Reklam

Bakanlar Kurulu Toplantısı

Başkan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş: (3) "Biz Türkiye olarak Suriye'nin kuzeyinde Kürt kardeşlerimizin varlığından rahatsız değiliz ancak herhangi bir terör örgütünün Suriye'nin kuzeyini bir terör devleti haline getirmesinden rahatsızız. Onun için de ne önceden ilan edilen bir takım sözde kantonların ne de böyle sözde özerklik ilanlarının bizim açımızdan hiçbir karşılığı, hiçbir anlamı, hiçbir değeri yoktur" "Orada DEAŞ'ı oradan çıkaralım derken, oradaki demografik yapıyı değiştirecek şekilde getirip başka bir silahlı örgütü oraya yerleştirmek Suriye barışına katkıda bulunmaz. Türkiye olarak böyle bir oldu bittiyi asla kabul etmeyeceğimizi ve bu ilan edilen sözde özerklik vesaire benzerlerinin bizim için hiçbir değeri olmadığını söylemek isterim" "(Hollanda'da bakanların engellenmesi ) Ortada bir kriz var. Çok derin bir kriz, öyle az buz bir kriz değil. Bu krizi biz çıkarmadık, işin bu noktaya gelmesini biz istemedik, biz planlamadık. Bu işin bu noktaya gelmesini sağlayanlar, bu krizi ortaya çıkaran sebepleri de ortadan kaldırmakla yükümlüdür"

Bakanlar Kurulu Toplantısı
Editör: Turkinfo.nl
13 Mart 2017 - 18:49
Başkan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Türkiye olarak Suriye'nin kuzeyinde Kürtler'in varlığından rahatsız olunmadığını belirterek, "Ancak herhangi bir terör örgütünün Suriye'nin kuzeyini bir terör devleti haline getirmesinden rahatsızız. Onun için de ne önceden ilan edilen bir takım sözde kantonların ne de böyle sözde özerklik ilanlarının bizim açımızdan hiçbir karşılığı, hiçbir anlamı, hiçbir değeri yoktur." dedi.

Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin "Hollanda ile yaşanan diplomatik krizin ardından Türkiye uluslararası hukuk yollarına başvuracak mı?" şeklindeki sorusu üzerine Kurtulmuş, "Orada gerçekten hem Türkiye'nin karşılaştığı, devlet olarak karşılaştığımız, bir bakanımızın karşılaştığı, Viyana Sözleşmesi'ne aykırı. Böyle bir şey olamaz. Siz, diplomatik koruma altında olan birisini tabiri caizse ülkenizden sınır dışı ediyorsunuz. Maalesef bir yerde, bir sokakta, bir arabanın içinde saatlerce tabiri caizse gözaltında tutuyorsunuz. Bu kabul edilemez ve uluslararası hukukun ihlalidir." yanıtını verdi.

Kurtulmuş, bunun için Hollanda'nın tüm yaptıkları yanlışları görmeleri ve telafi etmeleri gerektiğinin altını çizerek, "Ayrıca orada yaralanan vatandaşlarımız, ifade özgürlüklerini kullanırken her türlü hakarete, her türlü vahşete maruz kalan vatandaşlarımız, onlar da herhalde haklarını, hukukunu arayacaktır. Türkiye'de bu konuda vatandaşlarının haklarının aranması konusunda her türlü desteği verecektir." dedi.

Açıklanan yaptırımlara rağmen geri adım olmaması halinde Hollanda'ya ekonomik herhangi bir yaptırımın görüşülüp görüşülmediğine ilişkin olarak da Kurtulmuş, şu anda yapılanlara misliyle mukabelede bulunulduğunu dile getirdi.

Kurtulmuş, konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

"Dışişleri Bakanımızın uçağına iniş izni verilmemiştir. Biz de bu yıl içerisinde topluca yılbaşında verdiğimiz bütün diplomatik uçakların yani Hollandalı bakanları, diplomatik personeli taşıyan uçakların Türkiye'ye inmesi ya da Türk hava sahasını kullanmasını yasaklıyoruz.

Onlar bizim Bakanımızı Hollanda sınırının dışına attılar, çıkardılar. Biz de Hollanda'nın şu anda yurt dışında olan Ankara'daki misyon şefini yani Hollanda Büyükelçisinin, Hollanda bu durumu düzeltene kadar Türkiye'ye gelmesine izin vermiyoruz. Dolayısıyla şimdi bakacağız, onların bu durumu düzeltmek için hangi adımlar atacağını gözden geçireceğiz. Ona göre gerekiyorsa Türkiye ilave kararlar da alır."

Bir gazetecinin, "Türkiye'nin özür tarafı var ama bir taraftan da Hollanda Başbakanından gelen 'özür dilenmeyeceğine' dair bir açıklama var. Türkiye'nin beklediği özür sözlü ya da yazılı olarak gelmezse Türkiye'nin tavrı ne olacak?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Tekrar söylüyorum. Ortada bir kriz var. Çok derin bir kriz, öyle az buz bir kriz değil. Bu krizi biz çıkarmadık, işin bu noktaya gelmesini biz istemedik, biz planlamadık. Bu işin bu noktaya gelmesini sağlayanlar, bu krizi ortaya çıkaran sebepleri de ortadan kaldırmakla yükümlüdür. Dolayısıyla ben bu işi telafi edecek adımları Hollandalıların atacağını düşünüyorum, atacağını görüyorum. Ümit ederim ki en kısa zaman içerisinde bu adımları atarlar." diye konuştu.

Kurtulmuş, "Daha önce Sayın Başbakanın açıkladığı 20 Mart'ta Danimarka'ya bir ziyaret söz konusu olacaktı. Danimarka Başbakanından ziyaretin ertelenmesi yönünde bir açıklama geldi. Sayın Başbakan, o ziyareti erteleyecek mi ya da 16 Nisan sonrasında mı olacak? " sorusu üzerine ise "Sayın Başbakanımız, Danimarka ziyaretini zaten Danimarka'nın Ankara Büyükelçisi de başka bir programı planlanan günde, önümüzdeki hafta Pazartesi günü için planlanmıştı, o gün de başka bir programı olduğu için zaten tehir ettiğini Danimarka Büyükelçisine bildirmişti. Dolayısıyla Danimarkalı Sayın Başbakanın bu ziyareti tehir edilmesine ilişkin görüşü, Sayın Başbakanımızın ziyaretin tehir edilmesi talebinden sonra gündeme gelmiştir. Zaten, önceden Başbakanımızın programından tehir ettiği bir görüşmedir."

- "Sözde özerklik ilanlarının bizim açımızdan hiçbir anlamı yok"

"Membiç'te PYD'nin öz yönetim ilanı duyuruldu. Bununla ilgili görüşmeler yapıldı mı?" sorusunu üzerine Türkiye'nin tavrının son derece açık olduğunu belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Biz, bunu ilgili tarafların hepsiyle konuşuyoruz. Biz Türkiye olarak Suriye'nin kuzeyinde Kürt kardeşlerimizin varlığından rahatsız değiliz ancak herhangi bir terör örgütünün Suriye'nin kuzeyini bir terör devleti haline getirmesinden rahatsızız. Onun için de ne önceden ilan edilen bir takım sözde kantonların ne de böyle sözde özerklik ilanlarının bizim açımızdan hiçbir karşılığı, hiçbir anlamı, hiçbir değeri yoktur.

Türkiye Membiç'te bir oldu bittiye müsaade etmeyecektir. Bununla ilgili olarak da hem Amerikalılarla hem Ruslarla ilgili bütün muhataplarıyla konuşmaktadır. Daha evvelki birçok basın toplantısında konuştuğumuz gibi de Membiç Membiçlilerindir. Orada DEAŞ'ı oradan çıkaralım derken, oradaki demografik yapıyı değiştirecek şekilde getirip başka bir silahlı örgütü oraya yerleştirmek Suriye barışına katkıda bulunmaz. Türkiye olarak böyle bir oldu bittiyi asla kabul etmeyeceğimizi ve bu ilan edilen sözde özerklik vesaire benzerlerinin bizim için hiçbir değeri olmadığını söylemek isterim."

(Sürecek)

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum