ALLAH'IN GÖRMEK İSTEDİĞİ GİBİ BİR DİNE İNANMAK.
Yayınlanma :
09.11.2019 21:40
Güncelleme
: 09.11.2019 21:40
NASIL BİR NESİL...Birilerine göre ideal bir nesil olmak inançlara bağlı olmakla sağlanıyor, yani Kuran nesli, sık sık yapılan bu tür etkinliklerde platformlarda minicik kızların ellerine tutuşturulmuş namaza davet kızlar namazını seviyor yazıları. Kimse kimsenin inancını sorgulama yetkisine sahip değil. Ben birilerinin istediği gibi inanmak zorunda değilim, ama benim inandığım din, Allah'ın beni görmek istediği manada inandığım dindir, çocuklarımı da bu duyguyla inanca bağlamak dine olan saygımın adı dır. Bugün bu saygınlıkta yaşanması gereken inancın siyasete çekildiğini düşünmek, Türk toplumunun inanç değerlerinden hızla uzaklaşmasıdır. Ama aksine hala din saygınlığının tüketildiğinin farkında olmayanlarda var. Aziz Nesin'in yıllar önce dediği gibi. ''Bir din tücçarı taciri yobaz çıksa tuvalete gitmek günah diye fetva verse, tuvalete gitmeyecek ve altına yapacak o kadar çok salak var ki bu ülkede'' İşte benim ülkemde buna inanacak kadar kör ve sağır cahil olanlar, bu gün ülkenin geldiği noktadaki kaderini çizenlerdir. Akıl ve bilimsel değerlerin yok sayıldığı bir eğitim anlayışıyla cumhuriyet demokrasi kendini güvence altında göremez. Din duygusunu topluma farklı biçimde yansıtmaya çalışmak ülkenin çok şey kaybetmesi demektir. Çağdaş eğitim anlayışı, aydınlık bir düşüncenin var olması, okuyan bir toplum olmak karanlıklardan kurtulmanın tek çaresidir. Bir japon yılda ortalama 25-30, İsviçreli 15, Fransız 10 kitap okurken Bir Türk 10 yılda bir kitap okuyabiliyor, yani 85 milyonun ancak 85 bini düzenli kitap okuyor, işte Türkiyenin geldiği eğitim düzeni. Şimdi çağdaş eğitim yerine, küçücük çocukları daha küçücük yaşlarında Dİn eksenli eğitime yönlendirmemiz doğru değil. Toplumun tüm tepkisine rağmen dinsel bir nesil yetiştirmek adına çalışmak laik bir ülkede cumhuriyete demokrasiye tüm aydınlığa karşı gelmektir. Sürekli camiler yapıyoruz ama içinde namaz kılacak cemaat yok, ama benim ülkemde kütüphane açılmıyor, 85 milyonluk bir ülkede 2000 sayısına bile ulaşmaayan kütüphane var. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkesinde Almanya da 20 bine yakın kütüphane var, işte Batı ile aramızdaki eğitim ve düşünce farkı bu. Birileri '' Matematik, Fizik, müzik yerine dinden daha çok söz edilmesi gerek '' diyor. Kimse kimsenin inancını sorgulama hakkına sahip değil bu ülkede. Din her zaman özgür olmak ve saygıyla anılmak ister. İnançları bir takım çıkar uğruna siyasete bulaştırmak asıl o zaman yanlış olur. Türk halkı dinine bağlı duyarlı bir toplumdur, bırakalım herkes inancını Allahın görmek istediği biçimde yapsın. Bugün sisteme hakim olanların, kısır çekişmeler yerine daha sağ duyulu davranmaları gerektiğine inanıyorum. Türkiye zor yılların içinden aydınlığa çıkacaktır buna inancımı asla kaybetmedim. Bu vesileyle bize cumhuriyeti, demokrasiyi, özgür bir toplum olmayı, akıl ve bilim değerlerini, aydın ve çağdaş bir yaşam bicimini hediye eden Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 81 yılında saygıyla anıyorum...
Prof. Dr. Levent Seçer
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: