerika'daki yasa dışı Türkiye karşıtı faaliyetlerinin önlenmesi konularının etraflıca ele alındığını bildirdi.



Kalın, Amerikalıların FETÖ konusunun her seferinde olduğu gibi hukuki bir süreç olduğunu ve yargı bağımsızlığının bulunduğunu söylediklerini aktararak, "Biz de yargı bağımsızlığına bir itirazımız yok ama size birçok belge verdik ve bunların gereğinin yapılması gerektiğini hatırlatıyoruz. Umarım Amerikan Bakanı bu konudaki hassasiyetlerimizi, kaygılarımızı iyi anlamış bir şekilde ülkesine dönüyordur. Bu mesajı alıp götüreceğini düşünüyoruz." diye konuştu.



FETÖ elebaşının iadesi ve örgütün diğer faaliyetleriyle ilgili Amerikan yönetiminin kendi idari tasarrufu çerçevesinde yapabilecekleri ve bir mahkeme kararı oluşmadan önce de atabilecekleri birtakım adımlar olduğuna dikkati çeken Kalın, FBI'ın FETÖ'nün Amerika'daki bazı charter okullarıyla ilgili faaliyetleri hakkında bir soruşturma yürüttüğünün bilindiğini anlattı. Kalın, bunu basından takip ettiklerini ama yeterli görmediklerini, örgütün Türkiye'ye yönelik yaptığı diğer kriminal faaliyetlerle ilgili olarak atılması gereken adımlar bulunduğunu ve bu adımların en kısa sürede atılmasının beklendiğini söyledi.



 



Suriye konusunda baştan beri siyasi bir çözüm ile bu savaşın sonlandırılabileceğini ifade ettiklerini belirten Kalın, ancak bu süreç içerisinde sahanın değiştiğini, sahaya farklı aktörlerin girdiğini vurguladı.



İbrahim Kalın, yüzbinlerce insanın, bütün insanlığın gözü önünde bir katil devlet tarafından adeta yok edildiğine, bu gerçeği gözardı ederek bir siyasi çözüm arayışında bulunmanın mümkün olmadığına işaret etti.



Baştan beri DEAŞ'ın ve Esed rejiminin bu savaşın iki canavarı olduğunu ve bunların birbirini beslediği uyarısında bulunduklarını anımsatan Kalın, yaşananların, her gün devam eden katliam ve dramın bu tezin haklılığını gösterdiğini vurguladı.



Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şu anda hem Astana hem Cenevre bağlantılı yürüyen bir süreç bulunduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin bu iki süreçte de bulunduğunu ve bu iki süreci desteklediğini ifade etti.



Türkiye'nin, Astana bağlamında ateşkesin gözlemlenmesi konusunda gözlemci ve garantör ülkelerden biri olduğuna işaret eden Kalın, bu konuda ABD ve Rusya ile Avrupa ülkeleri, İran ve Körfez ülkeleriyle yoğun diplomasi yürütüldüğünü anlattı.



- "Savaş suçu işlemiş bir kişiyle siyasi çözüme ulaşmak gerçeklerle bağdaşmaz"



Kalın, siyasi çözüm sürecinin sonunda ortaya nasıl bir Suriye çıkacağının elbette Suriye halkının vereceği bir karar olduğuna dikkati çekerek, "Ama bu kadar savaş suçu işlemiş, kimyasal silah kullanmış, bu kadar insanın kanını dökmüş bir kişinin burada kalacağını varsayarak bir siyasi çözüme ulaşmak herhalde gerçeklerle bağdaşır bir durum değildir. DEAŞ ile mücadeleyi öne çıkarıp rejim sorununu yok saymak Suriye sahasında bu akan kanın daha uzun süre devam etmesi anlamına gelir. Bunun önlenmesi için her türlü yapıcı, kapsayıcı girişimin içerisinde olacağımızı ifade etmek isterim." dedi.



"Hollanda'da yaşananlara karşı Türkiye bir yaptırım paketi başlatmıştı. Makul bir süre içerisinde bir özür gelmemesi durumunda yeni bir yaptırım sürecine gidilebileceği ifade edilmişti. Bu makul süre doldu mu? Yeni bir yaptırım paketi söz konusu mu?" sorusu üzerine Kalın, Hollanda'da yaşananların diplomatik kurallara, Viyana Anlaşması'na, sözleşmelere aykırı uygulamalar olduğuna dikkati çekti. Kalın, şöyle devam etti:



"Bizim beklentimiz Hollanda makamlarının bu konuda yapıcı adımlar atmaları. Hollanda ile 400 yıllık bir ilişkimiz var. Bu tarihi derinliği ve bu ilişkinin çok boyutlu yapıcı yönlerini ortadan kaldıracak bir tutum içerisinde olmamalarını bekliyoruz. Onların da bir seçimleri vardı, tamamlandı. Fakat orada bile maalesef aşırı sağın, ırkçı popülist hareketlerin ne kadar güç kazandığını gördük. Bu tür hamleler, Türkiye karşıtlığı üzerinden bir popülizm yapmak kaygısının Hollanda siyasetinde de Avrupa siyasetinde de pek prim yapmadığını da görmüş olduk. Ama umarız şu anda hükümeti kuracak olan yetkililer bunlardan ders alarak, gerekli yapıcı adımları atarlar. Onlar adım attığı zaman Türkiye'de yapıcı adımlar atar."



- "ABD Bakanı dinledi, not aldı"



İbrahim Kalın, ABD Dışişleri Bakanıyla görüşmelerde özellikle YPG konusunda Türkiye'nin çok tatmin olmadığı yanıtların ortaya çıktığının belirtilerek, "Müttefiklerin Türkiye'nin terör örgütü ilan ettiği gruplarla işbirliğinin çok doğru olmadığına işaret edildi. Bu konuda somut bir adım ilerleyen süreçte görecek miyiz?" sorusuna, şu yanıtı verdi:



"Bizim onların önüne koyduğumuz çok somut plan var. Rakka operasyonu ve DEAŞ'a karşı yürütülecek diğer terör karşıtı operasyonları, Özgür Suriye Ordusu ve diğer kuvvetlerin desteğiyle koalisyon şemsiyesi altında rahatlıkla yapabiliriz. Buna karşı bize ikna edici somut bir karşı argüman getirebilmiş değil. Bazen rakamlar konuşuluyor. 'Acaba bu rakamlar yeterli mi, değil mi?' diye. Fırat Kalkanı harekatıyla aslında bunun yapılabilir olduğunu Türkiye ortaya koymuş oldu. Bunun dikkate alınması gerekir. Bunun dışında uygulanacak her plan, YPG, PYD başlığı altında bir araya gelen gruplarla yürütülecek her operasyonun orta ve uzun vadede Suriye'nin toprak bütünlüğü, sosyal ahengi ve Türkiye ilişkileri açısından çok ciddi sonuçları olur. Biz ısrarla bu konuyu dikkate almaları gerektiğini ve hareket hatlarını buna göre planlamaları gerektiğini ifade ettik.



ABD bakanı dinledi, not aldı. Tahminim bunları alıp götürüp Washington'da ilgili mercilerde değerlendirecekler, konuşacaklar. Ama bizim beklentimiz Türkiye'nin bu hassasiyetleri çerçevesinde bir eylem planının hayata geçirilmesi."



Türk-Amerikan ilişkilerinde bugün iki tane temel ihtilaf konusu bulunduğunu dile getiren Kalın, bunların FETÖ ile PYD ve YPG'ye verilen destek olduğunun altını çizdi. Kalın, "Türk-Amerikan ilişkileri her alanda önemli bir ilişkidir. Stratejik ortaklık, model ortaklık konsepti üzerine oturtulmuş bir ilişkidir. Bunun daha ileri noktalara taşınabilmesi, bu iki sorunun ortadan kaldırılması gerekiyor. Bunu yapacak imkan ve kabiliyetlere sahip olduğumuzu düşünüyoruz." diye konuştu.



Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü'ndeki olaylara ilişkin hazırlanan iddianame ve ABD Başkonsolosluğunun vize iptali için Adil Öksüz'ü telefonla aramasına ilişkin sorular üzerine de Kalın, iddianamenin yaklaşık 6 bin sayfa tuttuğunu, bunun, savcıların bu konuyu ne kadar kapsamlı ele aldıklarını göstermesi açısından önemli olduğunu söyledi.



İbrahim Kalın, bunun aynı zamanda 15 Temmuz gecesi yaşananlarla ilgili de birçok detaya ışık tutacak bir hadise olduğunu, üst düzey devlet yöneticilerinin de müşteki sıfatıyla dosyanın içerisinde yer aldığını söyledi.



Bu süreci yakından takip edeceklerini ifade eden Kalın, "Umarız bu konuda hızlı bir şekilde olayın bütün boyutları ortaya çıkar, failleri yakalanır ve adaletin önüne çıkarılır." dedi.



- Akıncı Üss iddianamesi



İddianamede bir numaralı zanlının FETÖ elebaşı, iki numaralı zanlının da Öksüz olduğunu hatırlatan Kalın, şunları kaydetti:



"Adil Öksüz'ün, Amerikan İstanbul Başkonsolosluğu tarafından telefonla aranması birçok soru işaretini beraberinde getirdi. Şimdi dün Adalet Bakanımız da ifade ettiler. İçinizde Amerika'ya gidenler, gelenler, vize alanlar vardır. Vizesi iptal edildiği için acaba herkes aranıyor mu başkonsolosluklar tarafından. Hele bir de o konjonktürü düşündüğümüz zaman. Bu kişinin aranan bir isim olduğu bilindiği halde, ismi geçtiği halde... Çünkü yaklaşık bir hafta, 6 gün sonra aranıyor. Bütün bunlar olup biterken böyle bir telefon aramasının olmasını nasıl izah ediyorlar. Yapılan açıklamayı biz çok tatminkar bulmadık. Bunun her halde detaylarını biraz daha ortaya koymaları gerekir diye düşünüyoruz. Bunu özellikle şu bağlamda söylüyorum, FETÖ'nün ABD'deki faaliyetlerini hala bu kadar rahat bir şekilde yürütüyor olması, FETÖ elebaşına dönük herhangi bir adımın atılmamış olması kamuoyunda demek ki Amerika bu örgüte, bu örgütün mensuplarına bir şekilde kalkan oluyor, destek oluyor, göz yumuyor algısı oluşturdu ve güçlendirdi. Bu telefon aramasını da bu fotoğraf içerisinde değerlendirmek gerekiyor. Umarız bu konuda daha tatminkar açıklama yaparlar."



(Bitti)


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum