Cuma günü açıklanan güvenlik stratejisi, “Önce Amerika” doktrinini en sert haliyle yansıtıyor. Belgede Çin, en büyük tehdit olarak gösteriliyor ve Trump bu tehdidi bertaraf etmek için ellerinin serbest kalmasını istiyor.
Avrupa için kullanılan üslup son derece sert: "Kendi sorunlarını kendin çöz." ABD’nin Avrupa’yı henüz tamamen gözden çıkarmamış olmasının tek nedeni, hâlâ ekonomik olarak önemli bir ortak olması. Ancak bunun devamı, Avrupa’nın Trump’ın taleplerine uyum göstermesine bağlı. Ve bu talepler oldukça radikal.
1. Azınlık Hükümetleri Demokrasiye Aykırı
Hollanda açısından oldukça kritik bir ifade belgede küçük bir cümle olarak geçse de, Lahey’deki koalisyon görüşmelerinde büyük yankı uyandırması bekleniyor. Halen azınlık hükümeti seçeneği ciddi şekilde tartışılıyor.
Ancak Trump buna açıkça karşı. Avrupa’da giderek daha fazla “istikrarsız azınlık hükümeti”nin ortaya çıktığını ve bunların “halkın iradesini görmezden geldiğini” savunuyor.
Trump, bu hükümetlerin radikal partileri –örneğin Hollanda’da PVV’yi– dışlamak için kurulduğunu belirtiyor ve bunun demokrasiye aykırı olduğunu vurguluyor. “Bu tür hükümetler, muhalefeti bastırmak adına demokrasinin temel ilkelerini çiğniyor.”
Ayrıca bu yönetimlerin, Ukrayna ile Rusya arasında barış süreci başlatma çabalarına da engel oluşturduğunu ileri sürüyor. Trump’a göre, bu hükümetler sürece dair “gerçekçi olmayan beklentiler” taşıyor ve halkın asıl isteği olan barış ve istikrarı görmezden geliyor.
2. Yükselen Vatansever Partiler: PVV, AfD ve Front National
Trump, Avrupa’daki aşırı sağ partileri desteklediğini açıkça ifade ediyor – her ne kadar Washington onları “vatansever partiler” olarak adlandırsa da. ABD yönetimi, bu partilerin haksız yere dışlandığını ve elitlerin yönlendirdiği “antidemokratik” hamlelerle bastırıldığını savunuyor.
Trump’a göre, bu partiler –örneğin Hollanda’da PVV, Almanya’da AfD ve Fransa’da Front National– gerçek demokrasiyi, ifade özgürlüğünü ve Avrupa ülkelerinin kültürünü savunuyor.
“ABD, Avrupa’daki siyasi müttefiklerini bu ruhu taşımaya teşvik ediyor. Vatansever partilerin artan etkisi büyük umut veriyor.”
Bu mesajlar, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in Münih’te yaptığı konuşmanın ruhunu taşıyor. Vance, Avrupa’daki gerçek tehdidin dışardan değil, içeriden – yani demokratik değerlerin kaybından – geldiğini savunmuştu.
3. Avrupa Medeniyeti Yok Oluyor
Trump yönetiminin bu sağ partilere olan desteğinin ardında daha derin bir endişe yatıyor: “Avrupa medeniyetinin yok olma ihtimali.”
Bu durumun başlıca nedenleri olarak şu unsurlar sıralanıyor:
-
AB politikaları
-
Avrupa’yı dönüştüren ve çatışmalara neden olan göç politikası
-
İfade özgürlüğünün baskılanması
-
Doğum oranlarının düşmesi, ulusal kimlik ve özgüvenin kaybı
Strateji belgesinde şu ifadeye yer veriliyor:
“Mevcut eğilimler devam ederse, kıta 20 yıl içinde tanınmaz hale gelecek. Ekonomileri ve orduları da bazı ülkelerin güvenilir müttefik kalmasına yetmeyecek.”
4. Ukrayna: Hızlı Barış, Adaletin Önünde
Belgeye göre, ABD'nin Ukrayna’daki savaşla ilgili temel hedefi, Rusya'yı cezalandırmak değil. Aksine, Putin ile ilişkilerin hızla normalleştirilmesi isteniyor.
ABD'nin “temel çıkarı”, düşmanlıkların hızla sona erdirilmesi. Amaç, Avrupa ekonomilerini stabilize etmek ve savaşın genişlemesini engellemek.
Ukrayna savaş sonrası “yaşanabilir bir devlet” olarak kalmalı. Ancak yeniden inşa sürecinin maliyetini ABD üstlenmeyecek. ABD artık dünya düzeninin “Atlas’ı” olmak istemiyor. Her bölge kendi sorunlarıyla ilgilenmeli. Bu mesaj da Avrupa’ya açıkça iletiliyor.
5. İklim Politikası Çöpe Atılmalı
Trump yönetimi, Avrupa’nın iklim politikalarını “felaket” olarak nitelendiriyor ve bu politikaların hem Avrupa’ya hem de ABD’ye zarar verdiğini savunuyor.
Amerika, enerji alanında büyük hedefler taşıyor: petrol, doğalgaz, kömür ve nükleer enerji. Avrupa’dan bunlara yönelmesi bekleniyor. Rüzgar ve güneş enerjisine verilen önem, ABD’ye göre “kısıtlayıcı” yasalarla şirketleri boğuyor.
Almanya’daki kimya devi BASF gibi şirketlerin üretimi Çin’e kaydırması, enerji politikalarının sonucu olarak gösteriliyor. Benzer endişeler Hollanda’da da mevcut.
6. Hep Birlikte Çin’e Karşı
Belgenin ana ekseninde Çin ile ilişkiler var. Trump’a göre Çin çok güçlü hale geldi, dünya pazarlarını ele geçirdi ve üretimi ABD gibi ülkelerden çekti.
Trump, Avrupa’dan da bu dengenin değiştirilmesine katkı bekliyor. Çin’e karşı ABD ile ortak bir cephe oluşturulması, Çin ürünlerine ticaret kısıtlamaları getirilmesi isteniyor.
Avrupa ülkeleri daha az Çin ürünü satın almalı, aynı zamanda ABD’ye yaptığı ihracatı da azaltmalı. Çünkü Trump’a göre Avrupa ile de ciddi bir ticaret açığı söz konusu – ve bu, Trump’ı fazlasıyla rahatsız ediyor.
©TURKİNFO.NL
Yorumlar
Kalan Karakter: