Zaman Ayarlı Bomba Gibi: Pre-Diyabet, Sadece Diyabetin Ön Habercisi Değil
Hollanda’da yapılan çarpıcı bir araştırma, ülke genelinde yüz binlerce kişinin pre-diyabet hastası olduğunu ve bu kişilerin çoğunun durumundan habersiz yaşadığını ortaya koydu. Maastricht Üniversitesi Tıp Merkezi+ (MUMC+) tarafından yürütülen bu geniş çaplı çalışma, pre-diyabetin sadece tip 2 diyabetin öncüsü olmadığını, aynı zamanda ciddi kalp ve damar hastalıkları için de güçlü bir risk faktörü olduğunu gösteriyor.
Pre-diyabet, kan şekeri seviyesinin normalin üzerinde ancak henüz diyabet teşhisi konulacak seviyede olmadığı bir ara evreyi ifade ediyor. Hollanda’da yaklaşık 1,4 milyon kişinin bu durumda olduğu tahmin ediliyor. Araştırmalar, bu kişilerin önümüzdeki sekiz yıl içinde kalp krizi veya felç geçirme riskinin belirgin şekilde arttığını ortaya koyuyor.
Kalp Krizi ya da Felç Riski %100 Gerçek
Uzmanlar, pre-diyabetin uzun yıllar boyunca fark edilmeden ilerleyebileceğini ve bu süreçte kalp damar sistemine zarar verebileceğini vurguluyor. Metabolizmanın sessizce bozulduğu bu dönemde, kalp kasları zayıflayabilir, damar tıkanıklıkları oluşabilir ve felç riski dramatik biçimde yükselebilir. Bu nedenle pre-diyabet, "vücutta zaman ayarlı bomba" olarak tanımlanıyor.
Erken Teşhis Hayat Kurtarır
Araştırmacılar, bu yüksek risk grubunda yer alan kişilerin erken teşhis ve yaşam tarzı değişiklikleriyle sağlıklarını koruyabileceklerini belirtiyor. Sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, sigaradan uzak durma ve yeterli uyku gibi temel önlemlerle, hem diyabet hem de kalp-damar hastalıklarının önüne geçilebileceği vurgulanıyor.
MUMC+ uzmanları, özellikle 40 yaş üstü bireylerin düzenli olarak kan şekeri kontrolleri yaptırmalarını, ailede diyabet öyküsü bulunanların ise daha dikkatli olmalarını tavsiye ediyor.
Sağlık Politikaları İçin Uyarı Niteliğinde
Bu kapsamlı araştırma, yalnızca bireyleri değil, aynı zamanda sağlık politikalarını da ilgilendiriyor. Önlenebilir hastalıklar kapsamında değerlendirilen pre-diyabet, sağlık sistemlerine ciddi yükler getiriyor. Bu nedenle erken teşhis programlarının yaygınlaştırılması ve toplumun farkındalık düzeyinin artırılması büyük önem taşıyor.
Sessiz Tehlikeye Karşı Sessiz Kalmayın
Pre-diyabet, genellikle belirti vermediği için göz ardı ediliyor. Ancak bu durum, milyonlarca insanı kalp krizi ve felç gibi ölümcül sonuçlarla baş başa bırakabilir. Erken teşhis ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları, bu riski önemli ölçüde azaltabilir. Kendinize ve sevdiklerinize bir iyilik yapın: Şekerinizi ölçtürün, riskinizi öğrenin, önlem alın.
©TURKİNFO.NL
Yorumlar
Kalan Karakter: