‘Aşırı sağ’ olarak nitelenen yeni hükümetin, göç ve iltica konsunda alacağı sert önlemler, ülkedeki yabancıları endişeye sevkediyor.
Irkçı olduğu bilinen Wilders’i, Başbakan olarak kabul etmeyen koalisyon ortaklarının, Başbakan olarak kabul ettikleri Dick Schoof’a ‘Kukla’ gözüyle bakılıyor.
Geçen yıl Kraliyet ailesinin bazı gruplar tarafından yuhalanması nedeniyle, bu yıl sokaklarda sadece davetliler vardı ama küçük bir gruba yine de protesto izni verildi.
Dün, Hollanda’da ‘Prinsjesdag-Prens Günü’ olarak bilinen özel bir gün kutlandı. Her yıl Eylül ayının üçüncü Salı günü düzenlenen bu etkinlik, ülkenin yeni yıl bütçesinin ve hükümetin planlarının Kral tarafından açıklandığı gün olarak bilinir.
Bu yıl da 2025 yılı bütçesi, Kral Willem-Alexander tarafından geleneksel şekilde Lahey’deki Kraliyet Tiyatro Salonu’nda okundu.
Sizlere önce bu konudaki yorumumu, ardından da haberi sunuyorum:
BAŞBAKANLIĞI KABUL EDİLMEYEN WİLDERS’İN YERİNE KABUL EDİLEN KUKLA BAŞBAKAN
Hollanda’da, popülist lider Geert Wilders’in ırkçı görüşleri nedeniyle Başbakanlık makamına layık görülmemesi üzerine, koalisyon ortakları Wilders’in önerdiği Dick Schoof’u Başbakan olarak kabul etme kararı almıştı. Ancak Schoof’un bu göreve atanması, geniş bir kesim tarafından ‘kukla’ olarak değerlendirilmekte. Bu durum, Schoof’un bağımsız bir lider olarak kabul edilmediğini ve Wilders’in gölgesinde kalacağını gösteriyor.
Schoof, daha önce hem Hollanda’nın istihbarat örgütünde hem de Terörizm ile Mücadele örgütünde başkanlık yapmış bir isim. Bu deneyimleri ona geniş bir yönetim tecrübesi kazandırmış olsa da, Schoof’un başbakan olarak atanmasıyla ilgili ciddi eleştiriler mevcut. Eleştirilerin merkezinde, Schoof’un yabancılara karşı gammazlık yaptığı iddiaları bulunuyor. Bu iddialar, Schoof’un adil bir lider olarak kabul edilmesini zorlaştırıyor ve onun, ülkede göçmenlere karşı önyargılı bir tutum sergilediği yönündeki algıyı güçlendiriyor.
Schoof’un Başbakanlığı, birçok kişi tarafından, Wilders’in politikalarının bir uzantısı olarak görülüyor ve bu durum, Hollanda’nın siyasi geleceği açısından belirsizlikler yaratıyor. Schoof’un, koalisyon ortaklarının bu atamasını kabul etmekle birlikte, ne kadar bağımsız bir liderlik sergileyebileceği ve ülkenin iç ve dış politikalarındaki etkisi, ilerleyen dönemlerde tabii ki netlik kazanacak.
Hollanda’da yeni kurulan sağcı ağırlıklı hükümet, Başbakan Schoof ve göç konularında sert tutumlarıyla bilinen Geert Wilders liderliğindeki Parti voor de Vrijheid (Özgürlük Partisi) ve Migrasyon Bakanı Faber önderliğinde, göçmen politikaları konusunda oldukça tutucu bir yaklaşım sergiliyor. Bu durum, halkın büyük bir kesimi tarafından şimdilik destekleniyor gibi görünse de, gelecekte alınacak sert önlemlerin yabancılar için iç açıcı olmayacağına dair ciddi endişeler mevcut.
Başbakan Schoof ve hükümet ortakları, göçmenlerin ülkeye entegrasyonunu zorlaştıracak ve Hollanda’ya gelen yabancıların sayısını sınırlandıracak bir dizi önlem almayı planlıyor. Bütçede bu politikalara dair bazı ipuçları verilmiş olsa da, detayların ilerleyen dönemlerde netleşmesi bekleniyor. Özellikle göçmen kabul merkezlerinin kapasitelerinin artırılması ve dil eğitimi gibi entegrasyon programlarına yer verilmiş olsa da, bu önlemler daha çok sığınmacıların ülkede uzun süre kalmalarını önlemeye yönelik geçici çözümler gibi görünüyor.
Göç ve İltica Bakanı Faber, özellikle göçmenlerin iş gücü piyasasına entegrasyonu ve sosyal uyumu konularında sert önlemler almayı planlıyor. Bu politikalar, göçmenlerin Hollanda toplumuna uyum sağlama sürecini zorlaştırabilir ve onları daha izole bir duruma sokabilir. Göçmenlerin dil öğrenme süreçlerinin hızlandırılması ve mesleki eğitim programlarının artırılması gibi pozitif önlemler bile, bu sert genel politikalar karşısında yetersiz kalabilir.
Şu an için halkın büyük bir kesimi, yeni hükümetin göç konusundaki sert tutumunu destekliyor gibi görünüyor. Özellikle ekonomik belirsizliklerin ve artan göçmen sayısının yarattığı sosyal gerilimlerin, bu desteği artırdığı söylenebilir. Ancak, bu durumun uzun vadede nasıl bir seyir izleyeceği belirsizliğini koruyor. Göçmenlere karşı alınacak sert önlemler, toplumda ciddi bölünmelere ve yabancı düşmanlığının artmasına neden olabilir.
Muhalefet partileri, hükümetin göç politikalarını sert bir şekilde eleştiriyorlar. Muhalefet liderleri, bütçede gösterilen meblağların yeterli olmayacağını ve hükümetin planlarının uzun vadeli çözümler sunmadığını belirtiyorlar. Ayrıca, entegrasyonun zorlaştırılması ve göçmenlerin toplumdan dışlanması gibi olumsuz sonuçlara yol açabilecek politikaların, Hollanda’nın çok kültürlü yapısına zarar vereceği konusunda uyarılarda bulunuyorlar.
Yeni hükümetin göç konusundaki tutumu, Hollanda’nın uluslararası imajını da etkileyebilir. Göçmenler için daha katı önlemler alınması, ülkenin insan hakları ve hoşgörü konusundaki geleneksel duruşunu zayıflatabilir. Ayrıca, Avrupa Birliği içindeki ortak politikalar ve mülteci anlaşmaları da bu sert tutumdan olumsuz etkilenebilir.
Bütçede göçmenler için ayrılan kaynakların yeterli olup olmayacağı konusu da büyük bir soru işareti olarak duruyor. Hükümetin göçmen kabul merkezlerini genişletme ve entegrasyon programlarını iyileştirme vaatlerine rağmen, bu önlemler için ayrılan bütçenin yeterli olup olmayacağı belirsiz. Ekonomik sıkıntıların arttığı bir dönemde, bu tür sosyal programların yeterli finansman bulması zor olabilir.
Sonuç olarak, Hollanda’nın yeni sağcı hükümetinin göç politikaları, şimdilik halkın büyük bir kesimi tarafından destekleniyor olsa da, uzun vadede ciddi sorunlara yol açabilir. Göçmenlere karşı alınacak sert önlemler, toplumsal uyumu zedeleyebilir ve Hollanda’nın çok kültürlü yapısını tehdit edebilir. Muhalefet partilerinin eleştirileri ve uyarıları göz önüne alındığında, hükümetin bu politikaları gözden geçirmesi ve daha kapsayıcı çözümler üretmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, ülkenin sosyal ve ekonomik dengesi ciddi şekilde sarsılabilir.
Schoof Kabinesi tuhaf bir kabine. Dick Schoof’un ekibi bu konuda oldukça bariz bir şekilde iki düşünce arasında gidip geliyor. Aslında üç düşünce, çünkü yeni bakanların büyük bir kısmı, seleflerinin politikalarını aynen devam ettiriyor. Kralın dün yaptığı Taht Konuşmasının en az yüzde 80’i de önceki kabine tarafından yazılmış olabilirdi. Hükümetin bütçesini düzenli tutma niyeti, daha fazla ev inşa etme arzusu, enerji geçişinin herkes için erişilebilir ve karşılanabilir olmasının sağlanması, dış dünyaya açık bir bakış, okuma ve matematik eğitimini iyileştirme isteği, çalışan insanlar için daha düşük vergiler hedefi: bunların hepsi Mark Rutte’nin çeşitli Taht Konuşmalarından tekrarlardır.
‘Daha iyi yönetim’ fikri, üstelik, şimdiye kadar en çok dikkat çeken Bakanların ilk eylemleriyle de bağdaşmıyor. PVV’nin Sığınma ve Göç Bakanı Marjolein Faber, Hollanda’nın sığınmacılardan bıktığını dünyaya bildirmek için o kadar acele ediyor ki, parlamentoyu atlatmak için acil durum yasasını kötüye kullanmak istiyor. NSC fraksiyonu isteksizce karşı çıkıyor, ancak PVV, VVD ve BBB’nin tüm milletvekilleri bunu pekala kabul edilebilir buluyor. Faber’in sığınma barınağıyla ilgili acil sorunları belediyelere yükleme şekli de pek fazla idari sorumluluk duygusu göstermiyor.
Şimdi ‘Prens Günü’ haberine devam edelim:
Prinsjesdag Töreni Bu Yıl Farklı Bir Şekilde Gerçekleşti
Hollanda’da her yıl büyük bir coşkuyla kutlanan Prinsjesdag töreni, bu yıl bazı değişikliklerle gerçekleştirildi. Geleneksel olarak binlerce Hollandalı’nın sokaklarda toplandığı ve Kraliyet ailesini selamladığı tören, geçen yıl yaşanan olayların ardından bu yıl daha kısıtlı bir şekilde yapıldı.
Geçen yıl, bazı vatandaşların Kraliyet ailesine karşı protesto gösterisinde bulunması nedeniyle bu yıl törenin yapılacağı sokaklara sadece davet edilenler alındı. Bununla birlikte, küçük bir grup
Hollandalı’ya protesto hakkı tanındı. Bu değişiklikler, törenin alışılmış coşkusunu ve kalabalığını önemli ölçüde azalttı.
Bu yıl sokaklarda gözle görülür bir şekilde az sayıda Hollandalı yer aldı, bu da törenin havasını etkiledi. Kraliyet ailesinin geçişi sırasında yapılan protestolar, güvenlik endişelerini artırmış ve törenin düzenlenme şekline yansıyan bu kısıtlamalar, halkın büyük bir kısmının törene katılımını engellemiştir
2025 YILI BÜTÇESİNİN İÇERİĞİ
Kral Willem-Alexander, Ridderzaal’da yaptığı konuşmada 2025 yılı bütçesi hakkında detaylı bilgiler verdi. Bu konuşma, milyonennota olarak bilinen ve hükümetin gelecek yıl için mali planlarını içeren bütçenin halka açıklandığı an olarak önem taşır. Bu yılki bütçe, çeşitli sosyal, ekonomik ve politik konulara değinirken özellikle göç ve yabancılar konusuna geniş yer ayırdı.
GÖÇ VE YABANCILAR POLİTİKASI
Bütçe içinde yer alan göç ve yabancılar konusundaki satırlar, Hollanda’nın bu alandaki politikalarının ana hatlarını çizdi. Hükümet, göçmenlerin entegrasyonunu kolaylaştırmak ve sosyal uyumu artırmak amacıyla yeni önlemler alacağını duyurdu. Bu kapsamda, göçmenlerin dil öğrenme süreçlerinin hızlandırılması, eğitim ve işgücü piyasasına katılımlarının teşvik edilmesi planlanıyor.
Özellikle sığınmacı akınlarının yönetimi ve mülteci politikaları üzerinde durulan bütçede şu maddelere yer verdi:
Sığınmacı Kabul Merkezi Kapasitesinin Artırılması: Hollanda, sığınmacı kabul merkezlerinin kapasitelerini artırarak daha fazla kişiye barınma imkanı sunmayı hedefliyor. Bu merkezlerde sunulan hizmetlerin kalitesinin iyileştirilmesi ve sığınmacıların temel ihtiyaçlarının karşılanması öncelikli konular arasında yer alıyor.
İş Gücü Piyasasına Entegrasyon: Göçmenlerin iş gücü piyasasına entegrasyonunu hızlandırmak amacıyla mesleki eğitim programları ve istihdam destekleri artırılacak. Bu kapsamda, göçmenlerin mesleki becerilerini geliştirebilmeleri için çeşitli kurslar ve eğitim programları düzenlenecek.
Dil Eğitimi ve Kültürel Uyum: Göçmenlerin Hollandaca öğrenme süreçlerini hızlandırmak için ücretsiz dil kursları yaygınlaştırılacak. Ayrıca, kültürel uyumun sağlanması amacıyla çeşitli sosyal
etkinlikler ve programlar düzenlenecek. Göçmenlerin yerel topluluklarla daha kolay bütünleşmeleri için teşvikler sağlanacak.
Barınma ve Sosyal Destek: Göçmenlerin barınma sorunlarını çözmek amacıyla sosyal konut projelerine ağırlık verilecek. Bu projeler kapsamında göçmenlere uygun fiyatlı ve güvenli konutlar sağlanacak. Ayrıca, sosyal destek hizmetleri artırılarak göçmenlerin günlük yaşamlarını daha rahat sürdürebilmeleri amaçlanıyor.
Yabancı Öğrenciler ve Eğitim: Hollanda’da eğitim gören yabancı öğrencilerin sayısının artması nedeniyle, üniversitelerdeki eğitim kalitesinin korunması ve yabancı öğrencilerin eğitim süreçlerinde karşılaştıkları zorlukların aşılması için yeni düzenlemeler getirilecek. Bu kapsamda, üniversitelerle işbirliği yapılarak yabancı öğrencilerin akademik ve sosyal hayata uyumları desteklenecek.
EKONOMİK VE SOSYAL ÖNLEMLER
Göç ve yabancılar politikasının yanı sıra bütçe, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, iklim değişikliğiyle mücadele ve dijital dönüşüm gibi konulara da geniş yer ayırdı. Hükümet, ekonomik istikrarın korunması ve toplumsal refahın artırılması amacıyla çeşitli mali önlemler alacağını duyurdu.
Sonuç olarak, Hollanda’da dün kutlanan Prinsjesdag, Kraliyet ailesinin geçit töreni ve Kral Willem-Alexander’ın bütçeyi okumasıyla büyük bir coşku ve ilgiyle tamamlandı. 2025 yılı bütçesi, göç ve yabancılar konusunda alınacak yeni önlemler ve sosyal uyum politikalarıyla dikkat çekerken, ekonomik ve sosyal hedeflere ulaşmak için hükümetin kararlı adımlar atacağı bir yıl olacağı mesajı verildi.
KRALİYET TİYATRO SALONU’NA GELEN KADINLARIN ŞAPKALARI
Prens Günü, sadece politik anlamda değil, aynı zamanda modanın da ön plana çıktığı bir gün olarak bilinir. Özellikle Kraliyet Tiyatro Salonu’na gelen kadınların taktığı şapkalar büyük ilgi görür. Bu yıl da davetliler birbirinden renkli ve yaratıcı şapkalarla adeta bir moda şovu sergiledi. Hollandalı kadınların zarif ve şık şapkaları, törene ayrı bir renk kattı. Bazı şapkalar klasik ve sofistike tarzda olurken, bazıları oldukça yenilikçi ve dikkat çekici tasarımlarla göz kamaştırdı. Kraliçe Máxima’nın zarif ve ihtişamlı şapkası ise her zamanki gibi büyük beğeni topladı.
GOUDEN KOETS’UN YERİNE CAMLI ARABA
Geçit töreninde bu yıl bir ilk yaşandı. Tarihi Gouden Koets (Altın Araba) restorasyon çalışmaları nedeniyle geçit töreninde yer almadı. Yerine, daha modern ve sürdürülebilir özelliklere sahip yeni bir at arabası kullanıldı. Bu değişiklik, hem tarihî mirasa saygı hem de modern çağın gereksinimlerine uyum sağlama açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi. Yeni araba, halktan olumlu tepkiler aldı ve modern tasarımıyla dikkat çekti.
İLGİNÇ GELİŞMELER VE AYRINTILAR
Prinsjesdag sadece resmi tören ve bütçe açıklamasıyla sınırlı kalmaz. Bu yılki etkinlikte dikkat çeken bazı ilginç detaylar da vardı. Örneğin, bazı milletvekillerinin geleneksel kıyafetler yerine modern ve sıra dışı kıyafetler tercih etmesi, medya ve halk arasında tartışma yarattı. Ayrıca, Kral Willem-Alexander’ın konuşması sırasında teknolojik bir aksaklık yaşanması ve mikrofonunun kısa süreliğine çalışmaması da ilginç anlar arasında yer aldı.
Hollanda’da dün kutlanan Prinsjesdag, Kraliyet ailesinin geçit töreni, renkli şapkalar, Gouden Koets’un yerine kullanılan yeni araba ve Kral Willem-Alexander’ın bütçeyi okumasıyla büyük bir coşku ve ilgiyle tamamlandı. 2025 yılı bütçesi, göç ve yabancılar konusunda alınacak yeni önlemler ve sosyal uyum politikalarıyla dikkat çekerken, ekonomik ve sosyal hedeflere ulaşmak için hükümetin kararlı adımlar atacağı bir yıl olacağı mesajı verildi.”
HÜKÜMET PROGRAMINDAKİ KONULAR GENELLİKLE AŞAĞIDAKİ GİBİDİR:
Yasaların anayasaya uygunluğunu denetleyecek bir anayasa mahkemesi kurulacak.
Ücretsiz okul yemekleri devam edecek.
Okullar, ders kitaplarındaki KDV artışı için tazminat alacak.
Eğitimde uzun vadeli cezalar üzerine müzakereler yapılacak.
Uluslararası öğrenci sayısı azaltılacak.
Hollanda Yayın Kurumu (NPO) yeniden yapılandırılacak.
2027 sonunda, vergi skandalından mağdur olan herkes tam olarak tazmin edilecek.
Ülkeyi girişimciler için daha cazip hale getirmek amacıyla bir girişimcilik zirvesi düzenlenecek.
Otoyollarda mümkün olduğunda 130 km/s hız limiti yeniden uygulanacak.
Sağlık sigortası kapsamındaki kişisel katılım payı 2027’den itibaren 165 Euro’ya düşürülecek.
Az nüfuslu bölgeler için “düşük nüfus ödeneği” getirilecek.
Savunma için çok daha fazla para ayrılacak.
Enerji desteği fonu devam ettirilecek. 2025 ve 2026 yıllarında fon bütçeye dahil edilecek.
Uzun mesafeli uçuşlar için hava vergisi artırılacak.
Daha sıkı bir iltica politikası uygulanacak.
Ek bir vergi dilimi getirilecek ve ilk dilimdeki vergi oranı düşürülecek.
Hayvan hakları hayvan ticaretinde korunacak.
Teknik eğitimler İngilizce olarak verilmeye devam edecek.
Terörle mücadelede daha sıkı önlemler alınacak.
Organize suçla mücadele “en yüksek öncelik” olacak.
Ukrayna’ya olan Hollanda desteği gerektiği sürece devam edecek.
Çiftçilere hassas doğayı onarmaları için yardımcı olunacak.
Daha fazla nükleer santral açılacak ve üçüncü ve dördüncü nükleer santralin açılması gündemde olacak.
FACEBOOK YORUMLAR