HOLLANDA'DAKİ TÜRKLER DAHA ÇABUK MU BUNUYOR?

Sevgili dostum Nejat Sucu, Hollanda'da yapılan bir araştırma sonucuna dayanarak, tıp terimi olarak 'Demans', halk dilinde 'Erken bunama' konusunda, Türkler'in, Hollandalılar'dan 3 kat daha fazla mağdur olduklarını yazmış.

HOLLANDA'DAKİ TÜRKLER DAHA ÇABUK MU BUNUYOR?
Editör: Turkinfo.nl
18 Ağustos 2018 - 06:51

Nejat Sucu kardeşim, Hollandalılar'ın yapmış oldukları bu araştırma sonucundan çok korktuğu için, derhal önlemler alınması için, yapılması gerekenleri de sıralamış.

Ben şahsen, Nejat kardeşim gibi paniğe kapılmadan, bu araştırma sonucunun ne kadar doğru olduğuna bakmamız gerektiğine inanıyorum.



Türkler'in, Hollandalı emsallerinden daha çok erken bunamaya girdiklerinin nedeni belirtilmemiş.



Hoş, Nejat kardeşim, 'Bu konuda bilimsel tıbbi araştırma yapılmalı' diye yazmış ama, Hollandalılar'ın böyle bir araştırmayı yapacaklarından da endişeliyim.



Daha önceleri de yazmıştım. Hollandalılar, daha doğrusu Hollanda'yı yöneten Kurumlar, sık sık araştırma yaptırırlar. Araştırmaları da, kendi istedikleri sonucu çıkaracak olan firmalara yaptırırlar. Geçmişte bunun örneğini çok yaşadık.



Tıpkı, 'Kendi köyünüzden kişilerle evlenmeyin' gibi bir sonucun çıktığı araştırma gibi. Bu araştırma için tam 75 bin euro harcanmıştı.



İsterseniz, önce Demans (Erken bunama)ve çareleri konusundaki noktalara bakalım.



  



 



 



Demans nedir ve hastalığın belirtileri nelerdir?



Bunama olarak adlandırılan 'demans', zihinsel becerilerin zayıflaması durumudur. Demans hastalığının bir türü olarak adlandırılabilen alzheimer, aslında demansın en büyük nedenidir. Bunun yanında zihinsel faaliyetlerin hasar görmesine neden olan birçok hastalık da demansa neden olabilir.

Peki, demans (bunama) nedir ve neden olur? 

Demans hastalığı nasıl geçer, tedavi edilebilir mi?

Özellikle 50 yaş ve üzeri kişilerde görülen demans önlenebilir mi? 



DEMANS (BUNAMA) NEDİR?



Demans, kısaca beyni etkileyen bozuklukların neden olduğu bir grup etkinin bütünsel adıdır ama belirli bir hastalık değildir. Demansı olan insanlar giyinmek ya da yemek yemek gibi normal faaliyetlerde bulunmakta zorlanabilir. Sorunları çözme veya duygularını kontrol etme yeteneklerini kaybedebilirler. Kişilikleri değişebilir, aniden sinirlenebilirler veya orada bulunmayan şeyleri görebilirler. Hafıza kaybı, bunamanın ortak bir semptomudur. Bununla birlikte, tek başına hafıza kaybı demansınız olduğu anlamına gelmez. Demans hastaları, hafıza ve dil gibi iki veya daha fazla beyin fonksiyonuyla ciddi sorunlar yaşar. Demans çok yaşlı insanlarda yaygın olmakla birlikte, yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir. Bununla beraber demansın görülme sıklığı 50 yaşından sonra artar ve demans hastalığı ağır ilerleyen bir sürece sahiptir. 





DEMANS VE ALZHEİMER ARASINDAKİ İLİŞKİ



Demans ve alzheimer beraber kullanılsa da arasında anlam eşitliği gibi bir durum yoktur. Demansın en sık görülen nedeni, tüm demans hastaların en az yarısının muzdarip olduğu Alzheimer hastalığıdır. Her alzheimer demans iken, her demans alzheirmer değildir. Alzheimerin yanında, demansa neden olabilecek farklı seyirde ilerleyen 200 hastalık sayılabilir. 



DEMANS YAŞLILIĞIN BİR SONUCU DEĞİLDİR!



Bunama, bellek ve dil yetileri, soyut düşünme, yargılama gibi zihinsel işlevlerde görülen edinilmiş, süreğen bir yetersizlik durumudur. İnsan ömrü uzadıkça bunama (Demans) sıklığı artmaktadır.

Yaşlı insanların sık sık unutkanlıktan şikayetçi olduğu bilinen bir gerçek.

Bu durum yaşlı yakınları tarafından çoğunlukla, yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak değerlendirilse de, yaşlılarda unutkanlığın birçok tıbbi sebebi olabilir. Demansın yaşlılığın doğal sonucu olarak görülmesi yanlış bir değerlendirmedir. Unutkanlığın direk demans belirtisi olarak görülmesi yanlıştır, Bu bilişsel kayıp, başka birçok hastalığın nedeni olabilir.





Demans hastalarının bunlara dikkat etmesi gerekir!



Aşırı alkol ve sigara kullanılması, yüksek koleksterol düzeyine sahip olunması, yüksek kan basıncı gibi etkenler demans hastalığında rol oynayabilir. Demans riskine karşı alınacak önlemler arasında sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak, yağlı gıdalardan uzak durmak, bol sebze ve meyve tüketmek, egzersiz yapmayı ihmal etmemek, kan basıncını dengede tutmak, zihni çalıştıracak aktivitelerde bulunmak gibi maddeler yer alır.



YAŞLILIK DEPRESYONU DEMANS DEĞİLDİR!



Çocukluk, ergenlik, gençlik gibi birçok evre insan hayatının döngüsünün getirisi olan problem ve depresyonlarla beraber gelir. Çok az bilinen ve huysuzluğa yorulan yaşlılık depresyonu ise, insan hayatının son demlerini kalitesiz yaşama mahkum eden önemli bir problemdir. Yaşlıların çoğunluğu depresyon belirtilerini inkar ederken; bu belirtiler başağrısı, mide bulantısı, midede yanma, şişkinlik, yaygın vücut ağrısı gibi temelde ruhsal kaynaklı bedensel semptomlar şeklinde görülür. 



Yaşlılık bunalımı yaşayan kişinin konsantrasyonu azalmış, ilgi ve isteği kaybolmuş, yorgun, kaygılı ya da huzursuzdur. Yaşlılarda ağır unutkanlık görülebilir, yaşlı depresif hasta bunama benzeri belirtiler ile karşımıza çıkabilir. Unutkanlığı olan yaşlı depresif hastanın klinik durumu demans ile karıştırılabilir. Yalancı bunama denilen bu rahatsızlık, demans değildir ve uygun tedavi programı ile etkileri giderilebilir. 





DEMANS BELİRTİLERİ NASIL ORTAYA ÇIKAR?



Zihinsel ve fiziksel yeterlilik şeklinde ortaya çıkan demans hastalığının tipik belirtileri bulunur. Demans hastalığının ilerleyen dönemlerinde giyinip soyunma, yemek yeme gibi günlük aktiviteler kişi için zorluk haline gelebilir. Bunun yanında ani huy değişimleri, agresiflik, huzursuzluk, inatçılık ve şüphe gibi davranışsal ve psikotik belirtiler de görülebilir. Alzheimer hastalarında görüldüğü gibi demansın ilerleyen devrelerinde hasta, yakınlarını tanımakta, konuşma ve ağız yoluyla beslenmede sorun yaşayabilir. Tüm bunların yanında demansın tipik belirtileri vardır. 



Demans belirtileri şu şekilde ortaya çıkar;




Doğru sözcükleri bulmakta zorluk çekme
Apati: Kayıtsızlık, moralsizlik ve güvensizlik
Karışıklık, kişilerin yüzlerini ve isimlerini hatırlamakta zorlanma
Hikayeleri ve olayları takip etme zorluğu
Hafif kısa vadeli bellek değişiklikleri
Ruh halindeki ani değişiklikler
Normal günlük işleri tamamlama da zorluk çekme
Başarısız bir yön duygusu, sık sık yolunu kaybetme
Tekrarlayan davranışlar, aynı soruları tekrar sorma veya aynı şeyi tekrar anlatma
Değişime uyumsuzluk, bir şeyi neden yaptığını unutma ve panik olma hali




​DEMANS TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?



Demans hastalığında da diğer hastalıklarda olduğu gibi erken teşhis hayat kurtarır. Erken farkına varılan ve henüz ileri safhalara gelmeyen bunun yanında hipotiroidi, hidrosefali, depresyon, vitamin eksiklikleri gibi, bir nedene bağlı olarak gelişen demansların tedavisi olabilir. Diğer demanslarda kesin tedavi olmayıp, amaç ilerlemenin yavaşlatılmasıdır.



Bunun yanında Demans semptomlarına neden olan bazı hastalıklar tedavi edilebilirler. Bu, örneğin metabolizma rahatsızlığı, depresyon, yan etkiler veya yanlış ilaç kullanımı vs. için geçerlidir. Bu nedenle, semptonların nedenlerinin açıklığa kavuşturulması her zaman önemlidir. Daha önce belirtildiği üzere Alzheimer hastalığı tedavi edilemez, ancak semptomları azaltan tedavi hastalığın daha erken safhasında devreye sokulmalıdır. Bu nedenle erken teşhis konulması da önemlidir.





Münir Özkul da demans mağdurlarındandı



Şimdi gelelim Hollanda'daki araştırmaya:



Hollandalı araştırmacıların, Türkler'in daha çabuk demans oldukları şeklindeki iddiaları bir ilk değildir. Aynı iddiayı Türk uzmanlar da ortaya atmışlardı.

Örneğin, Almanya'nın Köln şehrinde yapılan bir seminerde, Köln Üniversitesi Nöroloji Bölümü Başkanı Dr. Özgür Onur, demans hastalığına yakalanma yaşının düştüğünü belirtmişti. Dil engeli ve sosyal çevre eksikliği olan, depresyon yaşayan göçmenlerin demans hastalığına daha fazla yakalandığını dile getiren Dr. Özgür Onur, hastalığın erken teşhis edilmesinin, yani başlangıç aşamasında farkına varılmasının, hastalığın kabullenilmesinin ve tedaviye başlanılmasının çok önemli olduğunu vurgulamıştı.



Aynı seminerde konuşan, Köln Üniversitesi'nden Psikolog Ümran Sema Seven,  yaptığı sunumda, nöropsikolojik teşhiste dil yetersizliği, tercümede hatalar, düşük eğitim seviyesi, mevcut nöropsikolojik testlerde problemler, hastalığa bakış açısı ve ifade değişiklikleri gibi zorluklar yaşandığını, fakat bu sorunları ortadan kaldırmak için yeni çalışmalar yürüttüklerini açıklamıştı.İşte bu nedenle, Nejat Sucu kardeşimin sarfettiği, 'Bu konuda bilimsel tıbbi araştırma yapılmalı' uyarısına, yine de değer vermek gerektiğine inanıyorum.



FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum