Reklam
Reklam

Diyarbakırda toplu açılış töreni

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (4) "Biz söyleyecek sözü olan, projesi olan, derdi olan herkesle konuşmaya, görüşmeye, birlikte yol yürümeye hazırız. Tek bir şartımız var, kimsenin elinde silah olmayacak, kimse bu ülkeyi bölmeye, bu milleti parçalamaya kalkmayacak" "Bu hain örgüt artık hiçbir vatandaşımızın evini başına yıkamayacak. Bu alçak örgüt hiçbir vatandaşımızın evladını zorla elinden alamayacak. Bu kalleş örgüt artık çocuğuyla, kardeşiyle, anası babasıyla tehdit ederek kimsenin siyasi iradesini rehin alamayacak. Alırlar, nerede alırlar? Avrupa'da, Almanya'da, Hollanda'da, Avusturya'da, Belçika'da, İsviçre'de alırlar ama Türkiye'de alamayacaklar"

Diyarbakırda toplu açılış töreni
Editör: Turkinfo.nl
01 Nisan 2017 - 13:17
Reklam

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz söyleyecek sözü olan, projesi olan, derdi olan herkesle konuşmaya, görüşmeye, birlikte yol yürümeye hazırız. Tek bir şartımız var, kimsenin elinde silah olmayacak, kimse bu ülkeyi bölmeye, bu milleti parçalamaya kalkmayacak." dedi.



 



Cumhurbaşkanı Erdoğan, Valilik önünde düzenlenen toplu açılış töreninde, vatandaşlara hitap etti.



Erdoğan, "Bu hain örgüt artık hiçbir vatandaşımızın evini başına yıkamayacak. Bu alçak örgüt hiçbir vatandaşımızın evladını zorla elinden alamayacak. Bu kalleş örgüt artık çocuğuyla, kardeşiyle, anası babasıyla tehdit ederek kimsenin siyasi iradesini rehin alamayacak. Alırlar, nerede alırlar? Avrupa'da, Almanya'da, Hollanda'da, Avusturya'da, Belçika'da, İsviçre'de alırlar ama Türkiye'de alamayacaklar." diye konuştu.



Bu ülkelerin sosyal demokrat, sosyalist partileri ile PKK terör örgütü mensuplarının, birlikte polis koruması altında yürüyüş yaptıklarını anlatan Erdoğan, Alman polis teşkilatının araçları içerisinde terör örgütü mensuplarının oturduğunu, camdan da terör örgütünün posterlerini taşdıklarını söyledi.



"Böyle bir demokrasi, özgürlük, hak, hukuk olur mu?" diye soran Erdoğan, "İsviçre'de parlamentonun önünde dev bir poster, üzerinde benim resmim var. Şakağıma silahı dayamış, 'öldürün' diyor. Yürüyüş yapıyorlar. Yapanlar kim? PKK terör örgütüyle, DHKP-C'si ve onun yanında onların sosyalist partisi. Kardeşlerim, Allah'ın verdiği bu canı, O'ndan başka kimse alamaz. Ne bir an ileri, ne bir an geri. Biz buna inanmışız. Öyle yürüdük bu yolda. Yola çıktığımızda kefenimizi giydik, öyle yürüdük." ifadelerin kullandı.



"Siz 15 Temmuz gecesi meydanları dolduranlar değil misiniz? Siz 15 Temmuz gecesi F-16'lardan, helikopterlerden kaçtınız mı? Tanklara karşı duran sizdiniz değil mi?" sorusunu yönelten Erdoğan, devletin askeri, polisi, korucusu ve tüm kamu görevlileriyle vatandaşların yanında olduğunu vurguladı.



Erdoğan, her vatandaşın can ve mal güvenliğinin devletin güvencesi altında olduğunu kaydederek, "Bölücü örgütle iş birliği içinde sizleri bizar eden FETÖ'nün hainlerini de devletten temizledik, temizliyoruz. Allah'ın izniyle artık devletin içinde sizi örgütün kucağına atacak kimse kalmıyor." dedi.



Sadece vatandaşı muhatap aldıklarına işaret eden Erdoğan, "Şundan emin olun, bugüne kadar Kürt kardeşlerime sağlanan ve zaten hakkınız olan demokratik, insani, kültürel imkanlardan geriye doğru, en küçük bir adım söz konusu değildir. Ne dille ilgili, ne isimlerle ilgili, ne kurslarla ilgili, ne kitaplarla ilgili, ne televizyon yayınlarıyla ilgili, ne akademik çalışmalarla ilgili, ne diğer hususlarla ilgili en küçük bir endişeniz olmasın." diye konuştu.



"Başbakanlığım döneminde Kürtçe yayın, kurslar serbest oldu mu? Anneler evlatlarıyla cezaevlerinde Kürtçe konuşabildi mi? Seçim kampanyaları Kürtçe yapılabildi mi?" diye soran Erdoğan, özgürlüklerin teminatı olduklarını vurguladı.



Şu anda bile terör örgütünün insanları tehdit yolları aradığını ifade eden Erdoğan, 16 Nisan'da bunlara fırsat verilmeyeceğine inandığını aktardı.



Bütün yaptıklarının, vatandaşlara annelerinin sütü gibi helal haklar olduğunun altını çizen Erdoğan, "Biz söyleyecek sözü olan, projesi olan, derdi olan herkesle konuşmaya, görüşmeye, birlikte yol yürümeye hazırız. Tek bir şartımız var, kimsenin elinde silah olmayacak, kimse bu ülkeyi bölmeye, bu milleti parçalamaya kalkmayacak." dedi.



Bunun için Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Roman, Boşnak demediklerini, hepsini birden içerisine alan bir ifade kullanarak "Tek millet" dedikleri belirten Erdoğan, yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdiklerini, ayrım yapmadıklarını söyledi.



Alandakilere "Bu şehirde, sözüm ona kendini Kürtlerin temsilcisi olarak tanıtan bir parti, tarihinin en yüksek oyunu aldığı, 7 Haziran seçimlerinin ertesi günü Diyarbakır sokaklarında, kendileri gibi düşünmeyen insanların katledilmesine ses çıkardı mı?" ifadesini kullanan Erdoğan, olaylarda 53 kişinin öldüğünü belirtti.



- "Devletin kendilerine verdiği imkanları terör örgütüne teslim ettiler"



Ölenin de öldürenin de Kürt olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:



"Bu alçaklar, bu katiller, hemen yapılan ilk seçimde tokadı yediler. Şimdi bu oyunlara bir daha gelmeyeceğiz. Tam tersine, demokrasinin, hukukun, Meclisin, devletin kendilerine verdiği imkanları götürdüler terör örgütüne teslim ettiler.



Çukur eylemleri. Devletin imkanlarıyla, vatandaşımın sokaklarını, caddelerini, kanallarla delik değişik ettiler. Senin görevin benim vatandaşıma modern imkanlar hazırlamak, onların yaşam koşullarını bozmak değil ama bozdular. Terör örgütünün dediğini yapmadıkları için alçakça katlettiler."



"Bizim arkamızda PKK, PYD, YPG var" denilerek milletin tehdit edildiğini anımsatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:



"Sizlere bu zulmü reva görenlerin, bıraktım 80 milyonluk Türkiye'ye sadece şu Diyarbakır'a en küçük bir faydası oldu mu, olabilir mi? Elinde silahıyla milleti katleden teröristle, onu arkasına alıp milleti tehdit eden sözde siyasetçi arasında ne fark var? Bizim bugüne kadar yaptığımız reformlardan, hangisinin yanında durdular? En son 16 Nisan'daki tavırları ortada. Düştüler marjinal örgütlerin peşine, düştüler CHP'nin peşine, düştüler Avrupa'daki ırkçı yönetimlerin peşine. Şu anda 'hayır' deyip dolanıyorlar. Halbuki sizlerin yaşadığı sorunların, sıkıntıların en önemli sebebi mevcut yönetim sistemi değil mi? Bu, 1980'deki hazırlanan anayasa değil mi? O zaman buna 'hayır' dediklerini söyleyenlere, biz şimdi 'gelin ona madem ki hayır dediniz, gelin bu defa evet diyelim' diyoruz. 'Değiştiriyoruz, hazırlayalım' dedik. Katılmadılar. "



(Sürecek)



 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum