[font color=green]Belçika'da ayrımcılığın daniskası[/font]

Yeni ortaya çıkan bir belgeye göre Belçika´daki etnik azınlıkları çalıştırmak istemeyen yüzlerce şirket arasında BMW, Benetton, C&A, Godiva, Peugeot ve Swatch gibi küresel şirketler de bulunuyor.

Belçika´da eleman arayan büyük şirketlerin aracı kuruluşa yıllarca beyaz tenli, mavi gözlü ve Belçikalı şartı koştuğu belirtildi.
Belgeye göre dünyanın önde büyük insan kaynakları şirketlerinden Adecco´dan boş pozisyonlar için aday isteyen Belçikalı şirketlerin birçoğu, aradıkları şartlar arasında Fransızca "BBB" (Blanc, Blue, Belge - Beyaz, Mavi, Belçikalı) kısaltmalı liste ileterek ülkede yaşayan yüzbinlerce göçmen devre dışı bırakılmış ve işe alınmamış.  Ayrımcılığı şirket en üst düzeyde yıllarca yapmışlar, hatta bunu biraz daha ileri götürüp "Türk veya Yugoslav olabilir" veya Araplar kesinlikle olmasın yazışmaları ortaya çıkan belgede yer almaktaymış.

"BBB" (Blanc, Blue, Belge - Beyaz, Mavi, Belçikalı) kodunda yer alan bazı iletişim yazıları
- Sadece BBB olsun, yani safkan Belçikalı
- "Türk veya Yugoslav olabilir"
- Araplar kesinlikle olmasın, bunların çoğu polis ile çalışıyor
´- C&A´ göçmen işçi istemiyor. (Bay, bayan ve çocuk giyim mağazalar zincirinin müşterilerinin büyük çoğunluğunu göçmenler oluşturmakta.)

İstihdam ırkçılığı
Belçika´da istihdam ırkçılığına karşı mücadele veren  PVDA sol partisinin internet sitesinde yayımladığı bir belgeye göre Belçika´daki etnik azınlıkları çalıştırmak istemeyenler arasında ciddi sayısı da Türk ve diğer etnik kökenden müşterisi olan Avrupa ve Dünya markaları BMW, Benetton, C&A, Godiva, Peugeot ve Swatch gibi küresel şirketlerin yanı sıra Delhaize,  Interbrew ve Electrabel gibi ulusal şirketlerde yer almakta.
PVDA bu belgenin mahkeme sürecinde ispat  olarak kullanılan belgenin aynısı olduğunu söyledi.
Bütün bu olup bitenlere Adecco Belçika ve Lüksemburg Genel Müdürü Mark De Smed, etnik ayrımcılık iddiasını reddederek "Listenin varlığını doğrulayamayız. Listeyi görmedik ve internete nasıl girdiğini merak ediyoruz" demekle yetindi.

Öte yandan iş dünyasında uygulanan çifte standart ve alenen yapılan ayrımcılığa karşı mücadele veren sosyalist iş sendikası ABVV iş dünyasında ayrımcılık ya da ırkçılık yapan şirketleri bundan böyle deşifre etme kararı aldıklarını söyledi. Bugüne kadar Belçika’da yaşayan yabancı asıllı vatandaşların ayrımcılığa uğramaması için çeşitli çalışmalar yaptıklarını, ancak bunda başarılı olamadıklarından dolayı farklı bir yol izleyeceklerini belirtti.

OECD  uyarmıştı
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD  de geçen sene sonunda hazırladığı bir raporda, Belçika’nın yabancı göçmenlere yönelik politikalarını sert bir dille eleştirerek, ayrımcılığa son vermesini istemişti. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD’nin, Belçika Çalışma Bakanı’na sunduğu raporda, bu ülkedeki yabancılara özellikle istihdam alanında şiddetli ayırımcılık yapıldığı, bunun olumsuz etki ve sonuçlarının da sosyal düzene hasar verdiği belirtildi. Belçika’nın başarısızlıklarına dikkati çeken OECD, bu ülkede yaşayan yabancılarda, özellikle gençlerde ve kadınlarda işsizlik oranının yüksekliği üzerinde durdu.

Irkçılıktan suçlu bulunan Adecco kararı temyize götürüyor
Geçtiğimiz hafta ırkçılıktan suçlu bulunan iş bulma bürosu  Adecco kararı temyize götürme kararı aldı. Daha önce 2009 yılında bir prosedür hatası yüzünden açılan ilk soruşturmada yargılanmaktan kurtulmuştu.

Ancak şirket “bilinçli” ve “organize” bir şekilde “ayrımcılık” yapılmadığını savunuyor ve bu yüzden de kararın haksız olduğunu vurgulayarak konuyu temyize götürüyor.

Brüksel mahkemesi, şirketin ırkçılık yaparak ve müşterilerin ırkçı taleplerine cevap vererek Irkçılık Yasası’nı çiğnediği yönünde hüküm vermişti. Şirket, 2001 yılında bir çalışanının yabancı asıllı çalışan istemeyen şirketlere ‘BBB’ kodunun verildiği bilgisini o dönemin Eşit Fırsatlar ve Irkçılıkla Mücadele Merkezi’ne iletmesi üzerine ortaya çıkan durumdan ötürü, eleştirilerin hedefi haline gelmişti. Hatta polis soruşturma çerçevesinde çeşitli Adecco bürolarında aramalarda bulunmuştu.
Konunun ilk ortaya çıktığında ise enteresan bir savunma yaparak “müşterimizin bu kriterlerdeki tercihine uyarak iş bulma organizasyonu olarak yabancı asıllı çalışanları istenilmedikleri ortamlara girmelerini önlemek istiyor” şeklinde ifadelere yer vermişti

Kısa yorum:
Avrupa’nın göbeğinde İlerdi Demokrasi ve insan haklarının en üst düzeyde olduğunun iddia edildiği ülkede, Avrupa parlamentosunun merkezinin bulunduğu, Avrupa Birliğinin bir nevi başkenti olan ülkede, Ülkemizin de 50 yıldır asil üye olduğu NATO´un merkezinin bulunduğu ülkede, yıllarca bilinçli bir şekilde ülkesinde yaşayan, vergisini ödeyen, o ülkenin diline en az kendileri kadar hakim olan insanlara sırf kökenlerinden dolayı ayrımcılık yapılmış ve iş imkanlarından mahrum bırakılmış.

Ya uluslararası şirketlerin yaptığına ne demeli, müşterilerinin büyük çoğunluğunu göçmenlerin oluşturduğu ve başka ülkemiz olmak üzere Müslüman ülkelerde yüzlerce şubesi olan Benetton, C&A, Godiva, Peugeot ve Swatch gibi şirketlerin yaptıklarına ne demeli, yani işçi alma kriterinize eğitimli, donanımlı, bilgili becerikli gibi vasıflar aramak yerine, safkan Belçikalı olsun, Türk olmasın, hele hele Arap kesinlikle olmasın ne demek?  Bu nasıl bir kafatasçılık ve nasıl bir anlayıştır? Küresel bir şirke bunu nasıl düşünebilir ve yıllarca uygulayabilir?

Cevabını siz verin değerli okurlarımız..

Mustafa Demir – Turkinfo.nl