Reklam

NATO PA 62. Genel Kurulu

Milli Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Öztürk: "Hatırlanacağı üzere 1990'larda Soğuk Savaş'ın sonunda Avrupa devletlerinin AB ve NATO'ya üyeliklerine dair bir mutabakat vardı. Eski Sovyet ülkelerinin hepsi AB'ye alındı. Sadece Türkiye tek başına bırakıldı. Avrupa entegrasyon sürecinde desteklenmedik" "Mültecilere bir ülkede bütün uluslararası toplum adına ev sahipliği yapılır. Normalde uluslararası toplumun da bu mültecilerin insani ihtiyaçlarına bir katkı yapması beklenir. Fakat son 5 yıldır 25 milyar dolar harcadık. Bundan şikayet etmiyoruz. BM kuruluşlarından bu süre içerisinde gelen toplam yardım 780 milyon dolar" "Darbe girişimi yaşandığında, Meclis bombalandığında, insanlara sokakta ateş açıldığında, bu kadar insan hayatını kaybettiğinde, Türk demokrasisine saldırıldığında müttefiklerimizden dayanışma bildiri ve beyanlarını duyamadık"

NATO PA 62. Genel Kurulu
Editör: Turkinfo.nl
19 Kasım 2016 - 06:13
Milli Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Basat Öztürk, "Hatırlanacağı üzere 1990'larda Soğuk Savaş'ın sonunda Avrupa devletlerinin Avrupa Birliği (AB) ve NATO'ya üyeliklerine dair bir mutabakat vardı. Eski Sovyet ülkelerinin hepsi AB'ye alındı. Sadece Türkiye tek başına bırakıldı. Avrupa entegrasyon sürecinde desteklenmedik." dedi.

Öztürk, Hilton İstanbul Bomonti Otel'de düzenlenen NATO PA 62. Genel Kurulu kapsamında düzenlenen "Savunma ve Güvenlik Komitesi" toplantısında "NATO'nun Yeni Caydırıcılık Tutumunda Türkiye'nin Rolü" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

Önemli bir toplantıda bulunmaktan son derece mutlu olduğunu dile getiren Öztürk, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın iyi dileklerini iletti.

Öztürk, ittifaka yönelik iki türlü tehdit ve risk olduğunu aktararak, asıl riskin ittifakın içerisinde olduğunu söyledi.

Kritik bir zamanda olduklarını, ittifakın dışarıdan ve içeriden çokça risk altında olduğunu dile getiren Öztürk, "İttifaka Türk bakış açısını yerinde duymanız için burada bulunmanız çok önemli. 'Dayanışma ve birlik' kelimelerini her seferinde söylesek de Türkiye'den bakınca bu dayanışma ve birlik düzeyini müttefiklerimizden beklediğimiz düzeyde göremedik. Tabii ki eleştirmek kolaydır. Bu savı desteklemek isterim. Neden Türkiye'deki insanlar böyle hissediyor? Türkiye, 1952'de ittifaka katıldığında çok güçlü bir müttefikti ve hala da öyle. Türkiye'nin ittifaktaki yerine dair çok az bilgisi olanlar bile kabul edecektir ki Türkiye ittifak için önemli ve değerlidir. Türkiye, Soğuk Savaş döneminde ittifaka çok önemli katkılar verdi. Türkiye halkı çok büyük bir bedel ödedi sağlam bir müttefik olmak adına. Bizim kıymetli ve nadir kaynakları yalnızca Türkiye için değil bütün ittifak için harcamamız gerekiyordu. Sonrasında ne oldu? Allah'a şükür ittifak, Soğuk Savaşı kazandı. Bu rekabeti Sovyetler Birliği sürdüremedi."

İttifakın Soğuk Savaşı kazanmasının sürpriz olmadığını belirten Öztürk, sonrasında ise rehavet dönemi yaşandığını anlattı.

Basat Öztürk, Soğuk Savaş sonrasında Avrupalı eski Sovyet ülkelerinin AB gibi yapılara katıldığını hatırlattı.


- "Türkiye'yi AB dışında bırakmak stratejik bir hataydı"

Bazı insanların bunu tarihin sonu olarak gördüğünü vurgulayan Öztürk, şöyle devam etti:

"Bu stratejik hatalar, stratejik bir zafer sonrasında yapılmaya başlandı. Batı ittifakının hatalarından birisi Türkiye'yi dışarıda bırakmaktı. Türkiye'yi AB dışında bırakmak stratejik bir hataydı. Maalesef bu hata hala devam ediyor. Hatırlanacağı üzere 1990'larda Soğuk Savaş'ın sonunda Avrupa devletlerinin AB ve NATO'ya üyeliklerine dair bir mutabakat vardı. Eski Sovyet ülkelerinin hepsi AB'ye alındı. Sadece Türkiye tek başına bırakıldı. Avrupa entegrasyon sürecinde desteklenmedik. 1997'de Batı Avrupa Birliği'nde tam üyelerle eşit haklara sahip olduk. Buna savunma ve güvenlik meselelerinde istişare de dahildi. 2 yıl mutlu kalabildik. Sonrasında 1999'da gelen deklerasyonla AB farklı bir yön seçti. AB'nin savunma ve güvenlik kimliğini değiştirmesine karşı değiliz ama biz parçası olmak istiyorduk. Bu yeni projeye katılmamıza müsaade edilmedi."

Basat Öztürk, Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınmasının ortaya çıkardığı sıkıntıları anımsatarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yıl sonuna kadar sonuç almak için çalışmalarını sürdürdüğüne vurgu yaptı.


- Türkiye, mülteciler konusunda yalnız bırakıldı

Öztürk, Ortadoğu ve Karadeniz'deki sorunların Türkiye'nin civarında olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'nin rolü o kadar kritik ki... Eğer Türkiye 3 milyonu aşkın mülteciye ev sahipliği yapamasaydı, bu insanlar Avrupa'ya gidecekti. Biz bu insanları Türkiye'de tutuyoruz. Bunu sadece hayır için yapmıyoruz. Bunu Türkiye'nin insani vazifesi olarak görüyoruz. Mültecilere bir ülkede bütün uluslararası toplum adına ev sahipliği yapılır. Normalde uluslararası toplumun da bu mültecilerin insani ihtiyaçlarına bir katkı yapması beklenir. Fakat son 5 yıldır 25 milyar dolar harcadık. Bundan şikayet etmiyoruz. BM kuruluşlarından bu süre içerisinde gelen toplam yardım 780 milyon dolar. Gördüğünüz gibi bu da gerçekleşmeyen bir boyut."

Milli Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Basat Öztürk, bu bağlamda dayanışma olmadığını dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Mülteciler sorununu tanıyorsunuz fakat müttefikiniz Türkiye'nin bu kadar mülteciye baktığına ve elinden geleni yaptığına değinmiyorsunuz. Bu sorun, AB'yi çözebilecek bir şeydir. DEAŞ, PYD, YPG ve PKK teröründen muzdaribiz. Biz bu bedelleri ödüyoruz. Ev sahipliği yapılan mültecilere ilaveten bir terör diyarıyla karşı karşıyayız. Terörün bütün çeşitleriyle mücadele ediyoruz. Burada da yalnız bırakılıyoruz. Müttefiklerimizden terörle mücadelede beklenen uyum ve dayanışmayı göremiyoruz. DEAŞ'e karşı savaşıyoruz ama basında Türkiye'nin DEAŞ'a yardım ettiği ve petrol aldığına dair haberler oldu. Bu bir kara propaganda. Müttefiklerimiz buna nasıl inanır? Bu da Türkiye'de şaşırdığımız ve hatta hakaret olarak gördüğümüz bir şey."

Yalnızca Türkiye'nin savunmasını yapmadıklarına vurgu yapan Öztürk, Türkiye'nin Karadeniz'de de istikrarın ve güvenin savunucusu olduğunu söyledi.

Öztürk, ittifakın operasyonlarına katkı için Türkiye'nin elinden geleni yaptığını anımsatarak, Türkiye'nin ittifaka katkısına rağmen hiçbir şekilde beklenen dayanışmanın gösterilmediğini kaydetti.


- "Müttefiklerimiz darbe girişimine gereken tepkiyi vermedi"

Türkiye'nin ittifakın içerisinde uzun zamandır yer aldığını aktaran Öztürk, 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin ise şunları söyledi:

"Darbe girişimi yaşandığında, Meclis bombalandığında, insanlara sokakta ateş açıldığında, bu kadar insan hayatını kaybettiğinde, Türk demokrasisine saldırıldığında müttefiklerimizden dayanışma bildiri ve beyanlarını duyamadık. Savunma ve Dışişleri bakanlarının Türkiye'yi ziyaret ettiklerini göremedik. Sadece birkaç müttefik bunu yerinde ve zamanında gördü."

Öztürk, konuşmasının ardından İngiliz ve Hollandalı parlamenterlerin Türkiye'nin Çin ve Rusya'yla ilişkileri ve savunma sistemlerine dair yöneltilen soruları cevaplandırdı.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum