İmtiyazlı ortaklık yürürlüğe girdi

İmtiyazlı ortaklık yürürlüğe girdi

İmtiyazlı ortaklık yürürlüğe girdi
Editör: Turkinfo.nl
21 Ekim 2010 - 20:21
Alman Mitteldeutsche Zeitung, Alman Cumhurbaşkanı Wuff´un TBMM´ye davetinin CDUnun Türkiye´ye önderdiği İmtiyazlı Ortaklığın yürürlüğe girmesinin işareti olduğunu yazdı.Gazetenin konuyla ilgili haberi şöyle:

Thilo Sarrazin, cumhurbaşkanlığının dış geziler biriminde memur değil. Bu durumda Christian Wulff´un özellikle de bu zamanda -Almanya´da şiddetli bir şekilde uyum konusunda tartışmalar yaşanırken- Türkiye´yi ziyaret etmesi demek ki bir tesadüf! Boğaza yapılacak gezi bir önceki cumhurbaşkanı Horst Köhler tarafından hazırlandı. Bu günlerde Türk Meclisinde bir Alman Cumhurbaşkanının ilk kez bir konuşma yapması -deyim yerindeyse- ona bu şerefin verilmesi de tesadüf değil. Ankara´daki hükümet, Berlin ile olan ilişkilerinin kendileri açısından ne kadar önemli olduğu konusunda bir kuşku bırakmak istemiyor. Bu, AB´ye üyelik için mi acaba? Tabii ki öyle. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve diğerleri, Almanya´nın vetosu karşısında Brüksel´e giden yolların kapanacağının farkındalar. Almanya´nın olumlu tutumu, diğer AB ülkelerinin tereddütlerini etkileyebilir.

Cumhurbaşkanının parlamentoya daveti, -Başbakan Angela Merkel´in partisinin (CDU) Türklere tam üyelik yerine sunduğu- "imtiyazlı ortaklığın" iki ülke arasında çoktan yürürlüğe girdiğinin işareti. Türk dış politikasının yönü katiyen sadece Berlin ve Brüksel´e dönük olmadığından böyle jestler de oldukça gerekli.

Diplomatik aktivitelerin odağında Bosna ve Sırbistan da yer alıyor. Ermenistan ile tarihsel bağlamda gergin olan ilişkiler yumuşatılmaya çalışılıyor. Türkiye özellikle komşusu olduğu orta doğudaki ülkelere yönelik aktif politik faaliyetler sürdürüyor. Lübnan´ın karışık iç politik durumuna bir kez arabuluculuk görevi yapıldı. Türkiye, İsrail ile Filistin arasında yaşanan sorunda veya Birleşmiş Milletlerin büyük bir çoğunluğuyla gerginlik yaşayan İran konusunda da böyle bir rol üstlenmek isterdi.

İslamcı reformist Erdoğan, devletin laik kurucusu Kemal Atatürk´ün mirasını iki şekilde devam ettiriyor. Erdoğan, Atatürk´ün yurtta sulh, cihanda sulh felsefesini takip ediyor ve ülkesinin yüzünü Avrupa´ya yöneltiyor. Almanya, AB içerisinde lider güç ve bünyesindeki güçlü Türk topluluğu nedeniyle kaçınılmaz olarak ön planda.

Üç milyon Türk -ki bunların 700.000´i Alman vatandaşı- üzerinden yürütülecek bir tartışma, Ankara´nın çıkarına olmaz. Erdoğan öğrenmeye ne kadar meyilli olduğunu şimdi gösterdi. Kendisi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hiçbir bahane öne sürmeksizin uyum çağrısında bulunuyorlar. Erdoğan iki yıl önce Köln´de yaptığı konuşmada asimilisasyona karşı sert bir çıkışla ses getirmişti.

Federal Alman hükümetinin, avansları geri çevirmemesi iyi olur. Her zaman sorunsuz olmayan azınlığının başarıyla uyum sağlamasını istiyor ise, Türk hükümetinin, Alman hükümetinin politikasını desteklemesi –Almanca öğrenilmesi, olabildiğince eğitim, uyum sağlanması- fayda sağlar.

Almanya Cumhurbaşkanı´nın, Almanya´nın birleşmesi yıl dönümünde doğru kelimeleri bulması, kendisinin aynı şekilde Türk parlamentosunda da doğru sözcükleri bulmayı başaracağı ümidini doğuruyor. Berlin ve Anakara, -büyük ölçüde- ortak çıkarlardan oluşan bir ortaklık.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum