Türk Göçünün Öyküsü

Türk Göçünün Öyküsü

Türk Göçünün Öyküsü
Editör: Turkinfo.nl
16 Ekim 2012 - 06:18

İstanbul´dan Münih´e doğru iki dünya arasındaki bir yaşama doğru yola çıkan Dursun Güzel, bıyığının bazı şeylere engel olduğunu fark etmiş olacak ki, yolculuk yaptığı trenin tuvaletinde o zamana kadar hiç traş etmediği bıyığını kesme kararı almış. Bu öyküyü gülerek anlatan 68 yaşındaki Dursun Güzel, "bu herhalde benim topluma uyum yönünde atmış olduğum ilk adımdı" diyor. Almanya yolculuğuna çıktığı tarih 21 Eylül 1968´i gösteriyor. Dursun´un yolculuk arkadaşları Türkiye´nin dört bir yanından gelerek, kendilerini çalışmaya davet etmiş olan yabancı bir ülkeye doğru yol alıyorlardı. Almanya´nın iş gücüne, onların da işe ihtiyacı bulunuyordu.
İki taraf arasında işgücü alımı anlaşması50´li ve 60´lı yıllarda Federal Almanya´nın ekonomik büyümesinde patlama yaşandı, ancak iş gücü eksikti. 1955 yılından itibaren İtalya´dan, sonraları Yunanistan ve İspanya´dan işgücü geldi. Türkiye ile Almanyaarasında "İşgücü Alımı Anlaşması" 30 Ekim 1961 yılında imzalandı. Anlaşma metni sadece iki sayfadan oluşuyordu ki,  Dursun Güzel ve diğer bıyıklı "misafir işçiler" Münih´e geldiklerinde, onların imzaladıkları iş sözleşmeleri bile bundan daha uzundu.Sivaslı Dursun Güzel Türkiye´de devlet demir yollarında çalışıyordu. İşi sürekliydi ve güvence altındaydı. Dursun Güzel özel sektörde çalışanlardan daha iyi para kazanıyordu. Evli ve iki çocuğu vardı Dursun´un; ancak karısının üçüncü çocuğa hamile kalması üzerine Almanya´ya gitme kararı aldı. Ağabeyi de 1964 yılında oraya gitmişti ve Kazancı iyiydi. Ağabeyi onun için de Almaya´da bir iş bulunca Dursun fazlaca düşünmedi; zira yapı kooperatifine borcu vardı ve taksitleri zamanında ödeyemiyordu. Aldığı ücret, kendine ait bir dairesi olmasına yetmiyordu. Dursun bu hayalini Almanya´da çalışarak gerçekleştirmek istiyordu.
Yollar altından değildiİşçilerin çoğu benzer hayallerle Almanya´ya gelmişti. Almanya´nın Essen kentindeki Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi (TAM) Vakfı´nın verilerine göre 1973´te işçi alımının Almanya tarafından durdurulmasına kadar Almanya´ya Türkiye´den toplam 867 bin kişi geldi. Bunlar arasında olan Dursun Güzel de önce yol inşaatlarında çalıştı, daha sonra büyük bir otomobil firmasına geçti ve diğer Türklerle aynı işçi yurtlarında yaşadı. Dursun Almanya´da yolların altın olduğunu işitmişti memletinde ama, çok geçmeden gerçeğin farklı olduğunu anladı. Buradaki işi, Türkiye´de devlet demir yollarındaki işinden daha zordu. Ama Sivas´ta bir ev sahibi olabilmek için bir an önce para kazanması gerekiyordu. 1970 yılındaTürkiye´ye ilk kez yıllık izne gittiğinde 8 bin mark biriktirmiş durumdaydı. Ne var ki ev satın almak için bunun üç katı paraya ihtiyacı vardı, ayrıca daha borçlarını da kapatamamıştı.Aile birleşimiAlmanya´ya gelen ilk misafir işçiler gibi Dursun Güzel de birkaç yıl sonra Türkiye´ye kesin dönüş yapamayacağını anladı. İlk geldiği Baden-Württemberg eyaletinden Berlin´e geçen Dursun, 1971 yılında eşini yanına getirtti. Çocuklar ise önce Sivas´taki akrabaların yanında kaldı. Güzel ailesi Türkiye´deki akrabalarına büyük para desteğinde bulundu.  70´li yılların sonunda Almanya´ya gelen Güzel ailesinin çocukları, anne-babasız yetişmelerinin kendileri için ne kadar zor ve üzüntü verici olduğunu anlatıyorlardı.
70´li yılların sonunda birçok Türk işçi ailesi çocuklarını da yanına aldırttı. Onların ilk başlarda sınırlı süresi olan çalışma ve oturma izinleri 1965 yılındaki Yabancılar Yasası uyarınca uzatıldı. 1973 yılındaki işgücü alımının durdurulmasından sonra da aile birleşimi uygulaması devam etti.Ancak Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi´nden Yunus Ulusoy, Almanya´da o dönemdeki siyasi yönetimin bu duruma hazırlıklı olmadığını belirtiyor. O dönemde misafir işçilerin çocukları için hazırlık sınıfları oluşturulmuştu. Göç araştırmacısı Yunus Ulusoy, Anadolu´da her yaştan çocuğa tek bir sınıfta tek bir öğretmen tarafından Türkçe eğitim verildiği gibi Almanya´da da o dönem benzer sınıflar oluşturulduğunu anlatıyor. Ulusoy, çocuklar ve gençler Türkiye´ye dönene kadar bunların bu sınıflarda geçici olarak tutulduklarına işaret ediyor. Ne var ki 80´li yılların ortasına kadar "Misafir İşçi" diye anılan göçmenlerin Türkiye´ye dönme planı artık ortadan kalkmıştı.
Geri dönüş teşvikleriHelmut Kohl hükümeti yabancı kökenlilerin memleketlerine dönüşlerini teşvik için bir " geri dönüş primi" hazırladı. 1982 ile 1985 yılları arasında 300 binin üzerinde Türk Almanya´yı terketti ve memleketine döndü. Böylelikle Almanya´ya yeniden dönme hakkını da yitirmiş oldular. Göç araştırmacısı Ulusoy, geri dönenlerinTürkiye´ye yeniden uyum konusunda yaşadıkları zorlukların Almanya´da kalanlara bir uyarı ve ders olduğunu vurguluyor.Dursun Güzel de artık memlekete dönme rüyasından vazgeçmişti. Almanya´da uzun süreden beri yaşayan ve çalışan Türk aileleri de Almanya´da sürekli kalmaya karar verdi. Almanya´lı Türkler 90´lı yılların sonuna kadar Türkiye için döviz kaynağı ve kalkınma yardımcısı gibi algılandı. Ancak şimdilerde Türkiyeekonomisinin devasa büyüme göstermesi ve Türklerin Almanya´ya yatırım yapmaya başlamasından sonraTürkiye´den Almanya´ya göç neredeyse durdu. Almanya´nın son dönemlerde nitelikli işgücüne büyük ihtiyacı olmasına rağmen son beş yılda Almanya´da yetişmiş ve eğitim almış 31 bin genç ise Türkiye´deki iş piyasasının kendilerine daha iyi fırsatlar sunması nedeniyle anne-babalarının yurdu olan Türkiye´ye göç etti
DW 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum