Türkiye'de Dindarlık araştırmasının sonuçları

Türkiye'de Dindarlık araştırmasının sonuçları

Türkiye'de Dindarlık araştırmasının sonuçları
Editör: Turkinfo.nl
18 Kasım 2009 - 20:59
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi tarafından, Uluslararası Sosyal Saha Araştırmalar Programı (ISSP) kapsamında, yaptığı ´´Türkiye´de Dindarlık: Uluslararası Bir Karşılaştırma´´ araştırmasının sonuçları açıklandı.

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, 2008-2009 yıllarını kapsayan ve Türkiye İstatistik Kurumu verileri kullanılarak, örnekleme yöntemiyle bin 453 denekle, 53 ilde gerçekleştirdikleri araştırmanın sonuçlarına ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.
Çarkoğlu, ISSP´nin uluslararası konjonktürde dindarlığın araştırılması amacıyla 43 ülkede de aynı soruları yönettiğini kaydetti.
Araştırma yapılan birçok ülkedeki verilerin raporlanması sürecinin henüz tamamlanmadığını belirten Çarkoğlu, bu nedenle Türkiye´deki veri sonuçlarının ISSP´nin 1998 yılında aynı konuda yaptığı dünya sonuçlarıyla kıyaslamasının yapıldığını ifade etti.
Hazırlanan rapora göre, deneklerin yüzde 82´si ´´Allah var olduğu için hayatın anlamı olduğuna´´, yüzde 28´i ´´hayatın akışını kendisinin değiştirebileceğine´´ inandığını bildirirken, yüzde 50´lik bir grup ise ´´hayatı değiştirebilmek için yapabileceğimiz çok az şey vardır´´ görüşüne katılıyor.
Çarkoğlu, bu sonucun kadercilik veya metafizik güçler tarafından belirlenen bir hayat algısının toplumda yaygın olarak paylaşıldığı izlenimini ortaya koyduğunu ifade etti.

ALLAH´A İNANÇ
Araştırmaya katılanların yüzde 93´lük bir kesimi, ´´Allah´ın varlığından şüphe duymadığını´´ ifade ederken, yüzde 2´si ´´ateist´´ olduğunu, yüzde 9-10´luk bir grubun da ´´Tek tanrılı bir inanç sisteminde Allah´ın varlığına şüphe ile yaklaştığını´´ belirtti. 
Katılımcıların yüzde 95´i Allah´a olan inancını küçük yaşta edindiğini bildirdi. Allah´ın tasavvuru hakkındaki inanç incelemesinde ise ´´Allah tasavvurunun, baskıcı, cezalandıran, yargılayıcı ve otoriter bir babadan çok sevecen, destekleyen, esirgeyen, hayatı kolaylaştırmaya destek veren bir baba imajına daha yakın´´ değerlendirmesi öne çıktı. 
Anket sorularını yanıtlayanlardan, ´´bilimin insanlığa yararlı olup olmadığı ve dine olan inancı aşındırıp aşındırmadığı´´na ilişkin soruya da yüzde 50 oranında bir kesim bilimin yararlı olduğunu düşünüyor.
Bir diğer sonuca göre de katılımcıların yüzde 89´u ´´kendi inanışlarında olmayan dinlere saygı gösterilmesi´´ gerektiği görüşünde. Ancak, ´´Sizden farklı bir dine mensup olan veya hakkındaki görüşleri sizden farklı olan birisinin seçimlerde oy vermeyi düşündüğünüz siyasi partiden aday olmasını kabul eder miydiniz?´´ sorusuna katılımcıların yüzde 37´si, ´´kesinlikle kabul etmem´´, yüzde 23´ü ´´kesinlikle kabul ederim´´ yanıtını verdi.
Prof. Dr. Çarkoğlu, bu cevapların, Türkiye´de farklı dinlere saygı gösterilmesi ifadesinin kabul edilmekle birlikte, uygulamada bu kişilerin kitap yazıp yayınlamalarına veya fikirlerini açıklamalarına sıcak bakılmadığı gibi bir durumu ortaya koyduğunu ifade etti.
Bu arada, ´´tek bir dinin gerçek olduğuna inananların oranı´´ araştırmada yüzde 57 olarak görülürken, deneklerin yüzde 34´ü ´´birçok dinde temel doğrular mevcuttur´´, yüzde 6´lik bölüm ise ´´herhangi bir dinin öğretilerinde çok az gerçek payı vardır´´ görüşünde.
Katılımcıların yüzde 41´i türbe, yatır gibi dinen kutsal kabul edilen yerleri yılda en az bir kere ziyaret ediyor, yüzde 36´lık bir kesim hayatı boyunca türbe veya yatır ziyareti yapmamış. 
Araştırmanın bir diğer sonucuna göre, katılımcıların yüzde 35´i nazara inanırken, yüzde 10´luk bir kesim ise faal, büyü, yıldızlarının konumunu gibi şeylerin insanın geleceğini tayin ettiği görüşünde.

TÜRBAN ARAŞTIRMA SONUÇLARI
Türban yasağına ilişkin olarak 1999-2009 yılı arasındaki görüşlere de yer verilen araştırma sonuç raporunda, ´´devlet memuru kadınlar isterlerse başlarını örtmelerine izin verilmeli´´ diyenlerin oranı 1999 yılında yüzde 74 iken, bu oranın bu yıl yüzde 69´a gerilediğine yer verildi. Raporda, ´´Üniversite öğrencisi kızların isterlerse başlarını örtmelerine izin verilmeli´´ diyenlerin oranının da 1999 yılında yüzde 76 iken 2009´da yüzde 70´e indiği ifade edildi.
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Türkiye´deki verilerin Şili, İrlanda, Filipinler, Slovakya gibi Katolik ağırlıklı nüfusa sahip olan ülkeler ile Rusya, Güney Kıbrıs gibi Ortodoks, Hristiyan nüfusa sahip ülkelerle büyük benzerlik gösterdiğini kaydetti.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum