Putin, bu duruma üçüncü dünya savaşının ayak sesleri diyor.
Sırada Türkiye mi var?
Bunların hepsi birer soru. Gerçekler başka.
Öncelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iç cephenin güçlendirilmesi ile ilgili demecinden başlayalım.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Türk milletinin birliği ve kardeşliği için söyledikleri çok önemlidir:
“Türkiye’nin en büyük ihtiyacı birlik ve kardeşlik siyasetidir. Birbirimize güvenerek, 86 milyon kalp kalbe vererek güzel yarınlara hep birlikte varacağız. Türkiye'nin kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya ihtiyacı var.”
Bu demeçler çok önemli ve çok doğru. Cumhurbaşkanı bu demeçleri 86 milyon adına veriyor.
Hedef; ulus olarak birlik ve dayanışma içinde olmalıyız. Böylece emperyalizmin “Böl ve yönet” oyununa gelmeyeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri ve ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk de 6 Mart 1922’de yapılan gizli oturumda iç cephenin önemini anlatan konuşmasında şöyle diyor:
“Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün milletin oluşturduğu cephedir. Dış cephe, ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe mağlup olabilir; fakat hiçbir zaman bir memleketi yok edemez. Memleketi temelinden yıkan iç cephenin çökmesidir. Bildiğiniz gibi eski Osmanlı tabirimizce, ‘Kale içinden yıkılır.’ İşte düşmanlarımız bizi içimizden yıkmaya çalışıyorlar.”
İç cepheyi güçlendirmek, kaleyi içten yıktırmamak için hangi görüşte olursak olalım millet olarak, ulus olarak belli ortak millî ve ortak değerlerde birleşmemiz gerekiyor. Çünkü görüş farklılığı demokrasinin gereğidir. Ama görüş farklılıkları hiçbir zaman bizi, vatanımızı, milletimizi ve devletimizi korumaktan alıkoyamaz. Koymamalıdır.
KALE İÇTEN YIKILIR VE KURULUR
Kale içten yıkıldığı gibi, kale içten de kurulur. İç kaleyi yani iç cepheyi güçlendirmek için bizleri bir arada tutan millî ve ortak değerlerimize sahip çıkmalıyız.
Bu millî ve ortak değerlerimiz şunlardır:
-
Atatürk ve Cumhuriyetimizdir. Bütün uluslar kurucu liderlerine sahip çıkarak ülkelerini yaşatırlar. Bizler de Atatürk ve Cumhuriyetimiz bayrağı altında birleşmeye devam etmeliyiz.
-
Vatanımızın bölünmez bütünlüğü. Vatandaşlık bağı hepimizi bu vatana sahip çıkmaya çağırıyor.
-
Anadilimiz Türkçe, bizleri bir arada tutan, milletimizi kaynaştıran bir çimento görevi görmektedir. Kaldı ki bütün kültürel, dinî ve tarihî değerlerimizi anadilimiz Türkçe sayesinde yaşatıyoruz.
-
Kutsal dinimiz İslam, laik demokratik Cumhuriyetin temel ilkesi olarak herkesin dinî inancına saygı duymayı gerektiriyor.
-
Şehitlerimizin kanlarıyla sulanan al bayrağımızın altında hep birlikte toplanacağız.
-
Kurtuluş Savaşımızın destanı İstiklal Marşı’mızı hepimiz ayakta söylüyor ve dinliyoruz.
Sonuç olarak iç cepheyi daha çok güçlendirmeliyiz. Çünkü bizi millet olarak ayakta tutan, vatanımıza, bağımsızlığımıza sahip çıkacak olan işte bu iç cephenin gücüdür.
Bu gelişmelere paralel olarak “İsrail’in hedefinde Türkiye mi var?” açıklamalarına da bir cevap verelim.
Bir kere İsrail Türkiye’ye saldıramaz. Çünkü Türkiye NATO üyesidir. NATO’nun 5. maddesi aynen şöyle diyor: “Tarafların, Avrupa veya Kuzey Amerika’da bir veya daha fazlasına karşı yapılacak silahlı bir saldırının hepsine karşı yapılmış sayılacağı konusunda mutabıktır” olduğu anlamını taşıyor.
Yani Türkiye’ye yapılacak bir saldırı, 32 NATO ülkesine yapılmış demektir. Ve bütün NATO ülkeleri Türkiye’nin yanında yer alıp Türkiye’yi korumak durumundadır.
Kaldı ki NATO’da ABD’den sonra en güçlü silahlanma ve savunma sanayisine sahip ülke Türkiye’dir.
Atatürk’ün dediği gibi bizler de “Yurtta barış, dünyada barış”ı koruyup geliştirmeliyiz. Savaşsız bir dünya için millet olarak el ele vermeliyiz.
Bekir Cebeci
(Eğitimci, Araştırmacı Yazar)
İstanbul; 22 Haziran 2025
E-mail: info@bekircebeci.com
Yorumlar
Kalan Karakter: