Ibrahim, o kişiye Hollanda doğumlu olduğunu anlatmaya çalıştı. “Kendisi de burada doğmuş ama sanırım duymadı bile. Maç sonunda elimi uzattım ama sıkmadı. Sorun değil, daha kötülerini de yaşadım,” diyor.
Ancak onu daha çok etkileyen olay, başka bir maçta bir seyircinin ona “bisiklet hırsızı” diye bağırmasıydı. “Bunu sadece Fas kökenli olduğum için söyledi. Daha olgun, yaşı büyük birinin daha düşünceli olmasını beklersiniz. O anlarda kendime ‘boşver, asıl acınası olan o’ diyorum. Ama ilk etapta insan kendini kirli hissediyor.”
“Bizden büyükler örnek olmalıydı”
Takımın Türk kökenli forveti Milas da benzer duyguları paylaşıyor. Rakibinden gelen "kanserli yabancı" gibi sözlere bir şekilde göz yumabiliyor. “Ama benden 30 yaş büyük birinden farklı bir yaklaşım bekliyorum. Bu insanlar örnek olmalıydı.”
Milas için bu durum sürpriz değil. “Ben Rotterdam-Zuid’de büyüdüm, sahada da dışında da her şeyi yaşıyoruz. Geçenlerde antrenman sonrası markete uğradım, biri bana ‘sokak bağımlısı’ dedi. Ben haftada yedi kez antrenman yapan disiplinli biriyim. Beni hiç tanımadan sadece dış görünüşümle yargılıyorlar.”
"Her hafta aynı şeyleri yaşıyoruz"
Qinhao da futbolda sık sık ırkçılığa maruz kalıyor. JO17-1 takımında 23 oyuncu var; Guus ya da Max gibi isimlere sahip beyaz Hollandalıların yanı sıra, Surinam, Antiller, Fas, Türkiye ve Kolombiya kökenli futbolcular da var. Ancak hepsi, antrenör Kevin ve yardımcısı Yusuf ile birlikte sıkı bir takım ruhu oluşturmuş durumda.
Takımdaki birçok oyuncu doğrudan ya da dolaylı olarak ayrımcılıkla karşılaşmış. Hatta beyaz Hollandalı Jay-Jay bile... Kıvırcık saçları ve kahverengi gözleri nedeniyle birkaç kez “pis Faslı” şeklinde hakarete uğramış.
"Frustrasyondan doğan ayrımcılık"
Gençler, bu tür sözlerin her zaman saf ırkçılıktan kaynaklanmadığını da biliyor. Futbol fiziksel temasın ve yoğun duyguların yaşandığı bir spor. Bazen sinirler geriliyor ve çirkin sözler sarf edilebiliyor. Kilolu bir oyuncuya hemen "şişko" denilebiliyor. Sert bir müdahale sonrası işler çığırından çıkabiliyor.
Elinkwijk’in 20 yaş altı kadın takımında oynayan Ibtissam bu durumu “frustrasyondan doğan ayrımcılık” olarak tanımlıyor.
“Toplumdaki gerilim artıyor, daha ne kadar kötüleşecek?”
Ancak oyuncular ve antrenörleri zaman zaman çok daha ciddi olaylarla da karşı karşıya kalıyor. Özellikle kadrolarında az sayıda azınlık oyuncusu barındıran bazı kulüplerde bu daha sık yaşanıyor. Örneğin; bir deplasman maçında başörtülü annelere enerji içeceği şişeleri fırlatılmış.
FC Abcoude antrenörü Achmed, “Deplasmanlara gittiğimde daha sahaya adım atarken içime bir huzursuzluk çöküyor. Genelde de hislerim doğru çıkıyor. Toplumdaki siyasi tartışmalarla birlikte bu gerginlik daha da artıyor. İşler nereye kadar kötüleşecek?” diye soruyor.
“Yumruk atmak çözüm değil”
Herkesin hemfikir olduğu konu şu: Ne söylenirse söylensin, öfkeye kapılıp şiddete başvurmak bir çözüm değil. FC Abcoude JO19-2 oyuncusu Ryan, bir maçta rakibiyle kavga ettiği için ceza almış. “İkimiz de maçlardan men edildik. Futbolda yumruk atmak çözüm değil. Sonrasında antrenörlerimiz durumu güzelce çözdü. Aileler eşliğinde rakip oyuncuyla bir araya geldik.”
Ama Alexandria '66’nın antrenörü Kevin yakın zamanda takımıyla net bir karar aldı: Bu sezon bir oyuncusuna ırkçı bir söz söylenirse, tüm takım sahadan çekilecek. “Bu duruma artık dur demek gerek.”
Not: Bu yazıdaki bazı isimler oyuncuların isteğiyle değiştirilmiştir.
©TURKİNFO.NL
Yorumlar
Kalan Karakter: