Bu konuda Atatürk’ün şu sözü çok önemli ve ölümsüz bir sözdür:
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
Evet, Atatürk ölmedi; ölen, her canlıda olduğu gibi, O’nun naçiz vücududur. Ama O, fikirleriyle kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ile hâlâ yaşıyor ve yaşamaya da devam edecektir.
Dünyada bir ilke imza atan UNESCO, 1981 yılını Atatürk’ün 100. doğum yıldönümü nedeniyle “ATATÜRK YILI” ilan etmiştir. UNESCO aldığı kararda Atatürk'ü "uluslararası anlayış, iş birliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün bir kişi" ve "sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önderlerden biri” olarak tanımlamıştır.
Biz de Atatürk’ümüzü böylesi çağdaş fikir ve yorumlarıyla anlatmayı sürdüreceğiz.
Atatürk’ü, Batı dillerinde çok önemli bir yere sahip olan emansipasyon kavramı ile açıklamak istiyoruz. Bu kavram Türkiye için belki yeni ama ileride mutlaka dilimizde hak ettiği yeri alacaktır.
Öyleyse önce “emansipasyon nedir?” diye soralım.
Emansipasyon kavramı ve hareketi, özellikle Fransız Devrimi’nin ve Aydınlanma’nın etkisiyle ortaya çıkmıştır. Böylece özgürlük, eşitlik ve kurtuluş gibi değerlerin ve kavramların merkezine yerleşmiştir. Başta Hollandaca olmak üzere Batı dillerinde, özgürlük, eşitlik ve kurtuluş yerine genellikle emansipasyon kavramı kullanılır ki bu da doğrudur ve yerleşmiştir.
Örneğin Hollanda, 1 Temmuz 1863 tarihinde çıkardığı Emansipasyon Yasası ile köleliği kaldırmıştır.
Atatürk de bizleri padişaha kul ve emperyalizme köle olmaktan kurtarıp özgür vatandaşlar haline getirmiştir. İşte bu da tam anlamıyla emansipasyondur.
Emansipasyon, ünlü ozanımız Nazım Hikmet’in de dediği gibi, insanın insana kulluğunu yok etmektir. Ne diyor Nazım?
“Yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim.”
İşte bu özgürlüktür, eşitliktir, kurtuluştur — kısaca emansipasyondur.
Emperyalizme karşı verilen ve kazanılan millî kurtuluş savaşları da emansipasyondur. Öyleyse Fransız Devrimi’nden etkilenip, insanları padişahın ve sonrasında emperyalizmin egemenliğinden kurtarıp eşit vatandaşlar haline getirmek, Cumhuriyet’in kuruluşu ile mümkün olmuştur. Bunun adı emansipasyondur.
Atatürk’ün yaptığı bütün devrimleri, sosyal hareketlerin hepsini emansipasyon kavramı altında görüp değerlendirebiliriz.
Çünkü emansipasyon demek özgürlük, eşitlik, kurtuluş demektir. Emansipasyon demek, bir ülkenin vatandaşlarının çağdaş ülkelerin vatandaşlarıyla eşit haklara sahip olması, kanun önünde eşit olmaları, özgürlük ve güven ortamında yaşamaları demektir.
Emansipasyon, bağımsız bir vatana sahip olmak; her türlü baskıdan ve engelden kurtulup özgür ve bağımsız bir vatandaş olarak yaşamaktır.
Emansipasyon, bir ulusun kendi kendini yönetmesidir. Yani Atatürk’ün dediği gibi:
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
Atatürk ve arkadaşları, Türk ulusuna bu vatanı sağladı; Cumhuriyet yönetimiyle vatandaşlarına eşit haklar getirdi; kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyarak kadınların emansipasyonunu gerçekleştirdi.
Bekir Cebeci
(Eski Güney Hollanda Eyalet Milletvekili)
Rotterdam, 8 Kasım 2025
E-mail: [email protected]
Yorumlar
Kalan Karakter: