Keskin Sirke Küpüne zarar

Hollanda’da her geçen gün ayrımcılık kokan haberlerin sayısı artmakta. Buna ebetteki Wilders liderliğindeki PVV partisinin katkısı büyük.  Bu katkının giderek artacağının sinyalleri verilmeye başlandı. 2012 gerçekleştiğini gördüğümüz yıl olacak demişti. Sonuçta hükümete kayıtsız şartsız destek olmadı, ebetteki hükümetin anahtarını elinde tutan kişi olarak, bir takım, istek, beklenti ve şartları var. 2012 yılını verilen sözlerin yerine getirileceği yıl olarak görmeliyiz.
Ede şehrinde son günlerde basına yansıyan haberleri okumuşsunuzdur.  Yabancı kökenli öğrenciler stajyer olarak alınmıyor. 2013 yılından itibaren Ede belediye yönetimi okullara her 4 Hollandalı karşılığında 1 yabancı öğrenci alma şartını getireceğini söylüyor.  Peçe yasağı geldi, ancak asıl istenilen kamu alanında başörtüsünün tamamen yasaklanmasıydı. Yine İslami kuruluşlara verilen sübvansiyonun ek denetime tabi tutulması ve azaltılması gündemde.  Hayvanların İslami üslülere göre kesilmesine yasak getirildi.
Aslında bütün bu uygulamaların Hollanda’ya kısa, orta veya uzun vadede hiçbir faydası olmayacağı gibi, aksine zararı dokunacaktır. Son derece popülist ve günü kurtarma yaklaşımından başka bir şey değildir. Hollanda’da 3 milyondan fazla yabancı yaşamakta, bu insanların dışlanması, ayrımcılığa uğraması, rengi veya dininden dolayı ötelenmesi, içlerine kapanmalarına ve kendi aralarında daha sıkı örgütlenmelerine neden olacaktır. Zaten Hollandalı ile arasındaki mesafeyi açmakta olan göçmenler ile Hollandalılar birbirinden uzaklaşıp kutuplaşacaktır. Bu kutuplaşma beraberinde birçok sorunu getirecektir. Bir Fransa veya İngiltere’de olan ayaklanma, sokakların, evlerin veya arabaların yağmalanması Hollanda da olmadı, nedenini ise, Hollanda’nın açık ve çok kültürlü sosyal yapısında aramak lazım. Gruplar arası çatışma, mahalle baskınları, yağmalama olmamıştır.  Ancak toplumun bu sosyal dinamiğini bozarsanız, aşırı sağ eğilimli kişilere daha fazla söz ve güvence verirseniz ve buna siyasetçi olarak kendi söylemlerinizi de ekleyip desteklerseniz, toplumu tamiri zor uçuruma itmiş olursunuz.
Ayrıca unutulmamalı ki, her ne kadar yeteri ve istenilen seviyede olmasa da, Hollanda’da yaşayan Türk Toplumunun arkasında güçlenen bir ülkesi var. Ancak bundan daha önemlisi bugüne kendi yağında kavrularak gelmiş, toplumun ve iş hayatının her kademesinde yer alan bir Türk Toplumu var.
İki avukatın yıllar süren hukuk mücadelesini kazanarak, Türk insanına uygulanan zorunlu uyum kurs ve sınavları resmen yürürlükten kaldırmasını sağlaması alkışlanacak bir başarıdır.  Demek ki, Hukuk var ve işliyor. 

Hollanda maalesef eski Hollanda değil, ancak değişen sadece Hollanda değil, halk ve halkın anlayışı. 50 yıldır ülkesinde yaşayan ve 4 kuşaktır bu ülke için çalışan, üreten ve vergisini veren, toplumcul, yapıcı ve sağlam aile yapısına sahip Türk insanını benimsemedilerse, suç kimde diye sormak lazım.

Aşırı sağ eğilimi ve yabancı düşmanlığı Avrupa tarihinin her döneminde farklı ülkelerde boy göstermiş ancak hiç birinin ömrü uzun sürmemiştir.  Çünkü artık kendilerine, kendi huzur ve güvenlerine zarar verecek boyuta gelmiş ve bunun kendileri ve ülkelerinin geleceği için son derece zararlı olduğunu görüp, bu akımları sonlandırmışlardır.   Hollanda da farklı olmayacak.