Tıp Bayramı programı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (5) "Avrupa ülkelerine, meydanı faşistlere, yabancı düşmanlarına bırakmamaları gerektiğini, çok ciddi zararlar göreceklerini defaatle söyledik. Son bir haftadır yaşadıklarımız maalesef endişelerimizin haklılığını ortaya çıkarmıştır. İşte cumartesi gecesi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza sergilenen saygısızlık, sadece Türkiye'ye, Türk milletine, bu milletin bir ferdine değil, uluslararası hukuka ve diplomasiye yapılmıştır" "Artık Avrupa Birliği, kendisiyle işbirliği yapmak isteyenler için hukukun, insan haklarının, özgürlüklerin sembolü olmaktan da çıkmıştır. Avrupa, haydut devletlerin insafına terk edilemeyecek kadar önemli bir kıtadır. Bunun için tüm dünyayı, Avrupa'daki endişe verici gelişmeler karşısında daha duyarlı olmaya, kararlı bir duruş sergilemeye davet ediyorum" "Devletler arası münasebetleri düzenleyen tüm teamüller, Viyana Sözleşmesi, Avrupa Birliği kriterleri, Hollanda yönetimi tarafından ayaklar altına alınmıştır. Avrupa'nın savunduğunu iddia ettiği demokrasi, ifade özgürlüğü, toplanma hürriyeti, kadına ve insana saygı gibi değerlerin milyarlarca insanın gözünde artık hükmü kalmamıştır. Hollanda'nın bu haydutluğuna sahip çıkan ülkeler de tüm itibarlarını yitirmişlerdir" "Ben de buradan Hollanda'ya, Almanya'ya sesleniyorum. Türkiye'ye düşmanlık güdenlere, oralardaki tüm yabancılara, Müslüman kardeşlerime, Türklere diyorum ki 'Gelin oylarınızı verirken sakın ha bu ikiliye oy vermeyin.' Açık net söylüyorum. Her ne kadar buradan hayır kampanyası için oralara gidenler varsa da o tuzağa da düşmeyin"

Tıp Bayramı programı
Editör: Turkinfo.nl
14 Mart 2017 - 10:01
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Avrupa ülkelerine, meydanı faşistlere, yabancı düşmanlarına bırakmamaları gerektiğini, çok ciddi zararlar göreceklerini defaatle söyledik. Son bir haftadır yaşadıklarımız maalesef endişelerimizin haklılığını ortaya çıkarmıştır. İşte cumartesi gecesi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza sergilenen saygısızlık, sadece Türkiye'ye, Türk milletine, bu milletin bir ferdine değil, uluslararası hukuka ve diplomasiye yapılmıştır." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Sağlık Bakanlığınca düzenlenen "Tıp Bayramı" programında konuştu.

Milletten aldıkları emaneti "namus" bildiklerini ve sahip çıktıklarını belirten Erdoğan, bu emaneti darbecilere, çetelere ve uluslararası güç odaklarına teslim etmediklerini bildirdi.

Hem 780 bin kilometrelik vatan toprağı içerisinde hem de dünyanın farklı ülkelerinde adaletin, hakkaniyetin, hukukun yanında saf tuttuklarını vurgulayan Erdoğan, "Bu ülkeyi ayakta tutan değerlerden binlerce yıldır insanımıza şahsiyet kazandıran hasletlerden asla taviz vermedik. Türkiye'nin büyümesi birileri için nasıl umut olmuşsa emin olun bazı çevrelerinde kabusu oldu, Hollanda gibi, Almanya gibi." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdiye kadar yaptıkları köprülere, Marmaray'a ve Avrasya Tüneli'ne "hayır" dendiğini anımsatarak, "Şimdi 18 Mart Çanakkale Köprüsü yapılıyor, ona da 'hayır' derler. Onlara rağmen biz 'evet' dedik ve yolu açtık. İnşallah 18 Mart'ta temeli atıyoruz. Dünyanın bir numaralı köprüsü. Artık Avrupa'dan gelen bütün araçlar İstanbul'a girmeden hemen Tekirdağ, Eceabat oradan Gelibolu, Lapseki'den geçecek ve yoluna devam edecek." dedi.

"Vakit nakittir" anlayışıyla ülkeye hem zaman hem de başka şeyler kazandırıldığına işaret eden Erdoğan, dünyaya da "Biz güçlü bir ülkeyiz, biz Türkiyeyiz"in gösterileceğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özgüveni artan, güçlü bağımsız bir Türkiye'nin, IMF kapılarında birkaç milyon dolara el açan bir ülkeye alışanları şaşkına uğrattığını söyledi.

Göreve geldiklerinde IMF'ye olan borcun 23,5 milyar dolar olduğunu anımsatan Erdoğan, bu borcun bittiğini ve IMF'in kendilerinden borç istediğini hatırlattı. Erdoğan, Merkez Bankası rezervinde de 120 milyar dolar olduğunu, Türkiye'nin kaynaklarını da çeşitlendirdiğini belirtti.

Çanakkale Köprüsü'nün de yaklaşık 11 milyar dolarlık maliyetinin yarısının Kore girişimcisi, diğer yarısının da Türk girişimciler tarafından karşılanarak yapılacağını, belli bir süre işletildikten sonra köprünün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne kalacağını anlattı.

- "Her şeyi kırıp dökmeye başladılar

"İş bilenin, kılıç kuşananındır" sözünü anımsatan Erdoğan, "Eski Türkiye'ye alışanlar, bugünkü Türkiye'nin duruşunu kabullenemedikleri için aynen züccaciye dükkanına girmiş fil gibi kendi değerlerini, insan haklarını, uluslararası hukuku çiğnemeye, her şeyi kırıp dökmeye başladılar." değerlendirmesinde bulundu.

Recep Tayyip Erdoğan, bazı Avrupa ülkelerinin "ırkçı ve faşist partilerin oyuncağı" haline dönüştüğüne işaret ederek, uzun zamandır Avrupa'da yükselen ırkçılığa, İslam ve yabancı düşmanlığına dikkat çektiklerini ve her yerde muhataplarını bu konuda ikaz ettiklerini söyledi.

Mülteciler üzerinden yürütülen tartışmaların, sınır kapılarında bu insanlara yapılan muamelelerin orta ve uzun vadede en büyük zararı yine Avrupa ülkelerine vereceğini defalarca söylediklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Avrupa ülkelerine, meydanı faşistlere, yabancı düşmanlarına bırakmamaları gerektiğini, çok ciddi zararlar göreceklerini defaatle söyledik. Son bir haftadır yaşadıklarımız maalesef endişelerimizin haklılığını ortaya çıkarmıştır. İşte cumartesi gecesi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza sergilenen saygısızlık, sadece Türkiye'ye, Türk milletine, bu milletin bir ferdine değil, uluslararası hukuka ve diplomasiye yapılmıştır. Devletler arası münasebetleri düzenleyen tüm teamüller, Viyana Sözleşmesi, Avrupa Birliği kriterleri, Hollanda yönetimi tarafından ayaklar altına alınmıştır. Avrupa'nın savunduğunu iddia ettiği demokrasi, ifade özgürlüğü, toplanma hürriyeti, kadına ve insana saygı gibi değerlerin milyarlarca insanın gözünde artık hükmü kalmamıştır. Hollanda'nın bu haydutluğuna sahip çıkan ülkeler de tüm itibarlarını yitirmişlerdir. Çıkmış Almanya'nın Şansölyesi, 'Ben Hollanda'nın yanındayım.' diyor. Senin ondan zaten farkının olmadığını biliyoruz. Başka bir şey beklemiyoruz zaten o da atlarıyla, itleriyle saldırıyor, sen de atlarınla itlerinle saldırıyorsun, farkınız yok, aynısınız."

- "O tuzağa da düşmeyin"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzonlu Hüseyin Kurt'un üzerine köpekle saldırıldığını ve aldığı yaradan dolayı 3 ay işe gidemeyeceğini, Kurt'la görüşerek "acil şifalar" dilediğini belirtti.

Buna benzer 7 kişinin ve toplam 32 kişinin darp edildiğini belirten Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Bütün bunlar ortadayken Avrupa'nın bazı ülkelerinin buna bu şekilde destek veriyor olması manidardır. Mesele ne? Yarın orada seçim varmış, işte bir tane ırkçı başa güreşiyormuş, bir tane de şu andaki yönetimde bulunan parti, ikisi yarışıyormuş. Ben de buradan Hollanda'ya, Almanya'ya sesleniyorum. Türkiye'ye düşmanlık güdenlere, oralardaki tüm yabancılara, Müslüman kardeşlerime, Türklere diyorum ki 'Gelin oylarınızı verirken sakın ha bu ikiliye oy vermeyin.' Açık net söylüyorum. Her ne kadar buradan hayır kampanyası için oralara gidenler varsa da o tuzağa da düşmeyin. Bu çok başka bir şey. Türkiye'ye, Türk milletine, Türkiye'nin bakanına orada bu şekilde hareket edenler, bizim konsolosluğumuz bizim toprağımızdır uluslararası hukukta. Oraya o ülke müdahale edemez. Sen mi öyle yapıyorsun? O zaman Türkiye'deki büyükelçiliklerine de konsolosluklarına da bizler mütekabiliyetle giriş çıkışı yasaklamış vaziyetteyiz."

- "Özürle bu iş geçiştirilemez"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Kurulunun aldığı kararları açıkladığını anımsatarak, daha çalışacaklarını, yapmaları gereken başka şeyler de olduğunu bildirdi. Erdoğan, "Bu millet sıradan bir millet değil, tanıyacaklar. Yapılan yanlışların bedelini... Öyle özürle mözürle bu iş geçiştirilemez. Yapılacak daha çok şeyler var. Bundan sonra Hollanda başta olmak üzere Neonazi zihniyetine esir olan bir kaç oy için en temel insani değerleri yok sayan ülkelerin hiçbir inandırıcılığı olmayacaktır. Hollanda cumartesi gecesi sergilediği devlet terörüyle altını çizerek söylüyorum, en büyük zararı, Avrupa'ya ve Avrupa Birliğine vermiştir." dedi.

Avrupa Birliği'nin artık kendisiyle işbirliği yapmak isteyenler için hukukun, insan haklarının, özgürlüklerin sembolü olmaktan çıktığını vurgulayan Erdoğan, Avrupa'nın, haydut devletlerin insafına terk edilemeyecek kadar önemli bir kıta olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Bunun için tüm dünyayı Avrupa'daki endişe verici gelişmeler karşısında daha duyarlı olmaya, kararlı bir duruş sergilemeye davet ediyoruz. Maruz kaldığımız insanlık dışı davranış karşısında ülkemize destek olan ve uluslararası hukuku gözeten tüm dostlarımıza da buradan özellikle şükranlarımı sunuyorum. Elbette biz yapılanların hesabını hukuk, mütekabiliyet ve diploması çerçevesinde soracağız. Kuru bir özürle de yine söylüyorum, paçayı kurtaracaklarını sananlara nasıl bir yanlış içine düştüklerini muhakkak göstereceğiz."

- "Bu mesele artık sadece Türkiye'nin meselesi değildir"

Bakanlar Kurulu toplantısından Hollanda'ya karşı 4 maddelik siyasi yaptırım kararı çıktığını anımsatan Erdoğan, "Başta dönem başkanlığını yürüttüğümüz İslam İşbirliği Teşkilatı olmak üzere tüm platformları kullanarak yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslam karşıtlığı ile mücadeleyi daha da yoğunlaştıracağız. Çünkü bu mesele artık sadece Türkiye'nin meselesi değildir. Artık kirli yüzünü gösteren bu faşizm, Avrupa'da yaşayan tüm Müslümanları, tüm yabancıları olumsuz etkilemektedir." değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, yaşanan son hadiselerin bir uyanışa, silkinişe vesile olduğunu düşündüğünü belirterek, İslam İşbirliği Teşkilatının açıkladığı destek beyanını da bu yönde atılmış doğru ve anlamlı bir adım olarak gördüğünü bildirdi.

Türkiye'nin her türlü zorluğu, tüm kirli kumpasları bozacak güce ve imkana sahip olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizler Allah'a ram olarak, milletimize güvenerek, yolumuza devam edeceğiz. 16 Nisan'da yapılacak halk oylaması Türkiye düşmanlarına verilecek en güzel cevap olacaktır. Burada bir tercih var. Bir tarafta Kandil var, Kandil'in uzantıları var, İmralı var. İşte Avrupa'da görüyorsunuz, bölücü terör örgütünün başının posterleri her yerde asılı ve orada gidip 'hayır' kampanyası yapanlar var ve bunun için gayret gösterenlerin ülkemizde de uzantıları var. Ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar, milletimizin basireti onların oyunlarını başlarına geçirecektir. Türkiye'deki halk oylaması konusunda açıkça taraf olan, kampanya yürüten ülkelere hak ettikleri dersi milletimiz 16 Nisan'da sandık başında en güzel şekilde verecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık çalışanlarına 2014'te yıpranma payına ilişkin bir söz verdiğini de anımsatarak, "5 yıla 1 yıl yıpranma payı olarak, bir sözüm vardı. Değerli kardeşlerim, 2 gün sonra parlamento kapanıyor ve burada bir yasal düzenleme yapılması gerektiği için inşallah 16 Nisan'dan hemen sonra biz bu yasal düzenlemeyi yapmak suretiyle bu yıpranma konusunu süratle çözeceğiz, onu ben tekrar burada ifade edeyim." dedi.

Erdoğan, konunun bizzat takipçisi olacağını sözlerine ekledi.

- Notlar

Programın sonunda Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğünce, 15 Temmuz gecesi 117 sağlık çalışanının yaşadığı hikayelerin toplandığı "Vatan için Sağlık Nöbetinde" isimli kitap, Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a takdim edildi.

Bakan Akdağ, ayrıca zarf içinde özel tasarım pullardan yapılan bir portföyü de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sundu.

(Bitti)

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum